Tekkeye niyet; Bizans'a kısmet!
Rumelihisarı Şehitlik Dergâhı arazisinde yeniden ihya ve inşa edilen Nafi Baba Tekke binası Bizans Araştırmaları Merkezi yapılıyor...
Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüs sınırları içerisinde bulunan Rumelihisarı Şehitlik Dergâhı arazisinde yeniden ihya ve inşa edilen Nafi Baba Tekke binası Bizans Araştırmaları Merkezi oluyor!
On gün kadar önce Şehitlik Dergâhı arazisinde jeoradar yöntemle tarihi şehit mezarlarını ortaya çıkaracak şirketin genel müdürü ve İBB’nin bir yöneticisi ziyaretime geldi. Ziyaretçilerim öznesinde Şehitlik Dergâhı olan yazılarımı okumuşlar, şehit kabirlerinin yerlerinin gösterilmesini talep ederek, Nafi Baba Tekkesi, namıdiğer Rumelihisarı Şehitlik Dergâhı hakkında malumat sahibi olmak istediklerini belirttiler.
Ekiple birlikte BÜ Güney Kampüs’teki tarihi şehitlik alanını ziyaret ettik, bildiklerimizi aktardık. Orada gördüğümüz manzara karşısında kelimenin tam anlamışla şaşkına döndük. İstanbul’un fetih şehitlerinin medfun bulunduğu İslam toplumunda Uhud Şehitliği’nden sonra ikinci toplu şehit kabirlerinin bulunduğu Şüheda Kuyusu’nun köpek yuvası haline geldiğini gördük. Restorasyonu tamamlanan Nafi Baba Tekke binasının Bizans Araştırmaları Merkezi’ne mekân olarak tahsis edildiğini öğrendik. Böylelikle okuyacağınız yazı ortaya çıktı.
(18 Ekim 2015 günü rektörlüğe şehitlik mezarlık araştırması kapsamında verilen dilekçe 2 Aralık 2015 tarihi itibariyle henüz cevaplanmış değil. Rektörlük onayının ardından Şehitlik Dergâhı’nda jeoradar araştırması yapılacak.)
Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampus sınırları içerisinde bulunan Rumelihisarı Şehitlik Dergâhı arazisinde yeniden ihya ve inşa edilen Nafi Baba Tekke binası Bizans Araştırmaları Merkezi oluyor!
Nafi Baba Tekke binasının en büyük salonu BÜ Bizans Araştırmaları Merkezi’ne tahsis edilirken tekke binasında Şehitlik Dergâhı’na, Nafi Baba Tekkesi’ne ait hiçbir işaretin bulunmaması dikkat çekiyor!
Kalkınma Bakanlığı, Boğaziçi Üniversitesi’nin hazırladığı Şehitlik Dergâhı (Nafi Baba Tekkesi) Kültür ve Evrensel Değerler Araştırma Merkezi Projesi’ne milyonlarca lira kaynak aktararak tekke binasının tarihi temelleri üzerinde yeniden ihya ve inşa edilmesini temin etti. Aralık 2015 tarihi itibarıyla tekke binası hizmete girecek durumda.
Kamuoyu, tekke binasının hizmete girdiğinde buranın kuruluş amacına ve vakıf kültürüne matuf çalışmalarda bulunmasını; Bayrami-Bektaşi-Nakşibendî tasavvuf, ilim, hikmet ve irfan geleneği üzerine eskilerin, “Efradını cami ağyarını mani” dedikleri tarzda çalışmalar yapmasını beklerken, vakıf arazisi üzerinde ortaya çıkarılan temelleri üzerinde çok yakın zaman önce inşaatı tamamlanan Nafi Baba Tekke binası Şehitlik Dergâhı’nın ruhuyla pek örtüşmeyen Bizans Araştırmaları Merkezi’nin kullanımına arz ediliyor!
