AK Parti'den CHP'ye Can Atalay tepkisi: Cuntacılığın en ala örneği

AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, Meclis Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca'nın, TBMM Genel Kurulunda Anayasa Mahkemesinin, Gezi Parkı davası hükümlüsü ve milletvekilliği düşürülen Can Atalay ile ilgili karar hükmünü okutmasına ilişkin, "Sayın Gülizar Biçer açıkça Meclis Başkanvekilliği görevini kötüye kullanmış ve yetkisinin aşımıyla da hukuk aleminde hiçbir sonuç doğurmayan korsan bir eylem yapmıştır." dedi.

Usta, AK Parti'li milletvekilleriyle gerçekleştirdiği basın açıklamasında, Meclis Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in geçirdiği rahatsızlık nedeniyle TBMM Genel Kurulunun, Danışma Kurulu kararıyla çalışmalarına bugün ve yarın ara verdiğini anımsattı.

Kurtulmuş: Karaca ve Suiçmez'i kınıyorum, yetkilerimi kullanacağım

TBMM'nin, millet iradesinin tecelligahı, anayasal sınırlarla belirlenmiş ve yasama yetkisini kullanan en yüksek organ olduğunu belirten Usta, Meclis Başkanvekili Karaca'nın, TBMM Genel Kurulunda Anayasa Mahkemesinin, Gezi Parkı davası hükümlüsü ve milletvekilliği düşürülen Can Atalay ile ilgili karar hükmünü okutmasıyla hem anayasal sınırların hem de Meclis İçtüzük'ün açıkça ihlal edildiğini söyledi.

İçtüzük'ün 55'inci maddesinin 1'inci fıkrasına göre, oturumun devamında başkanlık makamı ve katip üyeliklerin boş kalamayacağını hatırlatan Usta, TBMM Katip Üyesi Havva Sibel Söylemez'in, bu korsan bildiri ve eylem üzerine Başkanlık Divanını terk ettiğini ve durumu bildirmesine rağmen Meclis Başkanvekili Karaca'nın, Başkanlık Divanı teşekkül etmediği için birleşime ara vermeyip korsan bildiriyi okutmaya devam ettiğini belirtti.

Meclis başkanvekillerinin, birleşimleri TBMM Başkanı adına vekaleten yönettiklerini, hangi birleşimi ve oturumları yöneteceklerine de TBMM Başkanının karar vereceğini dile getiren Usta, şöyle konuştu:

"Ayrıca Başkanlığın Genel Kurula sunuşları kısmında yer alacak gündeme dair içerikler yine TBMM Başkanı tarafından belirlenir, karar verilir. Meclis Başkanı tarafından gündeme alınmayan herhangi bir husus Genel Kurula sunulamaz. Bu konuda Meclis başkanvekillerinin hiçbir takdir yetkisi de bulunmaz. Sayın Gülizar Biçer Karaca, Meclis Başkanı adına ve onun verdiği yetkiyle görev yaptığını çok iyi bilmektedir. Meclis Başkanının onayı olmadan gündeme ekleme yapamayacağını çok iyi bilmektedir. Buna rağmen çok açık bir şekilde İçtüzük'ü yine ihlal etmiştir. Sayın Gülizar Biçer açıkça Meclis Başkanvekilliği görevini kötüye kullanmış ve yetkisinin aşımıyla da hukuk aleminde hiçbir sonuç doğurmayan korsan bir eylem yapmıştır. Bütün siyasi parti gruplarının Sayın Önder'e 'geçmiş olsun' dileklerini bildirmek, arkasından da Meclisin kapanması noktasındaki ortak iradesini hiçe sayarak en başta kendi mevkidaşı olan Sayın Önder'e bu saygısızlığı açıkça yapmıştır."

Usta, CHP milletvekillerinin konudan haberdar olduğunun ve Genel Kurula hazırlıklı ve planlı geldiğinin altını çizdi.

