Kadına yönelik şiddette devlet de sorumlu
Kadına yönelik şiddetin insan hakları ihlali kapsamına alınmasında devletler de sorumlu.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin Avrupa Konseyi (AK) Bakanlar Komitesi dönem başkanlığını yaptığı 6 aylık dönemde önemli katkılar sağladığı söyledi.
Türkiye, İstanbul Çırağan Sarayında düzenlenen AK 121. Bakanlar Komitesi toplantısı çerçevesinde 6 aydır yürüttüğü Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi dönem başkanlığını Ukrayna'ya devretti.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, başkanlık devir teslim töreninin ardından Ukrayna Dışişleri Bakanı Konstantin Grişenko ve AK Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland ile düzenlenen ortak basın toplantısında, "Avrupa Konseyi Kadına Karşı ve Ev İçi Şiddetle Mücadele ve Bunun Önlenmesi Sözleşmesi"nin Türkiye'nin dönem başkanlığında imzaya açılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Bu sözleşmeyle kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi, şiddet mağdurlarının korunması suçluların cezalandırılması alanında bütün, entegre ve koordineli bir politika uygulanması mümkün olacağını söyleyen Davutoğlu, "Sözleşme herşeyden önce bizim dönem başkanlığımızın en somut sonuçlarından birisi" dedi.
Bakan Davutoğlu, AK'nin Avrupa kıtasında barışın, hukuk üstünlüğü, demokratik ilkelerin kurulması, korunması ve yaygınlaşması açısından ortaya konulmuş en önemli uluslararası çaba olduğunu belirterek, kurulduğu 1947 yılından bu yana bu konularda büyük katkılarda bulunduğunu ifade etti.
Türkiye olarak AK Dönem Başkanlığını Ukrayna'ya devredeceklerinin kaydeden Bakan Davutoğlu, başkanlığı alırken 5 temel hedef belirlediklerini, bu 5 konudaki gelişmelerin yanı sıra AK'nin komşuluk politikasının geliştirilmesi yönünde de katkıda bulunduklarına işaret etti.
Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Biz görevi devraldığımızda daha Ortadoğu'da, Kuzey Afrika'da bu siyasi hareketlenmeler başlamamıştı. Biz Sayın Genel Sekreter ile beraber bir durum değerlendirmesi yaptık ve bu komşuluk politikalarının önünü açacak son derece tarihi bir girişimde bulunduk. Ve ilk defa AK komşuluk politikaları çerçevesinde Kuzey Afrika'daki gelişmelere katkıda bulunmak, oradaki demokratik geçiş süreçlerini hızlandırmak anlamında ortak bir girişimde bulunduk ve Tunus'a gittik. Venedik Komisyonu üyesi olan Tunus'a AK'nin özellikle anayasa yapım süreci ve demokratik kurumların yerleşmesinde katkı taahhüdünde bulunduk.
AK'ye, Kuzey Afrika'dan Ortadoğu'ya ve Orta Asya'ya kadar bütün komşu bölgelerde çok ciddi gelişmeler yaşanıyor. AK geçmişte Doğu Avrupa'da soğuk savaş sonrası geçiş sürecine büyük katkılarda bulunmuştur. Ümit ederiz ki önümüzdeki dönemde komşuluk politikaları ve geliştirilen bu yeni anlayışla bu bölgelerde de katkılarda bulunacaktır. Bizim dönem başkanlığımız döneminde hem AK reformunun derinleştirilmesi hem AİHM'in yeni bir yapıya kavuşturulması hem AK'nin komşu bölgelere olan etkinliğinin ve o bölgelere katkısının artırılması hem de kadına ve aile içi şiddetle mücadele sözleşmesi ile AK müktesebatına çok önemli bir hukuki sözleşmenin daha girmiş olması anlamında gerçekten 6 ayın nihai muhasebesinin yaptığımızda önemli katkıların sağlandığı bir dönem başkanlığı oldu."
Türkiye'nin dönem başkanlığının önemli aşamaların kaydedildiği bir dönem başkanlığı olarak AK tarihinde bir iz bırakmış olacağını ifade ederek, Genel Sekreter Jagland'a, üye ülkelere ve katkısı olanlara teşekkür eden Davutoğlu, Ukrayna'nın dönem başkanlığına her türlü yardımı yapmaya hazır olduklarını kaydetti.
ŞİDDETİN ÖNLENMESİNDE DEVLETLER SORUMLU TUTULACAK
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Bakan Davutoğlu, kadına karşı şiddetin önlenmesinde Türkiye'nin ne gibi düzenlemeler yapacağının sorulması üzerine, sözleşmeye imza atarak Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak bir taahhüt üstlendiklerine dikkati çekti.
Sözleşmeyi imzalayan ilk ülke olduklarını dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Bu sözleşme açık bir şekilde kadına karşı şiddet konusunda özellikle psikolojik şiddet, zoraki evlendirme, zoraki kürtaj, zoraki kısırlaştırma, cinsel taciz ve diğer bütün suçlarla ilgili cezai müeyyide getirilmesini öngörüyor. Zaten hukukumuzda bunların çoğu var ancak bunları daha yakın takip edeceğiz. Her ne kadar bunlar aile içine işlenen suçlar olsa da devletin sorumluluktan muaf tutulamayacağı vurgulanıyor. Dolayısıyla devletler bundan sorumlu tutulacaklar. Türkiye olarak biz kadına karşı şiddetin en geniş kapsamlı ve en etkin tedbirlerle durdurulması için her türlü çalışmayı yapmaya hazırız. Bunun için AK'de böyle bir çalışmaya öncelik verdik, bir anlamda kendimizi de buna muhatap kıldık."
Dünyadaki bir çok siyasal gerilimin kurbanlarının kadın ve çocuklar olduğunu belirterek şiddetin yeryüzünden silinmesi için her türlü adımı atacaklarını belirten Davutoğlu, "Ulusal hukukumuzda ve programlarımızda bu konuda ne yapılması gerekiyorsa yapacağız" dedi.
Türkiye'de yasaların uygulamasında yaşanan sorunların dile getirilmesi üzerine Davutoğlu, şiddet türlerinin sözleşmede tanımlandığına işaret ederek, "Onlara karşı tedbir alma hükümlülüğünü üstleniyoruz ama ayrıca bütün eksikliklerin giderilmesine rağmen uygulamada problemler varsa bu konuda aksaklık yapanlar da bir anlamda bir sorumluluk sahibi oluyorlar. Özellikle şiddetin engellenmesi konusunda hiç bir mazeret kabul edilemez" diye konuştu.