Boğaziçi Üniversitesi kendi bütçe ve kaynaklarından 1 Türk Lirası harcamadan tamamen devletin; Kalkınma Bakanlığı’nın tahsisatıyla ihya ve inşa ettiği Nafi Baba Tekke binasına Boğaziçi Üniversitesi Tarih, Evrensel Kültür ve Arşiv Merkezi tabelası asarak Şehitlik Dergâhı’nın ruhaniyetine uzak amaçlarda kullanmaya hazırlanıyor.
TAKKE DÜŞTÜ KEL GÖRÜNDÜ!
Nafi Baba Tekke binasının ihyası projesi Kalkınma Bakanlığı’nın önüne geldiğinde Bakanlığın değerli bürokratları bu satırların yazarını arayarak fonun üniversite yönetimine tahsis edilmesi halinde temelleri üzerinde ayağa kıldırılacak olan Nafi Baba Tekke binasının amacına uygun bir şekilde kullanılıp kullanılmayacağı hususundaki kanaatlerimizi sordular. Biz de kendilerine Boğaziçi Üniversitesi yönetiminin tekke binasını Bayrami ve Bektaşi üstadlarının ruhlarını rencide etmeyecek bir keyfiyette kullanacaklarına dair kuvvetli beklentilerimizi ve müsbet görüşlerimizi belirmiştik.
Maamafih gün geldi, devran değişti! Takke düştü kel (berduş) göründü! Tekke binası Kalkınma Bakanlığı’nın ödeneğiyle tamamlandı, Nafi Baba Tekke Binası Bizans Araştırma Merkezi oldu!
TARİHİ RÖVANŞ! YA DA TEKKE BİNASINDAN BİZANS MERKEZİ’NE…
Yerli değerlerimizi ön plana çıkartacakken uygulanan yanlış kültür politikaları yüzünden maalesef tekke binaları kamuoyunca malum olduğu üzere otellere dönüşüyor, Şehitlik Dergâhı’nın etrafı çepeçevre ‘Muhabbet Sokağı’ barlarıyla kuşatılıyor, tekke binaları Bizans Araştırma Merkezlerine tahsis ediliyor. Nafi Baba’dan, Şehitlik Dergâhı’ndan, Nafi Baba Tekkesi’nden rövanş alınırcasına BÜ Bizans Araştırmaları Merkezi, tasavvuf ocağı Nafi Baba Tekke binasına konduruluyor!
Boğaziçi Üniversitesi’nin web sitesinde Bizans Merkezi’nin amaçlarına aşağıdaki cümlelerle değiniliyor:
“Robert Kolej, Amerikan Kız Koleji ve Boğaziçi Üniversitesi’nin kurumsal bir arşiv oluşturmasına katkı sağlamayı amaçlayan merkez, arşiv malzemeleri, akademik çalışmalar, ulusal veya uluslararası basın, yayın, görsel ve işitsel malzemeleri bir araya getirip, koruyacak ve araştırmacıların hizmetine sunacak.”
BİZANS VAR; OSMANLI YOK!
“Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde Türkiye’de ve dünyada Bizans uygarlığı ile ilgili çalışmaların gelişimine katkıda bulunmak ve hali hazırda yapılan araştırmalar için bir platform işlevi görmek amacıyla Bizans Araştırmaları Merkezi kuruldu.”
PROF. NECİPOĞLU: BİZANS 500 YILDIR YOK SAYILIYOR!
Merkez’in direktörü Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nevra Necipoğlu, BÜ Rektörlük binasında 24 Kasım Salı günü düzenlenen Bizans Merkezi’nin açılışında yaptığı konuşmada Bizans tarihinin 500 yıldır yok sayıldığının altını çizerek şu hususlara vurgu yaptı: "Bizans İmparatorluğu modern öncesi dünyanın gerçek anlamdaki küresel medeniyeti olarak algılanmalıdır.
