Fahreddin Paşa'nın Atatürk'e yazdığı içli mektup
Fahreddin Paşa’nın 21 Ekim 1922’de Mustafa Kemal Paşa’ya gönderdiği ve Ankara’da, Cumhurbaşkanlığı Arşivi’nde muhafaza edilen içli ifadelerle dolu mektubu ilk defa yayınladı.
Bugün bu sayfada, Fahreddin Paşa’nın bir mektubunu yayınlıyorum: Büyük zaferin ardından Mustafa Kemal Paşa’ya yazdığı ve şimdi Cumhurbaşkanlığı Arşivi’nde bulunan mektubunu...
Fahreddin Paşa, mektubu yazdığı sırada çok uzaklarda, Kâbil Sefiri, yani Ankara’nın “mümessili” olarak Afganistan’dadır; 30 Ağustos’ta yaşanan zaferin haberini oldukça geç öğrenmiş ve öğrenmesinden hemen sonra da Mustafa Kemal Paşa’ya hissiyatını ifade eden bir tebrik mektubu yazmıştır.
Fahreddin Paşa (sağda) ile Afganistan Kralı Amanullah Han’ın bayraklara bürünerek çektirdikleri fotoğraf.
Medine Müdafii’nin Türkiye’den ayrılması sırasında da bazı anlaşmazlıklar yaşanmıştır. Fahreddin Paşa büyük zafer öncesinde Yenigün Gazetesi’nde savaş hakkında birkaç makale yayınlamış, bazı konularda hatâ yapıldığını yazmış ve yazdıkları başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere Ankara’yı hiddetlendirmiştir.
Bu makalelerle ilgili olarak Cumhurbaşkanlığı Arşivi’nde burada yer vermediğim bazı yazışmalar vardır ve özellikle Mustafa Kemal Paşa’nın Fahreddin Paşa’nın iddialarına hayli sinirlendiği görülmektedir...
Fahreddin Paşa’nın Afganistan’a gitmek üzere yola çıktığı sırada
veda maksadı ile Ankara’ya, Meclis’e çektiği telgraf.
‘OSMANCIĞI KURTARDINIZ!’
Fahreddin Paşa, Afganistan’a işte böyle bir kırgınlık havası içerisinde gitmiş, Mustafa Kemal Paşa’ya 21 Ekim’de gönderdiği tebrik mektubunu da bu hislerle yazmıştır ve üslûbunda tahminlerinin yanlış çıkmasının verdiği bir üzüntü hâkim gibidir.
Aşağıda, Medine Müdafii Fahreddin Paşa’nın Kâbil Büyükelçisi olduğu sırada büyük zaferin ardından, 21 Ekim 1922’de Mustafa Kemal Paşa’ya yazdığı ve bugün Cumhurbaşkanlığı Arşivi’nde 01016945-78 numarada muhafaza edilen mektubunun tam metni yeralıyor ve Paşa’nın Yenigün Gazetesi’ne yazdığı makaleleri hakkında devletin üst düzeyinin yazışmaları da söylediğim gibi aynı arşivde bulunuyor.
Fahreddin Paşa’nın Mustafa Kemal’e mektubu.
İşte, Fahreddin Paşa’nın Mustafa Kemal Paşa’ya gönderdiği mektubunun tam metni:
“Pek muhterem paşa hazretleri,
Yalnız vatan-ı mübareki ve âtî-i millîmizi (millî geleceğimizi) değil, onlarla beraber âlem-i İslâm’ın da ümid ve istikbalini kurtaran muzafferiyet-i uzmânızı (büyük zaferinizi) ellerinizi ve gözlerinizi öperek kutlularım.
Güzel İzmir’imizi kurtardınız, Osmancığın mukaddes harîmini temizlediniz, Türk izzet-i nefsine vurulmak istenen yüzkarasını Akdeniz’le pakladınız!
Hiçbir tâbirin edâ edemeyeceği kadar büyük olan zaferinizle Cenâb-ı Hakk’ı kulluğumuzdan razı ve Cenâb-ı Mustafa’nın rûhunu hoşnut kıldınız!
Hepimize kan kusturan mütarekenin o firavun devrini, himemât-ı celîlenizle (kıymetli himmetlerinizle) bugün bir ruya gibi hatırlıyoruz. O elîm kâbusu, elhak, Hazret-i Yusuf’tan daha muvaffakiyetle tebsîr (izah) eylediniz! Azîz olunuz!
Hilâlin husûfetini (ay tutulmasını) rasad edenler, şimdi göz kamaştıran bir tulûa (güneşin doğuşuna) şahid oluyorlar. Bir milletin ve bir ümmetin şükran ve mahmideti (övmesi) ile yüzyüze bulunduğunuz şu sırada size hodgâmâne (bencilce) kendimden bahsedeceğim için beni bağışlayınız!
Paşa hazretleri, benim kocamış ömrümü tazelediniz! Sağ olunuz!
Hayatımda hiçbir zaman kendimi bu kadar bahtiyar hissetmemişimdir ve etmeyeceğimdir.
Kalbim, saadetin bu derecesine tahammül edemeyecek kadar nâçizdir.
İlk beşâret haberi (müjde) geldiği zaman yüreğimin nasıl çarptığını ve altın ordunuza iltihak etmek (katılmak) ister gibi göğsümü nasıl zorladığını Allah bilir.
