Bir devrin sembol kadını Yüksel Şenler'e vefa

Türkiye'de kendi tasarladığı başörtüsü modaya dönüşen, kitapları, konferansları ile davası uğruna verdiği mücadeleyle bir dönemin tarihine adını yazdıran Yazar- Aktivist Şule Yüksel Şenler için Bağcılar'da Vefa Programı düzenlendi. Bağcılar Belediyesi tarafından Bağcılar Halk Sarayı'nda gerçekleştirilen programa Bağcılar Belediyesi Kurucu Başkanı ve AK Parti Milletvekili Feyzullah Kıyıklık, AK Parti Milletvekili Halide İncekara, Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, Devlet Eski Bakanı Hasan Aksay, Said-i Nursi'nin öğrencilerinden Mehmet Fırıncı, Gazeteci Yazarlar Sibel Eraslan, Mehmet Şevket Eygi, Ekrem Kızıltaş, AK Parti İlçe Başkanı İsmet Öztürk ve yüzlerce kadın katıldı.

Başörtülü kadınların toplumda var olma mücadelesinin önderi olan, yazdığı “Huzur Sokağı” kitabıyla milyonların gönlünü maneviyatla buluşturan Şule Yüksel Şenler, başörtülü bir kadın olarak inancı yolunda verdiği hizmetlerle dolu çileli hayat hikayesini kadınlarla paylaştı.

AK Parti İstanbul Milletvekili Feyzullah Kıyıklık, Şule Yüksel Şenler'in Türkiye'de Müslüman kadınlar için bir sembol olduğunu ifade ederek, “Siyasi yönden çok geç kaldık. Bu geç kalmada her tarafta olduğu gibi inancımızda da bizi geç bırakanlar oldu. Şule Hanım Allah razı bu ülkeye, kadınlarımıza kadın olmayı ve kadının hürriyetini tattırdı. Müslüman kadın olmanın da damgasını vurdu. Ben onun için kendisine minettarım” diye konuştu.

AK Parti Milletvekili Halide İncekara ise, yaptığı konuşmada, Şule Yüksel Şenler'in kadınlar için yaptığı çalışmaları anlatarak Şenler'e övgü dolu sözler yağdırdı. “Şule Yüksel Şenler, çocukluk ve gençlik hayatımızın kahramanıydı” diyen İncekara, Şenler'in elini öptü.

BAŞKAN ÇAĞIRICI: “KADINLAR ALLAH'IN BİR EMANETİ”

Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, “Bugün burada toplanmamıza vesile olan Şule Yüksel ablamıza acil şifalar diliyoruz. Taşına toprağına kurban olduğu bu cennet vatanın en sancılı dönemlerinden gelerek, Mevla'nın o güzel sözü ‘Bir neslin geleceğinin bir önceki nesil hazırlar' sözünü en güzel şekilde hayata geçirerek, kutlu bir davanın önderi olmaya Rab'bim ona lütfetti. İnşallah o günleri bu ülke bir daha yaşamayacak, buna inanıyoruz. Bağcılar Belediyesi olarak geçmişi geleceğe taşımak adına büyüklerimize ve önderlerimize vefa adına bu tür programları önemsediğimizi ifade ediyoruz. Çünkü biz geçmişimizle varız” dedi.

Başkan Çağırıcı, yılın her gününün kadınlara özel olduğunu ifade ederek, salonda bulunan kadınların Dünya Kadınlar Günü'nü kutladı. Çağırıcı, “Biz kadınları Allah'ın bize bir emaneti olarak görüyoruz ve onun için seviyoruz” dedi.

ALMADIKLARI ÜNİVERSİTEYE DERS VERECEK

Gazeteci Yazar Sibel Eraslan, “Şule bir çığır öyküsü” diyerek, Şenler'in bütün kadınlara cesaret örneği olduğunu söyledi. Başörtülü kadınların ülkede bu zamana kadar hak ettikleri gibi yaşamadıklarını belirten Eraslan, mezunu olduğu İstanbul Üniversitesi'ne kimliğinden dolayı 25 yıldır alınmadığını, şimdi ise ders vermek için üniversitenin kapısının kendisine açıldığını söyledi. 25 yıl okuduğu okula kendisini almadıklarını belirten Eraslan, “Sayın Başbakanımıza teşekkür ediyorum. Bana 25 yıldır kapanmış olan ama pek çok kişiye 40- 45 yıldır kapanmış bir kapıyı yeniden açıyor olacak. Bu tabi sabırla, inanç ve dirençle oluyor” dedi.

