Kılıçdaroğlu'lu CHP Diyarbakır'da

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, partisinin 9 yıl sonra Diyarbakır'da düzenlediği mitingde konuştu. Kılıçdaroğlu, fabrika, düşünce özgürlüğü ve 'Kürt Sorunu'nu çözme sözü verdi.

Kılıçdaroğlu'lu CHP Diyarbakır'da
Kılıçdaroğlu'lu CHP Diyarbakır'da
GİRİŞ 31.05.2011 13:25 GÜNCELLEME 31.05.2011 13:25
Bu Habere 67 Yorum Yapılmış

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''OHAL'in (olağanüstü hal) burada resmi adı kalktı. Şimdi Türkiye'de OHAL her yerde var'' dedi.

Kılıçdaroğlu, İstasyon Meydanı'nda partisince düzenlene mitingde yaptığı konuşmada, geçmişte Diyarbakır Cezaevinde büyük acılar ve travmalar yaşandığını, işkence yapıldığını ve ailelerin perişan edildiğini belirterek, bu cezaevini müze haline getireceklerini söyledi.

Kente gelen gelen her yurttaşın Diyarbakırlı gençlerin çektiği acıları, o hapishaneyi gezerek göreceğini bildiren Kılıçdaroğlu, ''Bunu şunun için söylüyorum. Geçmişimiz ve geleceğimizle yüzleşeceğiz, acılarımızı paylaşacağız. Biz özgürlük ve demokrasi istiyorsak, önce geçmişimizle yüzleşerek yapacağız bunu. Hapishaneyi müze yapacağız ve halka armağan edeceğiz. Her gelen geçmişte 'yaşanan dramları görsün' diye'' şeklinde konuştu.

Kemal Kılıçdaroğlu, geçmişte büyük acılar yaşandığını hatırlatarak, sözlerine şöyle devam etti:

''OHAL vardı burada. 'OHAL'i kaldırdık.' dediler. OHAL'in burada resmi adı kalktı. Şimdi Türkiye'de OHAL her yerde var. Doğuda, batıda, kuzeyde ve güneyde de var.

Recep beyin iktidarında neler oldu. Diyorlar 'Faili meçhuller bitti.' 2003 ve 2010 yılı arasında faili meçhullerin sayısı 110 kişi. 110 faili meçhul var ve halen aydınlatılamamış. 'Dur ihtarına uymadı' diye kolluk güçlerince vurulan ve öldürülen kişi sayısı 315. Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü olup tedavi için izin verilmeyen, bu yüzden hayatını kaybeden kişi sayısı 212'dir ve daha önemlisi, kişiyi suçluyorsunuz tutukluyorsunuz. Tutuklu sayısı 2005 yılında 28 bin kişi, 2009'da 52 bin 512 kişi. Daha bunlar mahkum olmamış. Yakalıyorsunuz, 'Haydi içeri' diyorsunuz. İçerde aylarca niçin tutuklandığını dahi bilmiyorsunuz.

Daha önemlisi sadece düşüncesini açıkladığı için 2010'un ilk 6 ayında 596 kişi yargılanıyor. Düşünce suçu işlediği için öngörülen hapis cezası bin 219 yıl. 21'inci yüzyılın Türkiyesinde düşüncesini açıkladı diye bin 219 yıl hapis cezası istenir mi? Bunu isteyen hükümet demokrat olabilir mi? Özgürlükçü olabilir mi? Barışı ve kardeşliği getirebilir mi?

Taş atan çocuklara geliyorum. 'Taş attı' diye yüzlerce çocuk tutuklandı. 2009'da 177 çocuk 'taş attı' diye yargılandı. 772 yıl hapse mahkum edildi. Eski DGM'lerin adını değiştirdiler, yeni adı özel yetkili mahkemeler. Bu mahkemeler olduğu sürece Türkiye'ye demokrasi gelmez, yargı bağımsız olmaz. Demokrasi ve özgürlük gelecekse her alanda gelmeli. İnsanlarımız düşünce, inanç, kimliklerinden ötürü hor görülmemeli. Her insan eşit yurttaşlık temelinde beraber olmalı.''

