Avustralya'da kabul edilen yasa Türkiye'yi nasıl etkiler?
Avustralya'da Google ve Facebook gibi platformların yayımlanan haber içerikleri için medya kuruluşlarına para ödemesini öngören yasa geçtiğimiz hafta kabul edildi. Peki bu karar Türkiye ve başka ülkeler için de emsal olabilir mi? Teknoloji şirketleri Türkiye'de de habere para ödemek zorunda kalabilir mi?
Avustralya, teknoloji şirketlerinin haber içeriği için yayıncılara ödeme yapmasını sağlayacak ve diğer ülkelere de benzer yaptırımlar adına zemin hazırlayacak yeni bir yasayı kabul etti. 18 aylık bir çalışmanın ürünü olan yasa, medya şirketlerine, ürettikleri içeriğin adil karşılığı olacak bir ödeme yapılmasını öngörüyor. Anlaşmayı bozan teknoloji platformlarının 10 milyon dolar ya da Avustralya'daki yıllık cirolarının yüzde 10'u değerinde bir tazminat ödemesi de yasa metninde yer alıyor.
Facebook ve Google bu düzenlemeye başta karşı çıkarak, Avustralya piyasasından çıkma tehditlerinde bulundu. Avustralya hükümetinin geri adım atmaması şirketleri kendi çözümlerini bulmaya yöneltti.
Google yayıncı kuruluşları bir araya getiren News Showcase isimli haber uygulamasını hayata geçirdi ve medya şirketlerine bu yapı üzerinden ödeme yapmayı kabul etti. Hatta ülkenin dört medya devinden biri olan Seven West Media 30 milyon dolar karşılığında News Showcase'e dahil oldu.
Facebook ise yasanın parlamentonun alt kanadında kabul edildiği gün, haber linki paylaşma ve görüntülemeyi Avustralya’daki kullanıcıları ve medya kuruluşları için tamamen kapattı. Facebook’un büyük gürültü koparan yasak 8 günün ardından karşılıklı tavizler sonucu kaldırıldı. Facebook ve hükümet arasında varılan anlaşma kapsamında, şirket yayıncılarla tekil anlaşmalar imzalayabilecek. Hükümet bu anlaşmaların yeterli olduğuna karar verdiği takdirde Facebook yasadan muaf tutulabilecek. (Facebook Schwartz Media, Solstice Media, Private Media gibi daha ufak şirketlerle anlaşmalar imzaladı bile. Seven West ile müzakerelerin de başladığı duyuruldu.)
Doç. Dr. Michael Kuyucu ve Öğretim Görevlisi Dr. Serdar Çil, yasanın Türkiye'deki medya kuruluşları ve kullanıcılar için olası yansımalarını hurriyet.com.tr için değerlendirdi. Kuyucu, teknoloji şirketlerinin vergi ve ofis açma sorunlarının hallolmasının ardından benzer bir yasanın Türkiye'de de gündeme gelebileceğini belirtirken, Çil ise kullanıcıların Facebook'u kullanmaktaki ikinci amacının haber takip etmek olduğunu hatırlatarak yayıncılarla teknoloji şirketleri arasındaki gerilimin kullanıcıların davranışlarına etkisinin çok fazla olmayacağını savundu.
Avustralya örneğinin memnuniyet verici olduğunu belirten Kuyucu, “Üretilen her şeyin bir kullanım bedelinin olması gerekir, telif bugün medyanın tıkanan ekonomisine bir can simidi gibi gelecektir” derken yasanın Türkiye’de uygulanabileceğini belirtti ve ekledi: “Türkiye daha teknoloji şirketlerinin reklamlarda aldığı vergileri ve ofis açma sorununu yeni yeni hallediyor. Bunu da eğer bir düzenleme yapılırsa uygulayabilir.”
