İstanbul'un 100 denizcisi yayımlandı!

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. 100 ünlü denizciyi, İstanbul’un 100’leri serisinin 75. kitabında, bir araya getirdi.

İstanbul'un 100 denizcisi yayımlandı!
İstanbul'un 100 denizcisi yayımlandı!
GİRİŞ 01.07.2015 15:52 GÜNCELLEME 01.07.2015 15:52

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş., Piri Reis’ten Barbaros Hayrettin Paşa’ya, Turgut Reis’ten Piyale Paşa’ya, Canım Hoca Mehmed Paşa’dan, Melek Ahmed Paşa’ya Osmanlı denizciliğine hizmeti geçen  100 ünlü denizciyi, İstanbul’un 100’leri serisinin 75. kitabında, bir araya getirdi.

DENİZCİLİĞİN UZMAN İSMİ İDRİS BOSTAN KALEME ALDI

Osmanlı deniz tarihine ışık tutması ve birçoğu tarihin tozlu sayfalarında kalmış denizcilere vefa borcumuzu ödemek amacıyla hazırlanan “İstanbul’un 100 Denizcisi” isimli kitap, Denizcilik Tarihi Uzmanı Prof. Dr. İdris Bostan tarafından kaleme alındı.

Kitapta; vezirlik, sadrazamlık gibi üst düzey mevkilerde görev yapmış kapudan paşaların, açık denizlere korku salan ve tarihimizde önemli izler bırakan denizcilerin hayat hikâyeleri dönemin ana kaynaklarından derlenerek anlatılmış. Denizcilerin katıldıkları savaşlar, elde ettikleri başarılar, başarısızlıklar, donanmaya kazandırdığı yenilikler kronolojik sırayla verilmiş.

İşte kitapta yer alan denizcilerden birkaçı:

Hind donanması komutanı, Kitâb-ı Bahriye müellifi, ünlü Osmanlı haritacı ve denizcisidir. Bıraktığı eserleriyle tarihteki hak ettiği yeri almıştır.

Piri Reis, ünlü denizci amcası Kemal Reis’le birlikte Tunus sahillerinde kışladıklarını, Tunus sultanı Mevlây Muhammed ile görüştüklerini, Cezayir’deki Bicâye’de velî olarak bilinen Seydi Muhammed Tuvatti’nin zaviyesinde kaldıklarını, yaz olunca oradan denize açıldıklarını Kitab-ı Bahriye isimli eserinde anlatmaktadır.

Barbaros Hayreddin Paşa’nın Akdeniz’deki hâkimiyet mücadelesinde en önemli başarısı 300 kalyon ve kadırga türü gemiden oluşan Müttefik Haçlı donanması karşısında 122 çektiri türü gemiden oluşan Osmanlı donanmasının Preveze’de kazandığı deniz savaşıdır.

1556’da Vahran Kalesi’ni ve 1557’de Bizerte şehrini fetheden Piyale Paşa bu başarısından dolayı “mirmirân-ı Cezayir ve kapudan” ünvanıyla Cezayir-i Bahr-i Sefid Beylerbeyi olmuştur. 1566’da Sakız Adası’nı fethetmesi üzerine ise “Gazi” ünvanını almıştır.

Osmanlı donanmasının yenilgisiyle sonuçlanan İnebahtı Savaşı’na girmemek için Müezzinzade Ali Paşa’yı ikna edemeyen Uluç Ali Paşa’nın bu savaştan sadece ona ait otuz gemi kurtulabildi. Durumu II. Selim’e bildiren paşa, gayretlerinden dolayı Cezayir beylerbeyi/ Kapudanpaşa tayin edildi ve “Uluç” lakabı “Kılıç”a çevrildi.

Napoli Krallığı’nın hizmetindeyken bir korsan olan babasıyla birlikte Piyale Paşa’nın yürüttüğü Cerbe Seferi sonrasında 1561’de Osmanlılara esir düştü. İstanbul’a getirildiklerinde babası Yedikule Zindanı’na hapsedildi, kendisi ise saraya alınarak Kanuni Sultan Süleyman devrinde Enderun’da yetişti. Müslüman olduktan sonra Yusuf Sinan adını alan Cigalazâde ikinci vezirlik makamına kadar yükselmiştir.

Dönemin önemli devlet adamlarından olan Sokullu, İnebahtı yenilgisinden sonra üstünlük taslamak isteyen Venedik baylosu Marcantonio Barbaro’ya verdiği cevapla hafızalarda yer etmiştir. Sokullu, baylosa hitaben “Sizden bir krallık yer almakla bir kolunuzu kesmiş olduk. Siz ise donanmamızı mağlup etmekle yalnız sakalımızı tıraş etmiş oldunuz. Kesilmiş bir kol yeniden bitmez. Lakin tıraş edilmiş bir sakal evvelkinden daha ziyade kuvvetli çıkar.” demiştir. 

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Galatasaray'dan kırılması zor rekor: 12 maç 34 puan!
Jandarma'dan sürpriz paylaşım! Göğüs kabartan anlar! Operasyon: GÖKBEY!