Türk mühendisler geliştirdi: Hasat kaybını sıfıra indirecek
Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü ile özel bir firmanın hazırladığı proje kapsamında, hasat sonrası soğuk hava depolarında bekletilen ürünlerin durumlarını anlık olarak takip edebilecek yeni bir sistem geliştirildi.
Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü, özel bir firmayla yürüttüğü proje kapsamında imal ettikleri sensörlü sistemle soğuk hava depolarında bekletilen ürünlerin durumunu anlık takip edebiliyor.
Hasat Sonrası Fizyolojisi ve Mekanizasyonu Bölümü Mühendisi Dr. Mehmet Cengiz Arslanoğlu, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğünün özel sektör Ar-Ge programı kapsamında bir firmayla geliştirdikleri yeni sistemin detaylarını anlattı.
Arslanoğlu, "Kontrollü Atmosfer Kutularının Ortam Değişkenlerini İzleme Projesi"nde, soğuk hava depolarında kullanılan kontrollü atmosfer kutularında ürünlerin daha uzun süre depolanmasının amaçlandığını söyledi.
Günümüzde bu kutuların oksijen ve karbondioksit miktarlarının günlük olarak kontrol edildiğinin altını çizen Arslanoğlu, "Bu kutuların iki yanında bulunan yerlerden bir enjektör iğnesi yardımıyla kutu içindeki oksijen ve karbondioksit seviyesini ölçmek zorundayız. Bu özellikle onlarca, yüzlerce kutunun istiflendiği soğuk hava depolarında sorun haline geliyor. Çünkü bu kutuların tamamından oksijen ve karbondioksit değerlerini ölçmek mümkün değil." diye konuştu.
Yeni sistemle tüm kutular anlık takip edilecek
Şu an işletmelerde kullanılan sistemle sadece ürünlerin bulunduğu depoların sıcaklık ve nem kontrolünün yapılabildiğini aktaran Arslanoğlu, yeni sistemle ürünlerin ayrıca oksijen ve karbondioksit değerlerinin de izlenebildiğini ifade etti.
Yeni sensör sisteminin üreticiye çok önemli kazanımlar sağlayacağını da vurgulayan Arslanoğlu, şöyle konuştu:
"Özellikle bazı meyveler hasat edildikten sonra solunum faaliyetlerine devam ediyor. Bu kutularda membranlar yardımıyla solunumlarını kontrol altına almaya çalışıyoruz. Ancak kutuların kapağının açılmaması gerekiyor. Dolayısıyla biz ürünlerin durumunu göremiyoruz. Muhafaza depolarında her bir kutuyu ölçmek imkansız. Bunun için ayrı bir iş gerekiyor ve uzun süre alıyor. Dolayısıyla ortamdaki oksijen ve karbondioksit değerlerini sıcaklık ve nem değerleriyle birlikte bir bilgisayar sistemine aktaran bu sensörleri düşündük. Daha sonra özel sektör Ar-Ge projesiyle bu hayata geçti. Bu yeni sistemde kullandığımız araçlar, kutu içindeki sıcaklık, nem, oksijen ve karbondioksiti takip edebileceğimiz bir sensör grubu. Cihaz ortamdaki sıcaklık, nem, oksijen ve karbondioksit derecesini ağ geçidine, oradan da bir bilgisayar sistemine aktarıyor. Böylelikle hem kutular içindeki ürünlerin durumları hem de bir süre sonra ürünün ne kadar süre dayanabileceği konusunda ölçümler veya tahminler yapmak mümkün olacak. Dolayısıyla ürün çürümeden, bozulmadan üreticiye bir uyarı yapılmış olacak."
Dünyada bu cihazın bir başka örneği yok
Arslanoğlu, sensörün prototipinin hazırlandığı sırada kutu içerisinde bulunan meyve veya sebzelerin su içeriğinin yüksek olması ve depoların fiziki yapısı nedeniyle kablosuz internet kullanamadıklarına dikkati çekti.
Bu nedenle dünyada yeni kullanılmaya başlanan uzun mesafeli radyo frekansını kullandıklarını belirten Arslanoğlu, şunları kaydetti:
"Bu uzun mesafeli radyo dalgaları aracılığıyla sensörleri kullanıp sisteme ağ geçidi ile bağlantı kuruyoruz. Kutu içerisindeki sensörler bu radyo frekansını kullanarak aldığı sıcaklık, nem, oksijen ve karbondioksit ölçümlerini sisteme, sistem ise kullanıcının her yerden bağlanarak ürünlerin anlık durumunu görmesini sağlıyor. Soğuk hava depolarında sıcaklık ve nem takip sistemleri var. Yine ayrı bir cihaz olarak karbondioksit ve oksijen gibi gazları ölçen cihazlar var. Ancak bunu tek bir kart üzerinde yapan ilk cihaz bizim ürettiğimiz cihaz. Dünyada bu cihazın bir başka örneği yok. Yine dünyada bu kutuların kullanıldığı ülkelerden de bu cihaza talep olacağını düşünüyoruz."
Sistemle ürünlerin durumu dünyanın her yerinden izlenebiliyor
Projenin geliştirilmesindeki asıl amacın hasat kayıplarını azaltmak olduğuna değinen Arslanoğlu, sistem sayesinde çok daha az ürünün çöpe gitmesinin sağlanacağını söyledi.
Sensörler sayesinde ürünlerin bozulma veya çürüme yaşanmadan üreticinin bilgisi olacağını hatırlatan Arslanoğlu, "Ürünlerde herhangi bir bozulma emaresi olduğunda ürünün hemen pazarlanmasını tavsiye edebileceğiz. Bu da ürün çöpe gitmeden tüketiciye sağlam şekilde ulaşmasını sağlayacak. Ülkemizde hasat sonrası kayıplarının oranı yüzde 25-30 seviyelerine çıkıyor. Ürünlerde bu kutuları kullanarak hem ömrünü uzatıyoruz hem de sensörler sayesinde ortam değişkenlerini izleyerek hasat sonrası kayıpları azaltmayı hedefliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Arslanoğlu, sistemdeki sensörlerin ana kartının tamamen yerli imkanlarla geliştirildiğini belirterek, "Yine bu sensörün iletişim kurduğu kartın hem tasarımı hem de yazılımı yerli imkanlarla geliştirildi. Bu yazılım aracılığıyla dünyanın farklı bölgelerindeki soğuk hava depolarındaki atmosfer kontrollü kutularında bulunan ürünlere ait sıcaklık, nem, oksijen ve karbondioksit değerlerini görebiliyoruz. Dolayısıyla ürünün sağlığı hakkında oturduğumuz yerden internet aracılığıyla bilgi sahibi olmamız mümkün." dedi.