Faili meçhullerin aydınlatılması için verdikleri 6 önergenin reddedildiğini, faili meçhullerin görmezlikten gelindiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, kayıpların bulunması için komisyon kurma tekliflerinin kabul edilmediğini bildirdi.

Kılıçdaroğlu, İstanbul'da kayıplarla ilgili bir derneği ziyaret ettiğini hatırlatarak, şöyle dedi:

''Ağlayan bir anne şunu söyledi: 'Çocuğum kayıp, onun öldüğünü, öldürüldüğünü biliyorum. Ama mezarını görmek istiyorum. Hiç değilse başında bir Fatiha okuyayım.' dedi. Gelsene uluslararası standartlarda bir komisyon kuralım. Gelsene, gelemez. Çünkü o değişim ve dönüşümden yana bir parti değildir. Bunların iktidarında da 100'ün üstünde faili meçhul var, kayıplar var.

AKP demokrat bir parti değildir. Yüzde 10 barajı 12 Eylül ürünü bir yasal düzenleme. 12 Eylül hukukuna karşı mısınız? 'Yüzde 10 barajını indirelim' dedik. Geldiler mi? Çünkü bunlar demokrat değil. Milli iradeye inanmıyorlar. Çünkü bunlar başka partiye verilen oylarla kendi milletvekillerini çıkarıyorlar. Biz demokrat özgürlükçü ve halktan yanayız. Ey Recep Tayyip Erdoğan gel kaldıralım yüzde 10 barajını. Sen darbelere karşısın değil mi? Biz de darbelere karşıyız. Bütün darbeler diyor ki; 'TSK'nın 35. maddesi var.' Ona dayandırıyorlar. O zaman gel bunu değiştirelim. 'Efendim siz popülizm yapıyorsunuz, kanun teklifi veremezsiniz.' Arkadaşlara talimat verdim ve teklif verildi. AKP geldi mi? Gelmedi, gelemez özgürlükçü, demokrat ve yürekli değil. İnsan haklarından yana, kadın erkek eşitliğinden, çocuklardan yana, aile mutluluğundan, iş ve aştan yana değil AKP.''

-''DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ GETİRECEĞİZ''

Kılıçdaroğlu, Türkiye'yi özel yetkili mahkemelerden kurtaracaklarını dile getirerek, şöyle devam etti:

''Ne demek özel yetkili mahkeme? Recep Tayyip Erdoğan'ın mahkemeleri, Recep Tayyip Erdoğan'ın savcıları... Özel yetkili mahkemeleri kaldıracağım. Halkın iradesine saygı göstereceğiz. Halkın iradesiyle seçilen belediye başkanları aylarca hapiste tutuyorlar. Hatırlarsınız kelepçelediler, sıraya dizdiler, fotoğrafını çekip medyaya servis yaptılar. Eğer insanların iradesine saygılıysanız o insanları neden tutuklu tutuyorsunuz. O insanlar da avukatları da neden tutuklandığını bilmiyorlar. Çünkü gizlilik kararı getiriyoruz. O nedenle bu ucubeyi de hukuk sistemimizden kaldıracağız. Daha özgürlükçü, uygar ülkede olması gereken yargı sistemini getireceğiz. Bağımsız, insan haklarından yana bir yargı düzeni kuracağız. Düşünce özgürlüğü getireceğiz, Her türlü düşüncenin özgürce tartışıldığı bir Türkiye'yi ayağa kaldıracağız.

Bize 'Siz Hakkari'ye, Diyarbakır'a, Siirt'e, Bitlis'e, Sivas'ın ötesine gidemezsiniz' dediler. İşte geldik arkadaşlar. Ama bir şeyde haklılar onu söyleyeyim. Biz yeteri kadar Diyarbakır'a gelmedik. Sizinle yeteri kadar konuşmadık, dertlerinizi dinlemedik. Ankara'da oturduk 'Bize oy verin' dedik. Ama şimdi bunu değiştiriyoruz. Yeni bir CHP, yeni bir anlayış, daha özgürlükçü bir parti, daha çok demokrasiyi içine sindiren bir parti. Size geliyoruz, ayağınıza geliyoruz. Daha çok geleceğiz, daha çok konuşup çayınızı içeceğiz.''