"Neresinden bakarsanız tamamıyla usulsüz, milletin, Meclis'in iradesine, Anayasa'ya ve İçtüzük'e aykırı bir eylem içerisine girmişlerdir." ifadesini kullanan Usta, şöyle devam etti:

"Biz bugün Meclis'te ortak kararla Sırrı Süreyya Önder'e dayanışmamızı ve geçmiş olsun dileklerimizi bildirmek için bir aradaydık. Böyle bir günde böyle bir korsan eylemi yapacak kadar aciz duruma düşmüş olmalarını milletin ve kamuoyunun takdirine sunuyoruz. Bunu yapacak kadar CHP'nin içindeki çekişme ve kavgalar yüzünden, yakın zamanda yeniden belirlenecek olan Meclis başkanvekilliği görevlerinin ve makamın hevesine kapılarak, CHP Grubunun yapmış olduğu baskıya karşı Sayın Gülizar Biçer, Divan'da tarafsız oturmayı becerememiştir. Tamamıyla bir CHP Grubu vekili veya bir CHP grup başkanvekili gibi Divan'ı yönetmeye kalkmıştır. Bu açıdan kendisini bütün görev ve yetkilerini ihlal ederek Meclis'in amir hükümlerine de aykırı geldiği için hem kınıyoruz hem de bunun sonuçlarının mutlaka olması gerektiğini belirtmek istiyorum."

"CUNTACILIĞIN EN ALA ÖRNEĞİ"

Usta, Karaca'nın, artık tarafsız olarak Meclis Başkanvekilliği görevini yapamayacağını vurguladı.

Karaca ve CHP'ye tepki gösteren Usta, "CHP'nin bugün yapmış olduğu örnek, haftalardır gündeme taşıdıkları cuntacılığın en ala örneğidir. Bütün milletvekillerinin, Anayasa'nın, İçtüzük'ün, milletin vermiş olduğu iradenin sınırlarını, yetkisini, görevini aşarak, kötüye kullanarak kendi eylemlerini Divan'dan yapmaya çalışmışlardır. Bundan daha ala cuntacılık örneği de olamaz. Bu konuda Sayın Meclis Başkanının, yetkisini, görevini kötüye kullanan Sayın Gülizar Biçer'e gerekli işlemi yapması için de davette, çağrıda bulunuyoruz. Artık Meclis Başkanvekili olarak görev yapması, bir oturum yönetmesi kesinlikle mümkün değildir." dedi.

Anayasa Mahkemesinin, Atalay ile ilgili karar hükmünü okutmasından diğer siyasi parti gruplarının haberi olmadığına dikkati çeken Usta, DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit ile de konuştuğunu, böyle bir günde böyle bir davranış ve tutumunun sergilenmesinden çok üzgün olduklarını kendisine ilettiğini söyledi.

CHP'nin, TBMM'yi eylem alanına çevirme çabalarına asla izin vermeyeceklerini kaydeden Usta, "Kendi iç çekişmelerini ve kavgalarını artık gidip kendi partilerinde yapsınlar. Ne üniversitelerimizi ne öğrencilerimizi ne de Meclis Divan kürsüsünü iç çıkar kavgaları için kullanmaya çalışmasınlar. Bu çok büyük bir ayıptır, saygısızlıktır." ifadelerini kullandı.

Usta, Anayasa Mahkemesinin, Atalay ile ilgili karar hükmünün TBMM Genel Kurulunda okutulmasının bağlayıcılığına ilişkin soru üzerine, şu yanıtı verdi:

"Hiçbir bağlayıcılığı yok. Tamamıyla hukuki camiada ve alemde hükümsüz bir işlem yapmışlardır. Yok hükmündedir. Bunu ben kendim de zaten işlemi devam ettirirken, Katip Üyemiz kalkmış, Divan boşken ve Meclis Başkanının gündeme dair onayı olmadan korsan olarak gündeme alıp okudukları bildiriyle hukuku çiğnediklerini başta söyledim. O yüzden okunan o kararın hiçbir hükmü de yoktur, tamamen hukuksuzdur. Bunu kendilerine Genel Kurulda da söylememize rağmen hiçbir dikkate almayıp okutmaya da devam etmiştir. Kendileri de çok iyi biliyorlar. Yapılan işlemin hukuki camiada hükmü yoktur."