Bakan Şahin: 4 bin 500 kadını korumaya alındı

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, kurumsal altyapının güçlenmesinden dolayı kadına yönelik şiddetle ilgili müracaatların artığını belirtti.

Bakan Şahin: 4 bin 500 kadını korumaya alındı
Bakan Şahin: 4 bin 500 kadını korumaya alındı
GİRİŞ 23.10.2012 10:02 GÜNCELLEME 23.10.2012 13:03
Bu Habere 1 Yorum Yapılmış

Şahin, 4 bin 500 kadını korumaya almışız. Yaklaşık 29 bin erkeğe mahkeme önleme kararı vermiş, dedi.

ile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, kadın ve erkeğin yaşamına dair eşitliği sağlayan bakışın sivil anayasaya tamamen yansımasını istediklerini belirterek, ''Tek bir maddeyle eşitliğin sağlandığı değil her bir maddenin anayasal alt yapısının kadın-erkek eşit bakış açısıyla hazırlanmasını çok önemsiyoruz'' dedi.

Şahin, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olarak, editör ve muhabirlerin sorularını yanıtladı.

AA'nın Kahire'deki temsilciliğinden yöneltilen soruyu da yanıtlayan Şahin, Arap Baharı'nın yaşandığı ülkelerde yeni anayasa çalışmaları kapsamında kadın ve ailenin anayasadaki yerine ilişkin tartışmaları değerlendirdi. Ortadoğu'da kadın ve gençler üzerinden başlayan ''Arap Uyanışı''nın sonucunda bireyin öne çıkmaya başladığını vurgulayan Şahin, hareketin vatandaşlık hakkını güçlendiren bir uyanışa tam dönüşene kadar devam edeceğini düşündüğünü söyledi.

Bu konuların tartışılmasının önemine işaret eden Şahin, konuşmamanın ve sorunu yok saymanın kötü olduğunu, tartışılmaya başlanmasının çözüm konusunda ilerleneceğini gösterdiğini ifade etti. Şahin, ''Dostlarımız, kardeşlerimiz olarak Mısır halkı, Mısır'ın kadınları, Ortadoğu'nun kadınları, kendi inancımızdaki İslam dünyasının kadınlarıyla kendi tecrübemizi paylaşmak, sorunlarımızı çözerken beraber işbirliği yapmayı çok önemsiyoruz'' dedi.

Bakan Şahin, Türkiye'nin yeni anayasasında kadın ve ailenin yerinin ne olacağı konusundaki düşüncelerinin sorulması üzerine de, Anayasa'nın 10. maddesinde yapılan değişikliği anımsatarak, Türkiye'de dili, dini, ırkı ve cinsiyeti ne olursa olsun insan olarak herkesin eşit olduğunun ve pozitif ayrımcılığın anayasa aykırı olmadığının güvence altına alındığını söyledi. Şahin, ''Bu bizim elimizi çok güçlendirdi. Kız çocuklarına erkek çocuklarından daha fazla para veriyoruz, eğitim ve sağlıkta. Bunu anneye veriyoruz. Eğer bu yasa çıkmamış olsaydı bir erkek gidip 'Bu eşitliğe aykırı neden kız çocuğuna daha fazla para veriyorsunuz?' deseydi, haklıydı. Bu yasayla beraber bunu anayasa güvencesine almış olduk'' diye konuştu.

Yalnızca bir maddede eşitliğin sağlandığı bir anayasa istemediklerini dile getiren Şahin, şunları söyledi:

''Her bakımdan, iş hayatında da, medeni kanunda da, kadının yaşamına dair, kadın ve erkeğin yaşamına dair eşitliği sağlayan bakışın sivil anayasaya tamamen yansımasını istiyoruz. Tek bir maddeyle eşitliğin sağlandığı değil her bir maddenin; eğitim, sağlık, istihdam, sorunlarla mücadeledeki her bir maddenin anayasal alt yapısının kadın-erkek eşit bakış açısıyla hazırlanmasını çok önemsiyoruz.

Tek erkek bakış açısıyla hazırlanan bir anayasanın doğru olmadığını düşünüyoruz. O yüzden biz kendi çalışmalarımızı da yaptık. Taslak metin tartışmaya açıldığında bizim bakışımıza göre neler yapılması gerektiğini de çalışıp Meclis Başkanımıza ve ekibine de sunacağız. Şu anda toplumun da, kadınların da talebi bu. Biz de bunu başaracağız inşallah.''