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Türkiye bir bütündür, hiç kimse bölmek istemiyor. Bu güzel coğrafyada hepimiz kardeşçe, barış içerisinde, huzur içerisinde yaşayacağız'' dedi.

Kılıçdaroğlu, İstasyon Meydanı'nda partisince düzenlene mitingde, Avrupa'nın ve pek çok ülkenin kabul ettiği, 1988 yılında Meclis'ten geçen ''yerel yönetimler özerklik'' şartını getireceklerini söylediğini hatırlatarak, şöyle konuştu:

''Türkiye'de yerel yönetimlerin güçlü olması gerektiğini söyledim. Hemen, 'Efendim sen Türkiye'yi bölüyorsun. Efendim sen özerklik' dedin. 'Eyvah memleket parçalanacak. Sen eyalet sistemi' dedin. Buradan söylüyorum: Türkiye bir bütündür, hiç kimse bölmek istemiyor. Bu güzel coğrafyada hepimiz kardeşçe, barış içerisinde, huzur içerisinde yaşayacağız. 'Efendim, sizin mitinginizde niye bayrak yoktu?' diyor. Bayrak, bu ülkenin 73 milyon yurttaşın ortak paydasıdır. Bayrak üzerinden siyaset yapılmaz. Bayrak hepimizin bayrağıdır. Bayrak hepimizin onurudur, şerefidir. O bayrağı göndere çekerken hepimiz saygı duyarız. onun üzerinden politika yapmak bölücülüktür. En büyük bölücü de Recep Tayyip Erdoğan'dır. Diyarbakır neyse İzmir de o dur, Hakkari neyse Edirne de odur, Bitlis neyse Trabzon da odur. Biz niye bölünelim? Bölenlere karşı direniyoruz zaten. Bölücü olan belli Ankara'da oturuyor. Kimliği belli adı da Recep Tayyip Erdoğan'dır diyorum. Hakkari'de bir eski muhtar geldi ve belediye başkanı odasında dedi ki: Ben ülkemi seviyorum. Biz bölünmek istemiyoruz, kardeşçe yaşamak istiyoruz. Yeter artık bu kanı durdurun. Ne kadar güzel değil mi? Bu kanı durdurun, barışı getirin, huzuru getirin. Size sözüm var; bedeli ne olursa olsun barışı getireceğim, Türkiye'yi bir cennete çevireceğim. Diyarbakır'da gelip hapishane sözü veren bir başbakan var. Bütün Diyarbakırlılara sesleniyorum: Eğer siz hapishane istiyorsanız eyvallah. Gidersiniz 12 Haziran'da oyunuzu verirsiniz Recep Tayyip Erdoğan gelir, size sıcak suyu, soğuk suyu olan bir hapishane yapar. 'Ama biz hapishane değil, fabrika istiyoruz' diyorsanız, o zaman sırtınızı döneceksiniz, karşıya bakacaksınız, 6 oku göreceksiniz, yeni CHP'yi göreceksiniz.''

-''BU SORUNU ÇÖZMEK KEMAL KARDEŞİNİZİN GÖREVİ OLACAKTIR''-

Kılıçdaroğlu, Diyarbakır'da bin kişinin çalıştığı halı fabrikasının, 2 bin 500 kişinin çalıştığı iplik fabrikasının, 610 kişinin çalıştığı içki fabrikasının ve 850 kişinin çalıştığı tütün fabrikasının bu hükümet döneminde kapatıldığını söyledi.