“BİZANS MEDENİYETİ 1453 YILINDA SON BULMADI”
On bir yüzyıl boyunca geniş bir coğrafyada varlığını sürdürmüş ve etkisini kendi sınırlarının ötesine taşımış olan Bizans’ın, siyasi, hukuki, dini, kültürel, sanatsal ve mimari zenginliğinin yankıları 1453 yılında son bulmamış, günümüze dek devam etmiştir.
“TÜRKİYE KÜLTÜREL ANLAMDA BİZANS’IN MİRASÇISIDIR!”
Türkiye coğrafi, tarihsel ve kültürel anlamda Bizans’ın mirasçısı olduğu halde, Bizans uygarlığı üzerine akademik çalışmaların yapılması Türkiye’de uzunca bir süre ihmal edilmiş, Bizans’a önyargılı yaklaşan bir zihniyetin etkisiyle Bizans kültür mirası reddedilmiştir.’’
NAFİ BABA TEKKESİ’NDEN BİZANS ARAŞTIRMALARI MERKEZİ’NE!
BÜ Bizans Araştırmaları Merkezi Bizans askerlerinin 1451 yılında Muhammed Abdünnafi Baba’nın dedelerini şehit ettiği arazi üzerinde, İstanbul’u fetheden askerlerin kabirlerinin hemen yanında faaliyet gösterecek.
Boğaziçi Üniversitesi Bizans Araştırmaları Merkezi’ne oldukça ironik bir şekilde Nafi Baba Tekke binasının en güzel ve en büyük salonu mekân olarak tahsis edilmiş.
Boğaziçi Üniversitesi’nde pek çok araştırma merkezi var. Okulun mekânları da çok. Hisar Kampüsü, Kuzey Kampus, Güney Kampus, Uçaksavar Kampüsü, Kandilli Kampüsü ve Kilyos Kampüsü’nde pek çok münhal alan oluşturulabilecekken Bizans Araştırmaları Merkezi, Nafi Baba’ya kurulmuş! Bizim itirazımız Bizans Araştırmaları Merkezi’ne değil: Merkez’e mekân olarak Nafi Baba Tekke binasının seçilmiş olmasına. BÜ yönetiminin bu kararı gözden geçirerek Nafi Baba Tekke binasını tarihi geçmişiyle barışık bir şekilde kullanıma sunacağını ümit ediyoruz.
TEKKE BİNASINDA BİZANS’IN KÜLTÜREL MİRASI BELGELENECEK!
‘Merkez’in direktörü Prof. Dr. Nevra Necipoğlu Tekke binasında Bizans Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin hizmet alanlarını “Düzenlenecek ulusal ve uluslararası konferanslar, çalıştaylar, konuşma dizileri, seminerler ve bunların yayınlanması aracılığı ile Bizans çalışmaları sahasındaki araştırmaları destekleyecek. Merkezin önemsediği bir başka faaliyet alanı da Bizans kültürel mirasını belgelemeye ve korumaya yönelik çalışmalar ve projeler olacak. Merkez ayrıca Bizans tarihi, kültürü, sanat ve mimarlık tarihi, arkeolojisi konularında bilimsel ve akademik işbirliğinin gelişmesini teşvik edecek; bu amaçla Türkiye’de ve diğer ülkelerde yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin, doktora sonrası araştırmacıların ve öğretim üyelerinin bilimsel alışveriş ve hareketliliğine katkıda bulunacak.” cümleleriyle tanımlıyor.
Cyrus Hamlin’in Robert Kolej'i kurduğu Rumelihisarı sırtlarına çıkıp hırsla "Fatih'in İstanbul'u aldığı surlardan bu milletin kültürünü fethedeceğim" dediğini işitir gibi oluyor musunuz?
ŞÜHEDA KUYUSU VE TARİHİ ŞEHİTLİK HARAP VAZİYETTE!