-''Baktığımız yerin farkına bakın''-

Dışişleri Bakanlığı ile imzaladıkları protokole ilişkin ayrıntıların ve Bakanlığın, Türklerin yoğun yaşadığı ülkelerle ilgili çalışması olup olmadığının sorulması üzerine Şahin, Türkiye'deki çalışmalarının yurtdışında anlatılması için Dışişleri Bakanlığı ile protokol imzaladıklarını anımsatarak, yapılanların iyi anlatılmasının önemine değindi.

''Dışarıdan algı olarak bakıldığı zaman yaptığımız çalışmaları yeterince anlatamadığımız, olmayan şeyi de varmış gibi bildiğimiz bir yapıyla karşı karşıya kalıyoruz. Özellikle dezavantajlı gruplarda ve kadın haklarında'' diye konuşan Şahin, Avrupa Konseyi'nin İstanbul Anlaşması'nı ilk Türkiye'nin imzaladığını, bu konuda örnek olduğunu kaydetti. AB üyesi 12 ülkenin imzası olmadan anlaşmanın hayata geçmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Şahin, AB ülkelerinin de mali krizi ve anlaşmanın getireceği ekonomik yükü gerekçe göstererek anlaşmaya imza koymadıklarını anımsattı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''Şiddetle mücadelede maliyete bakılmaz, gereken neyse yapılacak. Canı, insanı, kadını, çocuğu, erkeği korumak en büyük görevimizdir'' dediğini anımsatan ve çalışmaların bu anlayış çerçevesinde yürütüldüğünü ifade eden Şahin, ''Baktığımız yerin farkına bakın. Bunu anlatmamız lazım'' dedi.

Almanya, Hollanda, Belçika gibi bir çok ülkede 5 milyona yakın soydaşın yaşadığını anımsatan Şahin, ''Bugün Batman'dan İstanbul'a gidip sorun yaşayabiliyorsa, Batman'dan Atina'ya, Berlin'e, Hollanda'ya, Belçika'ya gittiği zaman da sorun azalmıyor, risk artırıyor. Daha zorlaşıyor çünkü ciddi bir kültür farklılığı var. Özellikle İslamafobi'nin ve ırkçılığın bu kadar arttığı noktada bizim yaptığımız politikaları onlarla paralel hale dönüştürmemiz lazım'' diye konuştu.

Sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldiklerini ve yurtdışındaki soydaşların yaşadığı sorunları tespit ettiklerini söyleyen Şahin, sorun yaşanan konuların başında koruyucu aile sisteminin geldiğini, Türk çocuklarının Türk aileler yerine Alman ailelere verilmesinden kaynaklanan sorunlar yaşandığını öğrendiklerini belirtti.

Şahin, ilgili genel müdürlerin Almanya'ya giderek çalışma yaptıklarını ifade ederek, ''Aralık ayında biz de koruyucu aile sistemimizi yeniden yapılandırıyoruz. Yönetmeliğimizi değiştirdik, kurumdaki 14 bin çocuğumuzun koruyucu aile hizmeti verilmesini sağlayacağız, altyapıyı güçlendiriyoruz. Paralelinde Almanya'daki koruyucu aile sistemini de güçlendirecek bir yapıya dönüştürüyoruz. Dışişleri Bakanlığı ile yaptığımız protokol bu bakımdan çok önemli. Ülkemizde yaptığımız bir çalışmanın yurtdışı yansımasını da ilk kez paralel götüreceğiz. Bu bizim açımızdan da, oradaki soydaşlarımız açısından da çok önemli'' değerlendirmesinde bulundu.

AA Bosna-Hersek Temsilciliği'nden yöneltilen ''Bosnalı kadınların yaşadığı travmalara ilişkin bir çalışma yapmayı düşünüp düşünmedikleri'' sorusuna da Şahin, bu konuda bir çalışma başlatıldığını ancak güçlendirilmesi gerektiği yanıtını verdi.

YORUMLAR 1
  • mehmet akif 12 yıl önce Şikayet Et
    kadınlarımıza şiddete hayır...erkeklerimize saygıya evet. yeni kanunlraımıza yerleştirilen feminizim kokan kanunlar, aile içi geçimsizliğe neden oluyor, ve kadınlarımıza şiddeti artırıyor. maalesef....
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Milli İrade Platformu'ndan Filistin için ortak çağrı
Kritik haftaya girdik! Faiz indirimi kapıda mı?