Arınç, Kılıçdaroğlu'nu Hakkari ile vurdu
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kılıçdaroğlu'nun BDP'nin istediği siyaseti güttüğünü ileri sürürken CHP'nin 2007'de Hakkari'de aldığı oy oranını hatırlattı.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Hakkari mitingindeki ''yerel yönetimlere özerklik şartını tanıyacağız'' sözlerine ilişkin, ''Bay Kemal ne için bunu Bursa'da veya Aydın'da İzmir'de konuşmamış da Hakkari'de konuşmuştur. Batman'da konuşabilir, Diyarbakır'da birkaç gün sonra yapacak orada konuşabilir bu örgütün benimsediği, BDP'nin de izlediği siyasetin bir parçasıdır'' dedi.
Arınç, Bursa Olay TV'de yayımlanan Ahmet Emin Yılmaz'la Siyaset programında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Arınç, MHP'nin Hakkari'ye gidip gitmeyeceği ile ilgili olarak, ''Gitmez bildiğim kadarıyla, giderse nasıl karşılanır onu da pek bilemiyorum, ama CHP farklı karşılandı'' dedi.
CHP mitingi öncesi belediyenin açıldığını, sokaklarda çöplerin toplandığını, bütün dükkanların açılması ve bütün BDP'lilere ''mitinge katılın'' talimatının verildiğini ifade eden Arınç, şöyle konuştu:
''Bir gazetede boy boy fotoğrafları da yayımlandı. İsmini vermeyeyim. CHP'nin mitingine katılan BDP'lilerin eski görüntüleri fotoğrafları ile birlikte yayımlandı... Ben sadece fotoğraf veriyorum, fotoğrafta molotofkokteyli atarken tespit edilen insan, CHP'nin mitinginde elinde CHP bayrağı ile. Bu bir, ikincisi çöp yok, üçüncüsü kepenkler açık, dördüncüsü de bir destek var. Bu nedir Allah aşkına, Başbakan'dan esirgenen ama Kemal Kılıçdaroğlu için ayaklarının altına kırmızı halı serilmesi neyi ifade ediyor. Bu 'bende oraya gittim ve Başbakan'dan farklı olarak alkışla karşılandım ve benim mitingim daha kalabalıktı.' Peki bugün sordular 'o mitingde bir tek Türk bayrağı yoktu.' 'Olsun varsın' dedi, 'Biz onu kalbimizde yaşatıyoruz' dedi. Kemal beyde söz çok maşallah her şeyin altından kalkabiliyor. Ama başka bir mitingde elinde Türk bayrağı olmayan bir kalabalığa Başbakanımız hitap etseydi, ben onların ne söyleyeceğini az çok tahmin ediyorum. Yani bu mitingde şu yoktu, şu yoktu hepsine eyvallah diyor. Bu CHP'nin, bu Kemal Kılıçdaroğlu'nun, tüm CHP'yi de ben bu işin içinde kabul etmiyorum, 'Ben oraya gideceğim, onlar beni alkışlayacaklar, ben onlarla bir iletişim kuracağım ve yıllardan beri biz Güneydoğu'dan milletvekili çıkaramıyoruz, artık CHP'nin Güneydoğu'da varlığını şu veya bu şekilde ispatlayacağım' çabası.''
Kılıçdaroğlu'nun kürsüden, ''Gülücüklerle meydandaki BDP'lilere yerel yönetimlerde özerkliği tanıyacağız'' dediğini anımsatan Arınç, şöyle devam etti:
''Özerkliği Hakkari meydanında konuşuyor, Bursa'da bugüne kadar böyle bir şeyden bahsetti mi Kılıçdaroğlu? Ankara'da, Amasya'da, Çorum'da, Sivas'ta bahsetti mi? Hayır. Peki niye Hakkari'de bundan bahsediyor. Bunun bir sebebi var. Buralarda bunu söyleyemez, söylerse eleştirilir. Söylerse 'sen delimisin ne yapıyorsun?' derler. Ama Hakkari'de özerklik lafını, başını sonunu bile belirtmeden sadece özerklik kelimesini konuşması bile alkış alıyorsa. Bu örgütün de BDP'nin de hep özerkliğin arkasına saklanmasındandır. Senin kastettiğin farklı olabilir ama Hakkari meydanında özerklikten bahsettiğin zaman bunu alkışlayan insanların kafasında ya Demekratik Toplum Kongresi'ndeki özerklik geliyor, veya da KCK İddianamesindeki özerklik geliyor veya özsavunma güçlerini hazırlayan örgütün 'biz aynı federasyon, Türk bayrağını yanına kendi bayrağımızı da koyacağız' sözleri geliyor. Bay Kemal ne için bunu Bursa'da veya Aydın'da İzmir'de konuşmamış da Hakkari'de konuşmuştur. Batman'da konuşabilir, Diyarbakır'da birkaç gün sonra yapacak orada konuşabilir bu örgütün benimsediği, BDP'nin de izlediği siyasetin bir parçasıdır.''