Bununla birlikte Bizans Merkezi’ne mekân olan tarihi Tekke arazisini kanlarıyla sulayan şehitlerin medfun bulunduğu Hicri 855 (M. 1451) tarihli Şüheda Kuyusu ve tarihi şehitlik hâlâ metruk bir vaziyette, biz torunlarının kendilerine ne zaman asgari hürmeti göstereceklerini gözlüyor.
İSTANBUL’U FETHEDEN ASKERLERİN; Nİ’MEL CEYŞ’İN KABİRLERİ KÖPEK YUVASI OLMUŞ!
İstanbul’u fetheden askerlerin mübarek kabirlerinin üzeri maalesef köpek yuvasına dönüşmüş bir vaziyette İstanbul’un ilgisiz ilgililerine sessiz bir çığlık gönderiyor. BÜ Güney Kampus’te tarihi şehitlik arazisinin üzerine BÜ özel izinli köpek barınağı yapılmış.
Boğaziçi Üniversitesi’nin devasa yerleşke alanları içerisinde hiçbir yer bulunamamış gibi köpek barınağı, Şehitlik arazisinin üzerinde konuşlandırılmış. Kapılarından ancak sıkı güvenlik önlemleri altında girilebilen Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüs’te yer alan şehitlik kabirlerinin berduşların ve köpeklerin yatağı haline geldiğini görünce insan gördüklerine inanamıyor.
Hâlbuki İBB, Şehitliği Boğaziçi Üniversitesi’ne verirken etrafının çepeçevre duvarla çevrilmesini ve Nispetiye Caddesi tarafında ziyaret için bir kapı açılmasını şart koşmuştu. Üzerinden 34 yıl geçtiği halde İBB’nin "muvafakat şartı" hâlâ yerine getirilmiş değil.
TEVHİDHANEDEN KOKTEYL SALONUNA!
Restore edilen tekke binasının en güzel yeri Bizans Araştırmaları Merkezi’ne tahsil edilirken mekânda Nafi Baba Tekkesi’nden, namıdiğer Şehitlik Dergâhı’ndan hiçbir alamete yer verilmemiş. Bakalım, Bizans Araştırmaları Merkezi’ni aydınlatan Osmanlı avizeleri tekkenin tavanında uzun süre ışıldamaya devam edebilecek mi?
Osmanlı asırları boyunca Nafi Baba Tekkesi’nde zikir meclislerinin icra edildiği Tevhidhane adı verilen orta oda restorasyon sonrasında kokteyl salonu olarak düzenlenmiş. Mezkûr salon tekkenin amacının hilafına kokteyl salonu olarak kullanılacak. Bizans Merkezi’ne yurtdışından gelecek şerefli konuklara kokteyl salonunda acaba Osmanlı şerbeti mi ikram edilecek!
İSTANBUL’U FETHEDEN ASKERLERİN İRAPTAN MAHALLİ YOK!
Boğaziçi Üniversitesi ruhsatta yazılı bulunan T,C, Boğaziçi Üniversitesi Nafi Baba Tekke Koruma Projesi İnşaatı İşi” ibaresinin aksine tamamlanan tekke binasını Boğaziçi Üniversitesi Tarih, Evrensel Değerler ve Arşiv Merkezi haline dönüştürerek tabelayı binanın girişinde münhal bir yere konuşlandırmış.
Tekke binasında boğaza nazır üç oda Rektörlük çalışma ofisi olarak düzenlenirken İstanbul’u fetheden askerler için yahut Şehitlik Dergâhı’nda beş asır boyunca neş’et eden tasavvuf ilim ve irfanı için hiçbir merkez, ya da müze düşünülmemiş. Hâsılı İstanbul fetih şehitlerinin iraptan mahalli yok. Ne demek istediğimi tarihi şehitliğin 18’inci asır mezarlığı olduğu iddiasını ortaya adan “Rumelihisarı Şehitlik Dergâhı Mezar Taşları” kitabının müellifleri anladı!