Diyarbakır'da 2002 yılında 3 olan icra dairesi sayısının 2011 yılında 7'ye yükseldiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

''Fabrika yok, istihdam yaratmak yok, sorunu çözmek yok, millet borç batağında icra dairelerinin sayısını artıyorsunuz, insanların mal varlıklarını haciz edeceksiniz. Diyarbakır'a verdikleri icra dairesi. Size sözüm var, ahdım var. Petrol boru hatları bu bölgeden geçer, doğal gaz hatları bu bölgeden geçer. Doğu ve Güneydoğu'yu petrokimya üssü haline getireceğiz. Burada fabrikalar olacak, insanlar çalışacak, alın teri dökecek. Burada insanlar akşam evine huzur içerisinde gidecek. Recep Tayyip Erdoğan geliyor diyor ki: Kürt sorunu var. Eyvallah, sonra diyor ki: Bu sorun benim sorunum. Eyvallah. Sonra bir bakıyoruz, 'Böyle bir sorun yoktur' diyor. Böyle bir sorun var mı? Var mı böyle bir sorun? Millet mi doğruyu söyler, Recep Tayyip Erdoğan mı? Kim doğruyu söyler, ben de size inanıyorum, millette inanıyorum. Böyle bir sorun var, bu sorunu çözmek Kemal kardeşinizin görevi olacaktır. 'Diyarbakır'a önem veriyorum' diyor. Allah aşkına, nüfusu 1,5 milyona ulaşan Diyarbakır'da sivil havaalanı var mı? Diyarbakır'da niye sivil havaalanı olmasın? Size verilen sözlerin hepsi havada kaldı. Oylarınızı aldılar, size verdikleri sözü tutmadılar. Oylarınızı aldılar, sizin yüzünüze bakmadılar. Oylarınızı aldılar, size sırtlarını döndüler. Biz şunu yapacağız. Oy isteyeceğiz, oy verseniz de vermeseniz de, sizin sorununuzu çözeceğiz. Çünkü benim için yandaş yok, sadece ve sadece vatandaş var.

Aile sigortası getireceğim. Geliri olmayan veya geliri asgari ücretin altında olan her hanede kadının banka hesabına en az 600 lira yatıracağız ve hiç kimseyi namerde muhtaç etmeyeceğiz. Recep Bey'in kafasında bir şey var. Efendim 'Bu Kemal Kılıçdaroğlu, Merkez Bankasında para var. O paraya gözünü dikmiş' diyor. Şimdi size soruyorum. Bir insanın hayatı mı önemli yoksa orada duran para mı önemli? İnsan hayatı önemli değil mi? İnsan, önce insanın hayatını düşünür. İnsan önce insanların geleceğini düşünür. İnsan önce insanların mutluluğunu düşünür. Ben 'insanlar mutlu olsun' diyorum. O, 'Para bir yere gitmesin' diyor. Yeter artık. Gözünüzü para doyursun. Bu ülkede yoksulluğu bitireceğiz, aile sigortası ile herkese ekonomik güvence getireceğiz. Bu ülkede barışı, huzuru getireceğiz, umudu yeşerteceğiz. Bu ülkede her etnik kimlikte insanımız barış, dostluk ve kardeşlik içerisinde özgürce yaşayacak. 9 milyon emekliden de oy istiyorum''

-NOTLAR-

Havaalanında partililer tarafından karşılanan Kılıçdaroğlu, Bağlar ilçesi'nde Kuruçeşme Semti'nde BDP'nin desteklediği bağımsız adaylara ait seçim bürosunun önünden geçerken buradaki vatandaşları selamladı. Daha sonra Yenişehir ilçesindeki Ofis Semti'nde esnafı ziyaret eden Kılıçdaroğlu, burada çöp toplayan bir çocukla sohbet etti, bedensel engelli Süleyman Görmez ile yakından ilgilendi.

Daha sonra İstasyon Meydanı'ndaki mitinge geçen Kılıçdaroğlu, miting alanına boynunda yöresel poşu takılmış halde eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile halkı selamladı. Kılıçdaroğlu, miting sonunda karanfil dağıtıp, güvercin uçurdu. Burada kendisine uzatılan bir tespihi ve notları aldı.

