Kendi delegesine rüşvet veren millete neler yapmaz?
- GİRİŞ17.02.2025 09:10
- GÜNCELLEME18.02.2025 09:22
CHP, Türkiye'nin en eski ve kesinlikle en sorunlu partisi.
Geçmişte yaşanan skandallar sebebiyle toplum karşısında saygınlığı kalmayan fakat “kent uzlaşısı” adı altında yapılan kirli ittifaklar sayesinde 47 yıl sonra yerel seçimlerden birinci parti çıkarak göstermelik bir başarı elde eden CHP, yeniden rezaletlerin odağı haline geldi.
Ülkenin istikbaline yönelik hiçbir tezi ve projesi olmayan CHP’yi gündemde tutan tek şey; yolsuzluklar, şaibeler, hizipler ve rüşvet iddiaları…
Normalde bir partinin “rüşvetle” gündeme gelmesi için en azından iktidarda olması gerekirken…
Ana muhalefet partisi konumundaki CHP’nin üyeleri birbirlerinden rüşvet alıp-veriyorlar.
Üstelik bu parti içi rüşvet çarkına yönelik iddialar yeni değil…
Bir dönem CHP Genel Başkanlığı için Deniz Baykal’ın karşısına rakip olan Mustafa Sarıgül’ün, “kesin ihraç” talebiyle sevk edildiği parti Yüksek Disiplin Kurulu’ndan, YDK üyelerine bir poşet dolusu para vererek aklandığı öne sürülmüştü.
2005 yılının ilk günlerinde gündeme gelen bu olay hakkında konuşan Deniz Baykal ise;
“Tarihin hiçbir döneminde, CHP'nin hiçbir organında rüşvetle karar satın alındığının bir örneği yoktur” ifadelerini kullanmıştı.
Tesadüf bu ya!
Daha sonra demokratik bir süreçle değil, “kirli bir kaset kumpasıyla” devrilen Baykal’ın ardından liderlik koltuğuna oturan Kemal Kılıçdaroğlu’nun gidişi de “şaibeli” oldu.
CHP kurultaylarının tamamında tartışmalar, gerilimler, yumruklaşmalar eksik olmazken…
Kemal Kılıçdaroğlu’nun devrildiği CHP’nin 38’nci Olağan Kurultay’ına ise “delege pazarlıkları” ve “rüşvet” iddiaları damga vurgu.
Göreve geldikten sonra İBB bütçesini har vurup harman savuran Ekrem İmamoğlu’nu açıktan desteklediği Özgür Özel’in zaferle çıktığı şaibeli kurultayda, delegelere para, ev ve pahalı hediyeler karşılığında oy kullandırıldığı ilk günden itibaren konuşulmaya başlandı.
Hatırlayın!..
4-5 Kasım 2023 tarihleri arasında gerçekleştirilen kurultayda yapılması gereken “Parti Meclisi” oylaması, hiçbir mazeret gösterilmeden tam 5 kez ertelenmişti.
Bu ertelemenin asıl sebebinin ise delegelere vaat edilen ödemelerin bir türlü yapılmaması olduğu ifade edilmişti.
O dönem konuştuğum ve isminin gizli kalmasını isteyen CHP’li üst düzey bir yönetici, şunları söylemişti:
“Gözümüzün önünde yapılan bariz pazarlıklara şahit olduk. 2 milyon, 3 milyon, işte Kiptaş’tan evler vaat edildi. Adamlar bariz diyor ki ‘oyumu veririm, ne kadar vereceksin?’ Milyonlar havada uçuştu. Rakamlar aşağı yukarı 100 bin dolara tekabül ediyor. Zaten oylamada biz girerken 771 imzamız vardı, 664’e kadar düştük. Sonrasında fark ikinci turda açıldı. Hatta Faik Öztrak dedi ki ‘Arkadaşlar biz bugün bir adaya yenilmedik. Belediyenin kamu gücüne yöneldik. Sermayenin gücüne yenildik’ dedi. Çok deli paralar dağıtıldı.”
Tabii ben CHP’deki kaynağımla bunları konuşurken…
Kemal Kılıçdaroğlu’na yakınlığıyla bilinen CHP Üyesi olan Tolgahan Erdoğan’da kurultayda dönen akçeli işler hakkında ilginç bir iddia ortaya atmıştı.
İstanbul’dan Ankara’ya lüks araçlarla nakit paralar taşındığını öne süren Erdoğan,
“Para iddialarına kızıyorsunuz peki soruyorum. Pazar günü Laleli Aksaray’da kapalı olan 4 Döviz Bürosu (Taç Döviz -Ats Gold - Karadeniz Döviz- Servet Döviz) hangi Belediye Başkanının talimatı ile açtırıldı. Sabahtan öğlen sonrasına kadar Uber Vito araçlarla 1.5 milyar para neden ve nereye gitti? Bu iddiayı yalanlayacak varsa Laleli Ordu Cad. 5 Kasım tarihli mobese kameralarını izlemeye davet ediyorum” ifadelerini kullanmıştı.
Bu paylaşım sonrası telefonla aradığım Tolgahan Erdoğan,
“Ben partinin üyesiyim. Kemal Bey’e olan desteğimi de gizlemiyorum. Bir şey bilmesem bu iddiayı yazmazdım. Biz iddiamızın arkasındayız. Açık açık isim veriyoruz. Devlet de gerekeni yapsın. MOBESE kameralarını açıp, 5 Kasım tarihinde hakikaten öyle bir trafik olmuş mu? O döviz bürolarından o çantalar çıkmış mı?’ baksın” demişti.
Ben o zaman bu görüşme trafiğini haberleştirdim.
Kongrenin ilk gününde pazarlıkların yapıldığını, ikinci gün verilen sözlerin tutulmadığını gören bazı delegelerin Parti Meclisi için Oğuz Kaan Salıcı’nın, yani Kemal Bey’in desteklediği listeye oy vermeye doğru yönelmeye başladığını…
Sonrasında otel odalarında ödemelerin yapıldığını ve değişimcilerin kazandığını aktarmıştım..
Fakat iddialar henüz sıcaklığını korurken savcılar maalesef gereken adımları atmadı.
Kurultay günü 4 döviz bürosunun pazar günü açılarak lüks minibüslere para taşındığına dair söylemler bir “iddia” olarak kaldı.
Aradan tam bir yıl geçtikten sonra…
Önce 19 Kasım 2023'te Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na, oranın verdiği “yetkisizlik” kararının ardından 22 Aralık 2023'te Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen bir şikayet dilekçesiyle nihayet “oylamaya hile karıştırılması” suçundan soruşturma başlatıldı ve 4-5 Kasım 2023'te yapılan CHP’nin 38. Olağan Kurultay’ının iptali istemiyle dava açıldı.
Çok sayıda CHP’li delege de bu süreçte “itirafçı” olup, kurultayda dönen rezaletler hakkında bildiklerini yargıya anlatmaya başladı.
Tabii bundan sonra olacaklar bağımsız yargıyı ilgilendiriyor.
Beni asıl endişelendiren ise kendi delegelerini bile rüşvetle hizaya getiren CHP’nin ülkeyi yönetmeye talip olması…
Daha muhalefette iken ismi bu kadar pisliğe bulaşan bir parti, maazallah devleti ele geçirirse neler yapmaz?
Böyle bir ihtimal bile insanı dehşete düşürüyor!
Yorumlar38