Bununla birlikte yazımızın manşetinde de yer aldığı üzere Bizans Araştırmaları Merkezi için Tekkenin en büyük salonu tahsis edilmiş.
Bizans Araştırmaları Merkezi’ne tahsis edilen tekkenin en büyük salonu asli mimari fonksiyonundan uzaklaştırılarak paravanla bölünmek isteniyor.
Herhalde haftanın bir kaç günü Bizans Merkezi ve üniversite yönetimi orta noktada, yani kokteyl salonunda buluşup kutlama yapacaklar. Ne diyelim, Osmanlı fermanlarında tekkenin banisi olduğu yazılı olan Seyyid Mahmud Bedreddin Efendi'nin postunun burada olduğunu hatırlatalım.
BİZANS VAR; NAFİ BABA YOK!
Boğaziçi Üniversitesi’nin haberler linkinde (haberler.boun.edu.tr) “Bizans” araştırması yaptığınızda karşınıza 14 haber; Bizans Araştırmaları Merkezi’ni aradığınızda 7 haber çıkarken Şehitlik Dergahı, Nafi Baba Tekkesi, Şüheda Kuyusu aramalarına ilişkin herhangi bir habere rastlamak mümkün değil!
TEKKE BİNASININ ÜST KATI HİÇ OLMAZSA ŞEHİTLİK DERGÂHI MÜZESİ OLMALIDIR
Hiç olmazsa Nafi Baba Tekke binasının üst katı "Şehitlik Dergâhı Müzesi" olarak kullanılmalıdır. Böyle bir tasarrufun daha kalıcı ve mekânın ve zamanın ruhuna uygun olacağı kanaatindeyiz. Bahse konu müzede Nafi Baba Şehitliği’ndeki bazı önemli mezar taşları, yeni bulunan Nafi Baba Tekke fermanları ile Şehitlik dergâhı ailelerinin ellerindeki tekkeye ait eşyalar muhafaza edilebilir.
İBB’nin himmetleriyle gerçekleştirilen çalışmalarda ortaya çıkan yeni mezar taşlarıyla birlikte toplam 586 adet mezar kitabesi, baştaşı, kitabe parçası Şehitliğe konulan iki adet konteynırda muhafaza edilmek yerine Nafi Baba Tekkesi’nde sergilenmelidir.
Kamuoyu buradaki tarihi mezar taşlarının tekkede muhafaza edilmesini bekliyor. Arşiv Merkezi’nde ve Bizans Araştırmaları Merkezi’nin deniz manzaralı çalışma ofisinde her türlü konfor düşünülmüşken Bizans Araştırmaları Merkezi’nin şehitliğe bakan pencerelerine sadece 10 m uzaklıkta başlayan Şehitlik Kabristanı perişan bir halde kendine uzanacak himmetli bir eli gözlüyor.
FETİH ŞEHİTLİĞİ ACİL İLGİ BEKLİYOR
Akil insanların maşeri vicdanı köpek yuvası haline gelen Şüheda Kuyusu’nun bir an önce elden geçirilip İstanbul’un ilk Fetih Şehitliğinin hak ettiği manaya uygun bir keyfiyete getirilmesini bekliyor.
İSTANBUL FETİH VE TASAVVUF ARAŞTIRMALARI MERKEZİ
Kamuoyu, Nafi Baba kabristanlığında ve bahusus Şeyhler Sofası’nda medfun bulunan ulama ve meşayihin kabirlerinin ihya edilmesini; Nafi Baba Tekke binasının Şehitlik Dergâhı misyonuna uygun bir müzeye ve Fetih ve Tasavvuf Araştırmaları Merkezi’ne dönüştürülmesini talep ediyor. Boğaziçi Üniversitesi yönetimi böyle bir adım atabilir.
