Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, Tekirdağ'da
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Türkiye'nin sağlık alanında önemli bir vizyonu yakaladığını belirterek, "En geç 3 yıl içinde bu vizyonunu tamamladığında Türkiye bölgenin güçlü sağlık merkezi olacak. Türkiye yalnız kendi insanına, 78 milyon ülke insanına sağlık hizmetini dünya standartlarıyla yarışır bir noktada sunan bir ülke değil, bölgesinde yaklaşık 3 saatlik uçuş mesafesinde 1-1,5 milyar nüfusa sağlık hizmeti sunabilecek güçlü bir merkez haline gelecektir." dedi.
Müezzinoğlu, programları çerçevesinde geldiği kentte, Tekirdağ Uluslararası Öğrenci Derneği'ni (TUDER) ziyaret etti.
Ziyarette, bir süre sohbet eden Müezzinoğlu, öğrencilerin sorularını yanıtladı ve sorunlarını dinledi.
Daha sonra, Tekirdağ Ticaret ve Sanayi Odası'nda düzenlenen Tekirdağ 480 Yataklı Şehir Hastanesi Yapım Protokolü İmza Töreni'ne katılan Bakan Müezzinoğlu, burada yaptığı konuşmada, son dönemde, özellikle son 6 ayda gerek hukuksal gerekse bürokratik engeller dolayısıyla Şanlıurfa ve Tekirdağ şehir hastanelerinde yaşanan sıkıntıların aşıldığını söyledi.
Türkiye'nin son 12 yılda sağlık alanında inanılması zor sessiz dönüşümleri başardığını ifade eden Müezzinoğlu, "Daha iyisini, daha güzelini yapma adına geceli gündüzlü çalışıyoruz. Bugün için kamu olarak yani sağlık bakanlığı olarak bizim yaptığımız toplam 253 hastanenin toplam yatak kapasitesi 40 küsür bin. Bu hastaneleri bu yıl ve gelecek yıl hizmete açacağız." diye konuştu.
Türkiye genelinde toplamda 70 bin yatak kapasiteli hastanelerin en geç 2018 yılına kadar hizmete açılacağını bildiren Müezzinoğlu, şöyle devam etti:
"Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir süreç yok. Yine 30 bin yatak kapasiteli şehir hastanelerini de ilave ettiğimizde bu sayı 70 bin yatak kapasiteye ulaşıyor. Şu anda 70 bin yatak kapasiteli, bir taraftan 30 bini şehir hastaneleri, diğer taraftan 40 bini de kamu hastaneleri olarak bizim yaptığımız 70 bin yatak kapasiteli hastane inşaatı 2016-2017 en geç 2018'de bu ülkenin, bu milletin hizmetine girecek. Bu yıl için yeni ihalelerini yaptığımız ihale süreçlerini başlattığımız yaklaşık 15 bin yatak kapasiteli hastaneleri yine kamu olarak biz yapacağız. Ve yaklaşık 10 bin şehir hastanesinin yapımını da kamu özel iş birliği ile yapacağız. Yani bu yıl ihalesini yapacağımız hastane yatak kapasitesi, ilave 25 bin. 70 bin artı ilave 25 bin dediğimizde 95 bin yatak kapasiteli, bir taraftan 40 bini kamu özel iş birliği ile, diğer taraftan da 55 bini kamu imkanlarıyla yapılan hastaneleri bu ülke ve bu millet kazanmış olacak. Coğrafi genişliği, büyüklüğü, ne olursa olsun, nüfus büyüklüğü ne olursa olsun, bakın isterseniz Çin, isterseniz Hindistan, isterseniz Amerika Birleşik Devletleri deyin, şu anda 95 bin yatak kapasiteli hastane inşaatları yapan bir başka ülke yok."
- "Türkiye bölgenin en güçlü sağlık merkezi olacak"
Türkiye'nin sağlık alanında önemli bir vizyonu, önemli bir dinamiği yakaladığını aktaran Müezzinoğlu, "En geç 3 yıl içinde bu vizyonunu tamamladığında Türkiye bölgenin güçlü sağlık merkezi olacak. Türkiye yalnız kendi insanına, 78 milyon ülke insanına sağlık hizmetini dünya standartlarıyla yarışır bir noktada sunan bir ülke değil, bölgesinde yaklaşık 3 saatlik uçuş mesafesinde 1-1,5 milyar nüfusa sağlık hizmeti sunabilecek güçlü bir merkez haline gelecektir." ifadelerini kullandı.
Müezzinoğllu, Türkiye'nin güçlenmesinin bazılarını rahatsız ettiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bugün 95 bin yatak kapasiteli hastane inşaatları yapıyoruz. Yapmakta da hiçbir tereddütümüz, öz güven kaybımız yok. Bütün bunları gören birileri içeride ve dışarıda fitne odakları, bu milleti dünya milletleriyle güçlü yarışın içerisinde layık görmeyenler, hak eder pozisyonda görmeyenler, içte ve dışta tuzaklar kuruyorlar. Değişik tuzaklar, değişik senaryolar, fitneler fesatlar, ayrıştırma, çatıştırma ve yıpratma kampanyalarıyla siyasi iktidarın dinamiklerini zayıflatarak ülke zayıf düşsün ve bu hayallerinden vazgeçsin. Niye? Bu hayalleri, bu hedefleri Almanya'yı rahatsız ediyor, bu hayalleri, hedefleri İngiltere'yi, Fransa'yı, İsrail'i şunu bunu rahatsız ediyor. Bu da normaldir, bundan rahatsız olmamak lazım. Onların rahatsız olması güçlü bir Türkiye'nin olmamasını isteyebilir, hesabı kitabı tutmayabilir, onları anlıyorum ama içeridekilerini anlamakta zorlanıyorum."