Paşa hazretleri, size yalnız şükran ve imtinanlarımı (iyilikleri anlatmayı) değil, müsaadenizle biraz da hicranlarımı söylemek isterim: Bahtiyar ketibeniz (birlikleriniz) arasında küçük bir hizmet rolü, bir saka neferliği olsun ifa edemeyeceğime pek müteessirim. Ben de herkes gibi siyaseten bir sulh yapılacağını, taarruz için henüz vakit ve saat gelmediğini zannediyordum. Bunun içindir ki kırkından, hattâ ellisinden sonra saz çaldım siyasî vazife aldım.
Paşa hazretleri. Böyle olacağını bilse idim veya biraz hissetse idim, herhalde yanınızdan bu kadar uzaklaşmazdım. Bu gaflet, benim için telâfisi gayrı kabil bir ziyâ (kayıp) ve mahrumiyet oldu. Yüreğimden günlerce kanlar boşandı. Yaralılarınız arasında beni de bir ağır mecruh (yaralı) olarak sayabilirsiniz!
Maamafih bu kadar uzaktan bile askerliğinizin ayak sesini alıyor ve altın ordunuza mensubiyetle iftihar ediyorum. Onun eski formasını üzerimde şahane bir hil’at (kaftan) gibi taşıyorum.
Minnet ve mahmidetlerimizin yetişemeyeceği kadar yüce himmet ve mazhariyetlerinizden dolayı mübarek ellerinizi ve gözlerinizi öperek sizi tekrar tekrar tebrik ve tebcîl eylerim.
Filvaki, tehniyelerim (tebriklerim) gecikmiş olabilir. Fakat ne beis var. Biz daha bayramın içindeyiz ve bu ıyd-i ekber (büyük bayram) öteki bayramlar gibi fâni ve kısa ömürlü değildir. Bizden sonra daha pek çok nesiller onun şeker ve şerbetini ter ü taze bulacaklardır Paşa hazretleri. 21 Teşrinevvel 338 (21 Ekim 1922).
Hürmetkârınız
Kâbil Sefiri
Fahreddin”
Murat Bardakçı - Habertürk
-
cMinnettat 6 yıl önce Şikayet Etulu önderimiz Mustafa Kemal Atatütk başta olmak üzere vatanımızın kurtulmasında emeği geçen herkese ama sonsuz şükranlar...Beğen Toplam 17 beğeni
-
mete 6 yıl önce Şikayet EtRuhun Şaad olsun Paşam!...Beğen Toplam 10 beğeni
-
türk 6 yıl önce Şikayet Etbu millete faydasi olan hepsine ALLAHIM RAHMET EYLESIN fahreddin pasam sende nur icinde yat insallah ALLAHIM ebedi baskomutanimiz atatürkümüze de gani gani rahmet eyle vatani kurtaran sari pasamiz nur icinde yat insallahBeğen Toplam 21 beğeni
-
Yavuz 6 yıl önce Şikayet EtBazı yerler vardır son askerine,son yemeğine,son kurşuna dek dayanırsın savaşırsın. Fahreddin Paşa İslamın yılmaz dava adamlarından biridir. Kaçmamış ve bütün imkanları sonuna dek kullanmıştır.Filistin cephesi de kutsaldır ancak ne yazıktır ki orada yapılan yanlışlar Fahrettin Paşayı ülkesinden gelecek olan yardımlardan mahrum bıraktı ! Ben, Çanakkale de ki direnişimizin sonucunda İngiltere ve Fransa'dan yardım alamayan Çarlık Rusya'sının yıkıldığı gibi Filistin cephesinden geri çekilmeyip direnseydik batılı sömürgeciler de de Rusya gibi olmasa da kendi ülkelerinde ekonomik çöküş ve verecekleri canların hesabını düşünüp sert kayaya çarptıklarını anlayacaklardı diye düşünüyorum.Beğen Toplam 2 beğeni
-
Özgür 6 yıl önce Şikayet EtÜzücü olan, bir önceki neslimizin yazdığı bu mektubu bile okuyamamak:( Osmanlıya ait her şeyin değiştirilerek; hafızamızın sıfırlanması şart mıydı??Beğen Toplam 23 beğeni
-
Şakir 6 yıl önce Şikayet EtOsmanlıca çok zormuş diyenlere, o lisanla biz dünyaya hakim olduk şimdi değiştide yabancılar ne saçma dil diye bizimle alay ediyorBeğen Toplam 1 beğeni
-
Osmanlıca 6 yıl önce Şikayet EtOsmanlıca denilince aklınıza Türkçe neden gelmiyor dilimiz değil yazımız değişti.Beğen Toplam 3 beğeni
-
hay osmanlıcana 6 yıl önce Şikayet Etosmanlıca kurlarına gidenler ne diyor biliyor musun ne zormuş ne karışıkmış osmanlıca türkçenin gözünü seveyim diyorlar.kurslar kapıya kilit vurdu sen uyu kardeşim iyi uykular.Beğen Toplam 8 beğeni
-
osmanlı 6 yıl önce Şikayet Etne alaka rumuzlu arkadaş özgür arkadaş mektubu okuyamamaktan bahsediyor sen türkçeye çevrilmiş halini anlayamamktan bahsediyorsun. yani sen çok okuyorsun anladık ama sen mektubun orjinal halini okuyabiliyormu sun . sanmıyorum murat bardakçı bile bazı cümleleri parentez içinde açıklamak zorunda kalmış. daha sen özgür kardeşin yorumunu anlayamamışsın ne diyelimBeğen Toplam 6 beğeni
-
ne alaka 6 yıl önce Şikayet Etgayet net anlaşılıyor. o dönemde olsa anlayamazdın asıl. biraz kitap okursan hepsini anlarsın. ayrıca biz neden arap-fars dilini konuçacakmışıs Türkçemiz var tarihi de osmanlıdan önce. unutmaBeğen Toplam 12 beğeni