BİZANS OLİMPOS DAĞI’NIN ÇOCUKLARININ MEKÂNI
Rumelihisarı Şehitlik Dergâhı’nda olup bitenler akla mantığa uymuyor! BÜ’nün düğün dernek, kına gecesi gibi etkinliklere ve dolayısıyla halka açık olan Ağaç Kafe gibi sivil, ticari mekânlarına, öğrenci inisiyatiflerinin davet ettiği dünyanın en iyi okullarından birini bitiren, akl-ı selim tab-ı müstakim bir Bakan’ın programı iptal edilirken, Selahattin Demirtaş, BÜ Garanti Kültür Merkezi’nde Başkanlar gibi ağırlanıyor!
Boston Eşcinseller Korusu’na Ramazan-ı Şerif ayında BÜ Güney Kampüs otopark alanında, İstanbul'un ilk fetih şehitliğine 70 m. mesafede konser verdiriliyor. Bir ağabeyimizin deyişiyle, "Dünyanın hiç bir ülkesinde bir şehitliğin yakınında farklı bir dinin ilahilerinin, üstelik 300 kişilik koroyla seslendirilmesine izin verilmez. Utanmalısınız..."
Ne diyelim! Bizans yahut Bebek Olimpos Dağı’nın çocuklarının; Nafi Baba Tekkesi ise Hira Dağı’nın evlatlarının mekânı…
AHMET DAVUTOĞLU: RUMELİHİSARI’NIN BÜYÜĞÜ NAFİ BABA’DIR
Rumelihisarı Şehitlik Dergâhı’nda, Boğaziçi Konak’taki bir hasbıhalimizde Sn. Başbakanımız Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu “Her şehrin bir büyüğü vardır, Bursa’nın büyüğü Emir Sultan’dır, Konya’nın büyüğü Hz. Mevlana’dır, Kars’ın büyüğü Hasan Harakani (ks)’dir, İstanbul’un, içinde bulunduğumuz semtin, Rumelihisarı’nın büyüğü ise Nafi Baba Hazretleri’dir."
AHMET DAVUTOĞLU: ÖNEMLİ OLAN NAFİ BABA’NIN İSTANBUL’U FETHEDEN RUHUDUR
Sayın Başbakanımız kamuoyu önünde yaptığı başka bir konuşmasında ise şöyle söylemişti: "BÜ’deki tahsil yıllarımızda Nafi Baba'nın kabrini ziyaret etmeden ders yılına başlamazdık, arkadaşlarımızla birlikte oradaki ruhu, fetih ruhunu teneffüs ederdik. Şunu her zaman hatırımızda tutardık: Önemli olan Boğaziçi Üniversitesi’nde öğretilen dünyevi bilgi değildir, önemli olan bilgi; dünyevi bilgi ile birlikte Nafi Baba’nın İstanbul’u fetheden ruhudur, maneviyatıdır.”
BÜ ÖĞRENCİLERİ OKULLARINDAKİ MANEVİ HAZİNEDEN HABERSİZ
BÜ mezunu Sn. Başbakan’ın Şehitlik Kabristanı'na, Nafi Baba Tekkesi’ne, Şehitlik Dergâhı’na yönelik düşünceleri böyleyken Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri okullarının içindeki manevi hazineden, Nafi Baba Tekkesi’nden, İstanbul fetih şehitlerinden habersiz bir şekilde tahsil hayatlarına devam ediyor.
Şehitlik Dergâhı’nın esamesi okunmuyor. BÜ öğrencilerdi, hocaları ve çalışanları okullarının hakiki varisi olduğu Şehitlik Dergâhı’ndan haberdar edilmiyor. BÜ camiası, Sn. Başbakanın işaret ettiği Nafi Baba’nın İstanbul’u fetheden ruhundan özellikle uzak tutuluyor.