“AĞABEYİMİN AĞLAYARAK EVDEN UZAKLAŞMASI BENİ BİR NEVİ GERÇEĞE UYANDIRDI”

Gazeteci Yazar Demet Tezcan'ın moderatörlüğünde gerçekleşen programda Şenler, İslam yolunda verdiği zorlu mücadeleyi anlattı. Rahatsızlığı nedeniyle programa hastaneden gelerek katıldığını ifade eden Şule Yüksel Şenler, “Sizlerin vefasını görmek çok mutlu ediyor beni” diyerek kadınlara ilgiden dolayı teşekkür etti.
Maneviyata ağabeyi sayesinde yöneldiğini ifade eden Şenler, “26 yaşıma kadar maalesef İslami gerçeklerden uzak bir eğitim aldım. O zamanlar başörtü denildiği zaman bu kadar tepki verirdim ki, ağabeyim Risale-i nur toplantılarına katılırdı. Orada hidayete eriyor. Bizim ailenin içinden öyle birini çıkması aileyi son derece öfkelendiriyor. En önde de ben oluyorum. Biz ne yaparsak yapalım ağabeyim devamlı anlatıyordu. Bir karşılık alamadığını görüne evi terk etti. Ağabeyimin evi terk etmesi bana çok acı geldi. Ağabeyimin ağlayarak evden uzaklaşması beni bir nevi gerçeğe uyandırdı” dedi.

Yazı hayatına haftalık bir kadın gazetesinde başladığını belirten Şule Yüksel Şenler, Gazetenin bütün sahibi kadın olduğu gibi yazı kadrosunda hep kadındı. Bana yazı yazmamı teklif ettiler. Orada yazmaya başladım. Baktım ki yazı yazmaya başladığım anda kendimde şaşırdım. Kalemimden ağabeyimin anlattığı manevi meseleler akıyor. Gazetenin sahibi kadın, ‘Siz bir genç kızsınız bu köhne fikirler nasıl çıkıyor. Yaşınıza uygun şeyler yazsanız' diye söyledi.

“BAŞÖRTÜLER EVLERDE HİZMETÇİ DİYE ALT TABAKA OLARAK GÖRDÜKLERİ BİRİLERİ OLUYOR”

Gazete sahibinin aşk üzerine yazılar yazmasını istemsi üzerine Allah aşkını kaleme aldığını iade eden Şenler, “İlk hafta Allah aşkı üzerine, Leyla ile mecnun üzerine yazılar yazdım. Ardından vatan aşkını duygularımı da katarak yazdım. Bunarı yazdıktan sonra kadın bana, ‘aşk yazmışsınız ama yine Allah diyorsunuz' dedi. Bu sözlere dayanamadım ayrıldım” şeklinde konuştu.

Yazdıklarından dolayı kendisine dava açıldığını dile getiren Şenler, duruşmadan beraat kararı çıktığını fakat dönemin siyasal güçlerinin bunun basına yansımasını önleyerek, korkunun yayılmasını sağlamaya çalıştıklarını da sözlerine ekledi.

Başörtülü kadınların yıllarca hor görüldüğünü ifade eden Şule Yüksel Şenler, sözlerini şöyle sürdürdü: “Başörtüler ancak evlerde hizmetçi, çöpçünün hanımı diye alt tabaka olarak gördükleri birileri oluyor. Başörtülü hanımlar vardı ama kentlerde başörtü takanlar vardı ama ya önden ya da arkadan saçları görülürdü. Bu hanımlarımız ve genç kızlarımız komplekse giriyorlardı. İçlerinde imanları mutlaka var ama bunları dışa vurma cesaretleri yoktu.”

Kadınlara seslenen Şenler, haklı oldukları davadan asla vazgeçememeleri konusunda uyardı.
Programın ardından Başkan Çağırıcı, Şenler'e plaket takdim ederek, teşekkür etti.