Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, ilk defa kazandığı 2019 yerel seçimleri için aday belirleme takvimi işlerken, İYİ Partililerin markajı altındaydı. 

Orada maksat, Yavaş’ı Ankara’dan İYİ Parti adayı olarak çıkarmaktı. 

Bir başka yönüyle de şöyle bir durum vardı: 

CHP ile yapılan yerel seçim ittifakının ‘adaleti’, Ankara’nın İYİ Parti’ye verilmesi ile tecelli edecekti. 

Zira CHP/İYİ Parti ortaklığında, İstanbul ve İzmir’de zaten CHP adaylarının desteklenmesi kararı çıkmıştı. 

Akşener bunun için açıklama da yaptı, Yavaş’ı kast ederek “Adaylığı kabul etmesini çok isterim” dedi. 

Aralık 2018’de, bu baskıların yoğunlaştığı bir dönemde Mansur Yavaş’la alakalı Hürriyet Gazetesi’nde Ankara kulislerinde sürpriz olarak karşılanan bir haber çıktı. 

Bir demeç değildi ama Yavaş adına bir meydan okuma anlamı taşıyan bir kulis haberdi bu.  

“CHP’den aday olursam olurum, olmazsam başka bir partiden aday olmam” minvalinde bir haber. 

YAVAŞ’A ULAŞTIM, “DOĞRULUYORUM” DEDİ.

O günlerde bu haberin doğru olup olmadığını, kendi yaklaşımını yansıtıp yansıtmadığını anlamak adına Mansur Bey’e ulaştım.

Kendisinden “Doğruluyorum” şeklinde bir cevap geldi. 

Günün sonunda bu meydan okuma işe yaradı, Akşener geri adım atarken, Yavaş İYİ Parti’nin de desteğiyle CHP adayı olarak girdiği seçimi kazandı. 

GELELİM BUGÜNE…
ÖZGÜR ÖZEL, İMAMOĞLU CEPHESİNİN BASKISIYLA ‘ERKEN ADAYLIK’ İÇİN HAREKETE GEÇMEK ZORUNDA KALDI

Cumhuriyet Halk Partisi’nde erken seçim çağrıları eşliğinde erken aday belirleme çalışmaları, üyelerin oy kullanacağı ‘ön seçim’ fikriyle soyut bir alandan, somut bir evreye geçmiş oldu. 

28 Ocak’ta partisinin Meclis Grup konuşmasında bu kararı açıklayan Genel Başkan Özgür Özel, 1,6 milyon CHP’li üyenin oyuyla parti adayının belirleneceğini açıkladı. 

Aynı günün akşamında Mansur Yavaş’ın kendisinden değil ama etrafından yansıyan kulis bilgileri, Yavaş’ın bu işe karşı olduğunu gün yüzüne çıkardı. 

Özel, öncesinde İmamoğlu ile iki kere, Yavaş’la bir kere bu konuyu görüşmüştü ama anlaşıldı ki, Yavaş’ın bu formüle rızası yoktu. 

İlerleyen günlerde Yavaş karşı duruşunu kendi açıklamalarıyla da kamuoyuyla paylaştı. 
Ancak CHP yönetimi, Özel, bu karardan vazgeçmiş bir görüntü vermedi. 

Bu durumda ortaya çıkan sonucun Mansur Yavaş’a dönük mesajı şuydu: 

“Uysa da, uymasa da ön seçim kararından geri adım atılmayacak, bu karar uygulanacak”

Yarın Özel/İmamoğlu/Yavaş arasında yapılacak olan üçlü zirve öncesi genel durum böyle. 

Esasen, Özgür Özel’e kalsa onun, şimdiden bir aday açıklama gibi bir niyeti yoktu. 

Ekim sonunda yaptığı bir açıklama var Özel’in: 

Adaylık tartışmaları ve kimin CHP adayı olacağına dönük soru üzerine Özel, “Ekrem beyi seçtik desem kimsenin diyecek bir şeyi yok ama kamuoyu karşılığı açısından bir Mansur Yavaş gerçeği var. En doğrusunu arayacağız ve bunu ortak akılla bulacağız” demişti. 

“Kamuoyu karşılığı” derken Özel’in kastı anketler…

Anketlerde Yavaş, İmamoğlu’ndan daha fazla destek buluyor. 

Ancak İmamoğlu’nun parti üzerindeki ağırlığı, anketlerin sunduğu fikri geri plana atıyor
Zaten Özel’in ‘Erken aday’ belirleme sürecinde karar kılması bir tercihten çok, İmamoğlu lobisinin bastırmasıyla gündeme gelen bir ‘zorunluluk’ gibi duruyor. 

YAVAŞ İÇİN RÜZGAR BU DEFA KARŞIDAN ESİYOR
 
Muhalefet cephesinde Ankara için ‘vazgeçilmezliği’, 2019 seçimlerinde Yavaş’a istediği gibi hareket etme esnekliği sağlamıştı. 

Bu güçle Akşener’e meydan okudu, risk alıp, “CHP’den aday olursam olurum olmazsam başka partiden olmam” deyip meydan okudu. 

Ancak şimdi durum değişmiş gibi duruyor. 

Şimdiye kadar arkasından esen rüzgar bu defa tam karşısından kendisine doğru esiyor. 

Özel içten gelen bir açıklama daha yapsa, ‘iç sesi’ ona şunu söyletecektir: 

“Kamuoyu karşılığı bakımından Yavaş’ı seçtik desek kimsenin bir diyeceği yok ama CHP açısından bir de İmamoğlu gerçeği var.”

İmamoğlu’na karşı daha fazla desteğe sahip olması, 31 Mart 2024 seçimlerinde bunu ispat etmesi, Yavaş’ın Cumhurbaşkanı adaylığı için yeterli olmuyor işte. 
2023 seçimlerine gidilirken ‘Seçilecek aday’ baskıların rağmen Kılıçdaroğlu, CHP’deki ağırlığını kullanarak kendisinin adaylığından taviz vermedi. 

Şimdi de Kılıçdaroğlu’nun o rolünü İmamoğlu üstlenmiş görünüyor. 

Yavaş ise iki zorlu seçenek arasında bir karar vermek zorunda kalacak:

Ya CHP’de kalıp, Cumhurbaşkanı adaylığı dışında bir başka teklife kapılarını açık tutacak, ya da cumhurbaşkanı adaylığında ısrar edip, parti ile yavaş yavaş köprüleri atacağı bir tercihe yönelecek.

Bakalım, neler olacak…

Mehmet Acet / Haber7