Şu iki cümleyi iktisat gurusu Mustafa Özel’den ödünç aldım. “Bebek, Olimpos dağının çocuklarının mekânı… Ezan sesi elitleri rahatsız ediyor.” Bebek Hümayun-u Abad Camii cemaatine hasret... Bu hasreti bir nebze Bebek Kahve’ye gelen okuma-yazma sevdalısı BÜ öğrencileri; Hira dağının evlatları dindiriyor.
BÜ Güney Kampüs’te değişen bir şey aramayın boşuna! 40 yıl önce derslere başlamazdan önce şehitliği ziyaret eden talebelerin tahsil gördüğü dönemlerde olduğu gibi bugün de hâlâ Güney Kampüs’te mescid yok. Nafi Baba Tekkesi Bizans Araştırmaları Merkezi’ne mekân oluyor. Hâsılı, bir yandan başıboş azgın köpekler ve (berduş) sırtını Şüheda Kuyusu’na yaslayıp BÜ yönetiminin ve tarihi şehitliğin perişan hali bağlamında İBB’nin vurdumduymazlığına işaret ederken diğer bir yandan da Nafi Baba'nın huzurunda Hamlin misyoner sakalını sallayıp nanik yapıyor!
Cyrus Hamlin’in Robert Kolej'i kurduğu Rumelihisarı sırtlarına çıkıp hırsla "Fatih'in İstanbul'u aldığı surlardan bu milletin kültürünü fethedeceğim" dediğini işitir gibi oluyor musunuz?
İbrahim Ethem Gören/ Dünya Büteni
-
Abdulhamid Han 8 yıl önce Şikayet EtEvet doğrudur bizans ölmedi.halen entrikaları devam ediyor.bu adamlar rum olabilir.(lanet olsun soyadı kanununa.bu tür kripto insanların işine yaradı.ermeni agop dilaçar(martayan)yıllarca türk dil kurumunu yönetti atatürk getirdi onu.arastirabilirsiniz).bu topraklar artık çok ağladı.yeter.devletimiz bu tür olaylara müdahale etsin artık.Beğen Toplam 1 beğeni
-
ercu 8 yıl önce Şikayet EtAllah sizi bildiği gibi yapsın..Beğen
-
zeynep 8 yıl önce Şikayet EtSyn. cumhurbaşkanım, başbakanım, belediye başkanım, üzerinize düşen görevi acilen yerine getirin. Ecdadımızı, tarihimizden ve zihnimizden silmek isteyen milli olmayan bu ahlaksızların, bize ve ecdadımıza eziyetlerinden kurtarın. Böyle sinsice oyun kuranlara gereken cezayı verin ve ecdadımızı hak ettiğine kavuşturun.Beğen Toplam 2 beğeni
-
filozofçuluk 8 yıl önce Şikayet Etdevletin yeni anayasa ile bu müzeler anıtlar kurulunun tüm yetkilerini elinden alması şart.bu kurumla işi olmuş olupta tek bir insan bedduasız çıkmamıştır.bunların tüm yetkilerini ehli olan ve osmanlı aşığı olanlara verin bizansa zerre sempati duyanların alayını kovunBeğen Toplam 4 beğeni
-
Isa 8 yıl önce Şikayet EtUlan bizans kulturu osmanlidan once bir devir surdu gitti, ama simdi yok! Eger tekrar yasatalim diyorsan ilk olarak osmanlinin hakimiyetinde olan ulkelere git bu istegini yonelt: yunanistan, bulgaristan, sirbistan, slovakya, hirvatistan, macaristan, romanya, ukrayna, moldova, rzsya (ozllikle kafkasya), ermenistan, gurcistan, iranin bati kismi, arap ulkeleri, afrikanin ortasi ve kuzeyi, kibrisin tamami, rodos ve diger adalar, italyanin cizmesinin topugu! Sen bunlari yok say sonra "efendim biz medeniyetleri canlandiran modern insaniz" de. Peki saydiklarim!?Beğen Toplam 3 beğeni