''CHP'nin ilk kez Fırat'ın doğusuna geçmiş olması Türk siyasetinin kazanımı mıdır, yoksa zaafı mıdır?'' şeklindeki bir soru üzerine de Arınç, geçmiş yıllarda geleneksel olarak CHP'nin en güçlü olduğu yerlerin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi olduğunu ancak CHP'nin yaklaşık son 20 yılda o bölgeden çekildiğini söyledi.
Arınç, ''Şimdi orada 20 tane vilayette bir tane milletvekili yok CHP'nin. Cumhuriyeti kurduğunu, devleti ilan ettiğini ifade eden bir partinin şu anda 81 ilin 26'sında milletvekili yok. Benim bildiğim son seçimlerde Hakkari'de 153 oy aldı. Yani yüzde 1'lerden aşağıya düştüler. Sadece tabelaları kaldı. Şimdi bu eğer daha çok mesafe almak ve yine biz oralarda var olmalıyız demekse orada kendisini alkışlayanların bir defa CHP'ye oy vermesi mümkün değil ama kabul edilmek isteniyor. Baykal'ın yuhalandığı veyahutta yumurta atıldığı bir Van'da ben de yuhalanmayayım, onların gönlünden konuşayım hevesidir bu. Eğer geçmişteki raporlarına bağlı kalsalardı, o raporlarda bugün söylediklerinin bir kısmı vardı zaten. Ama bunların karşısına bugün geçiyorlar, hatta o konularla ilgili icraat yapmak isteyen AK Parti'yi de Türkiye'yi bölmekle suçluyorlar'' diye konuştu.
''Yerel yönetimlere özerklik şartını tanıyacağız'' sözünü herkesin bilemeyebileceğini belirten Arınç, şunları kaydetti:
''Ama biz biliyoruz, nereden biliyoruz 1988 yılında kabul edilmiş uluslararası bir sözleşme. Ben Meclis Başkanlığı yaptım. Hükümet imzalar, sonra Dışişleri Komisyonu'na gelir. Meclis Genel Kurulu'nda kabul edilirse Anayasa'nın 90. maddesine göre, kanun hükmüne geçer. Şimdi bu imzalanmış ama 8 tane çekinceyle birlikte imzalanmış. Ben o tarihlerde parlamentoda değildim, ama açıp baktığımız zaman bunu görüyoruz. Halen bu çekincelerde devam ediyor. CHP bu çekincelere ömrü boyunca sahip çıkmış. Hatta o kadar sahip çıkmış ki, biz 2002 sonunda iktidara geldik. 2003'ün başlarında biz Kamu Yönetimi Temel Kanunu hazırladık. Bu bir çatıydı. Kamu Yönetimi Temel Kanunu'nun altında da Belediyeler Kanunu, İl Özel İdareler Kanunu, Büyükşehir Belediyeleri Kanunu vardı. Önce bunu çıkaralım sonra diğerlerini çıkaralım dedik. Biz Kamu Yönetimi Temel Kanunu çıkardık. Sayın Sezer Cumhurbaşkanı olarak veto etti. CHP de Anayasa Mahkemesine götürdü. Anayasa Mahkemesi de iptal etti. Biz o zaman bu kalsın, altındaki kanunları çıkaralım dedik. Gerisini de çıkardık. Belediyeler Kanunu, İl Özel İdareler Kanunu, Büyükşehir Belediyeleri Kanunu. Kamu Yönetimi Temel Kanunu'nun asıl amacı da bugünkü kamu yönetimindeki hantallığı direnen bürokrasiyi mümkün olduğu kadar yontabilmek, yerelleşmeye daha çok önem vermek. Yerelde alınacak kararların etkili olmasını sağlamak, Türkçe konuşuyorum. Bakınızın Anayasa Mahkemesine müracaat eden CHP'nin dava dilekçesinde enteresan hususlar var. 'Siz böyle bir kanunu nasıl Meclis'ten geçirirsiniz. Çekinceleri unuttunuz mu? Siz ülkeyi bölmek mi istiyorsunuz? Eyaletlere gidiyor.' Bu itirazları yapıp bu kanunu itiraz ettiren CHP, bugün 'ne var bu çekincelerde canım zaten Hükümet de onu kabul etmemiş miydi' diyor. Pes doğrusu. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, çok esnek bir insan başka bir şey söyleyemeyeceğim.''