Mitinge katılan bazı partililer ''Biz Kürtler, diğer etnik gruplarla dün de birarada beraber yaşıyorduk, bugün de beraber yaşıyoruz, yarın da beraber yaşayacağız'', ''Yaşasın Türk Kürt kardeşliği'' pankartları taşıdı.

KAYNAK: AA
YORUMLAR 67
  • Mustafa Kemal 13 yıl önce Şikayet Et
    Siyasiler.... İnanılmaz bir derecede ortamı çok gerdiniz. Seçim sadece bir tercihtir. Çerçici dükkanına giren Filler gibi ortalık toz duman. Chp nin Güneydoğu mitinglerini hayranlıkla izliyorum. Ülkenin birliği ve bütünlüğü mesajını Diyarbakısrdan yüksek sesle haykırması sanırım bazılarını rahatsız etti.
    Cevapla
  • OTTO ROZOTTO 13 yıl önce Şikayet Et
    Merak etmeyin. Birazdan "öyle demek istemedim" çark eder :) :)
    Cevapla
  • metin yaman 13 yıl önce Şikayet Et
    Özgürlük mü onu küllahıma anlat.. Ak Parti döneminde Ülkenin koyduğu kanunlara karşı gelen terör örgütüne destek olan birileri hapse tıkanmış Kemal Teröristlere sahip çıkıyor. Ancak Cumhuriyet Döneminde de birileri hapishanelerde sürgünlerde çürütüldü. Bunlar terörist miydi hayır Banka soyguncuları mıydı hayır, Bunlar başta BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ, NURŞİN NAŞİBENDİ ŞEYHLERİNDEN ŞEYH MARUF HAZRETLERİ gibi ilim irfan sahibi insanlar 1.Dünya Savaşına gönüllü olarak katılmış, bir çok akrabasını şehit vermiş, Kurtuluş savaşına katılmış yüzlerce mümtaz şahsiyetler, elleri kolları birbirlerine bağlanılarak Şubat ayında -30 derece soğukta Vandan Erzuruma tam 500 kmlik karlı ve buzlu yollar üzerinden sürgüne gönderilmişler. Yavru Kemal kalkmış bize özgürlükten bahsediyor Kemal sen onu küllahıma anlat. Palavralarınızı çok gördük. Siz kızıl komünist ve kızıl din düşmanlarısınız.
    Cevapla
  • HalitBinVelit 13 yıl önce Şikayet Et
    Kılıçdaroğlu Diyarbakırda ha!!!. Haydi CHP.liler Halay çekin?.
    Cevapla
  • Metin Yazar 13 yıl önce Şikayet Et
    CHP yandaşları toz oldular.. PKK'ya genel af ve özerklik vaatlerinden sonra şimdi de PKK terör örgütünün şehir yapılanması olan KCK'lılara özgürlük vaat etmesi karşısında CHP yandaşları çil yavrusu gibi dağıldılar. Onlar bile bu rezaleti savunamıyorlar.Savunamayacakları için her biri bir deliğe saklandı. Ortalık biraz durulunca hiç bir şey yokmuşcasına yine aramıza döner pişkin pişkin yorumlarına devam ederler. Ey MHP'liler yoldaşlarınız zor durumda. Bari bu kötü günlerinde siz sahip çıkın onlara. CHP'lierin batıdaki batıdaki türleri liderinizi bozkurt işaretleriyle balkonlardan sarkarak karşılamıyorlar mı? Durmayın Kemal'inize sahip çıkın.CHP'nize sahip çıkın.Muhtemel koalisyon ortağınıza ve onun liderine sahip çıkın. Gölgelerin gücü adına olmazsa da Ergenekonun gücü adına sahip çıkın.Alan sizin.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Taklit-tağşiş yapılan ve sağlığı tehlikeye düşürebilecek gıdalar listesi yayınlandı
İsrail'in vurulması Portakal'ı üzdü! 'Tel Aviv maalesef füze saldırısı altında'