"Halk için siyaset yapıyorum, millet için siyaset yapıyorum, milli duruşum var, bu ülkenin ulusal bütünlüğü var, hayalleri var, hedefleri var diyerek siyaset yapması gerekenler bir bakıyorsun ki küçük hesapların ve ya arkasındaki güç odaklarının mahkumu gibi Türkiye'nin istikrarını, güçlü yolculuğunu bozan yapıların içerisinde, fitne ve fesadın içerisinde oluyorlar." diyen Müezzinoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Halbuki bu ülkenin yapacak çok işi var, kat edecek önemli mesafeleri var. Az önce saydım, merdivende çok basamaklar çıktık ama çıkılması gereken yere baktığımızda daha önemli basamakları çıkmamız gerekiyor. Dolayısıyla burada başarıyı milletle beraber yürüyüşte bulabiliriz, başarıyı istikrarda bulabiliriz, başarıyı milleti merkeze alan anlayışta bulabiliriz. Yoksa milleti birbirine düşüren, ayrıştıran, çatıştıran ve böl parçala yut taktiğinin peşinde koşanlarla uğraşarak başarı dinamiklerimizi zayıflatırız. Bu da hem kendimize kötülüktür hem milletimize kötülüktür. O nedenle önümüzdeki süreçte Türkiye'nin sanayicisiyle, iş adamıyla, girişimcisiyle, çiftçisiyle, üreticisiyle, sivil toplum örgütüyle birlik ve beraberlik içerisinde gelecek hedeflere, o muasır medeniyetler seviyesinin üzerindeki hedeflere yürümesi lazım."
- "Yerli medikal malzeme üretmeliyiz"
Sağlık Bakanlığı olarak her yıl medikal malzeme için milyarlarca lira para harcadıklarını, bu giderin azalması için medikal malzemelerde yerli üretimin artması gerektiğini vurgulayan Müezzinoğlu, şunları söyledi:
"Her yıl Sağlık Bakanlığı olarak bizim medikal malzeme için harcadığımız para 4 milyar lira. Her yıl, bunu her yıl arttırarak harcamaya devam ediyoruz. Buna üniversitelerimizin rakamı dahil değil, buna özel sektörün rakamı dahil değil. Bu rakam 6-7 milyar liraya denk geliyor. Her yıl harcadığımıza göre, her yıl da harcayacağımıza göre o zaman bizim sanayici, iş adamları ve girişimcilerimizle bu alanları paylaşmamız lazım. Geçtiğimiz cuma günü İstanbul Sanayi ve Ticaret Odamız ile birlikte bir toplantı yaptık. Sağlık Bakanlığı olarak bizim tükettiğimiz en çok 20 ürün ne? En çok kullandığımız tıbbi cihaz hangileri ve Türkiye olarak bu hangi tıbbi cihazlarda yerli üretime dönebiliriz, yerli üretim stratejilerini geliştirebiliriz bu anlamda, önümüzdeki hafta da Ankara Sanayi ve Ticaret odamızla bir arada olacağız. Her yıl ben bunu aldığıma göre, almaya da devam edeceğime göre bu alınacak ürünlerle farz edelim bir ultrason, ya ben her yıl 500 adet ultrason alıyorsam, bir ultrasonun ortalama ömrü de 5 yıl ise arkadaş gelin Türkiye'de ultrason üretimini yapın. Her yıl 500 adet ben alacağım, bir o kadar da üniversite ve özel sektör alacağına göre yatırımın yap 5 yıl her sene 500 adet alacağım. 6. yıl teknolojiyi geliştirir isen birinci yıl aldığım artık devre dışı kalacak ve yeniliğe döneceğim ve 6. yıl da 600-700 adet yeni modellerden almaya başlayacağım. Uzun süre alım garantili sanayi yerli üretim ürünlerini özellikle sağlık alanında çünkü hükümet alanında sağlığı artık stratejik yatırım alanı olarak görüyoruz. Stratejik yatırım alanlarında sağlık endüstrisini de sağlık sanayisini de sağlıkta ilaç sanayisini de farklı boyutlara taşıma gibi bir görevimiz, bir sorumluluğumuz var."
Konuşmanın ardından Müezzinoğlu ve yüklenici firma yetkilileri arasında Tekirdağ 480 Yataklı Şehir Hastanesi Yapım Protokolü imzalandı.
Törenin sonunda, Sağlık-Sen Tekirdağ Şube Başkanı Hamza Öksüz, Bakan Müezzinoğlu'na tablo hediye etti.
YORUMLAR