"ORTAK PAYDADA BULUŞURLAR"
Kuyucu, medya kanallarının trafik kaynakları arasında Google ve Facebook’un önemli yer tuttuğunu, anlaşma sağlanamaması durumunda trafik kaybı riskinin geçerli olduğunu da hatırlatarak, “Bence ikisi de birbirini korkutur, ürkütür ama ortak bir paydada buluşurlar. Çünkü ikisi de birbirine muhtaç” yorumunu yaptı. Kuyucu teknoloji şirketlerinin bu şekilde artan maliyetlerini cepten ya da reklam fiyatlarına zam yaparak karşılayabileceğini ifade ederken, “Bu kanun Facebook’u sınırsız para ödemeye de zorlayabilir, onlar için cüzi bir rakam anlaşması ile de sonuçlanabilir. Bence bu bir toplu yıllık ödeme veya reklam paylaşımı veya tıklanma başı ödeme gibi modellerle hallolacak gibi” öngörüsünde bulundu.
Çil de “bu durum Avustralya’daki gibi medya devleri ile anlaşma şeklinde mi olacak yoksa büyükten küçüğe herkesin hakkını alabileceği, müzik telif hakları konusundaki kuruluşlar gibi, mesleki bir örgütlenme ile mi olacak” sözleriyle Avustralya örneğinin tek model olmadığını vurguladı.
KULLANICILARIN TAVRI NE OLUR?
Peki medya kuruluşlarıyla teknoloji şirketleri arasındaki bu gerilimin kullanıcıların alışkanlıklarında bir değişikliğe yol açacak mı? Uzmanlara göre hayır. Kuyucu, Facebook’un tekelleşmesinin tek nedeninin arz-talep dengesi olduğunu belirterek “Yani bir kanunla veya zorla değil, insanların gösterdiği talep sonucunda bu kadar güçlendi. Bunda da Facebook’un hiçbir suçu yok” yorumunu yaptı.
Çil ise bir Facebook alt kuruluşu olan WhatsApp’ın Gizlilik Sözleşmesi’ne verilen tepkilerin teknoloji devinin tekelini sarsmadığını hatırlatarak, haber konusunda da benzer sonuçlar beklediğini ifade etti. Çil yaptığı araştırmalara göre kullanıcıların öncelikle arkadaşlarından haberdar olmak için ikinci olarak ise gündemi takip etmek için Facebook’u kullandıklarını da hatırlattı.
Facebook’un Avustralya’daki haber yasağı kapsamında sağlık kuruluşlarının duyuruları gibi içerikleri de engellenmişti. Bu tür aşırı uygulamaların kullanıcıların Facebook’a duyduğu güveni zedeleyip zedelemeyeceğini de değerlendiren Çil, “Doktora tezimde elde ettiğim verilere göre sık kullanan da az kullanan da kullanıcıların büyük çoğunluğu iletişim aracı olarak Facebook’a güvenmiyor veya Facebook’ta paylaştığı içeriklerin takip edildiğini düşünüyor. Yani Facebook zaten güven duyulan bir sosyal medya aracı değil” yorumunda bulundu.
Kuyucu ise “Güven kaybından çok, sosyal sorumluluk konusundaki hassasiyetindeki imajında kayıp olur. Zaten haber içeriklerinin paylaşımında ödenecek para konusunda yapılacak anlaşmalarda sosyal sorumluluk taşıyan haberlerin kapsam dışı tutulması gerekir. Bunun hukuki bir düzenleme ve bir teknik filtreleme ile halledilebileceğini düşünüyorum” diye konuştu.
FACEBOOK BÜYÜK KOLAYLIK AMA DİKKAT!
Facebook gibi sosyal mecralar haber takibi için uygun platformlar mı? Burada iki uzmanımız da sosyal medyanın haber takibini ve paylaşımını kolaylaştırdığında hemfikir ancak bazı riskler de söz konusu. Özellikle doğrulanmamış haberlerin ve manipülasyonun bu kanallar üzerinden yayılımı konusunda kullanıcıların dikkatli olması gerektiğini belirten Çil, “Bu mecralar haber akışı ve takibi için yoğun olarak kullanılabilir ancak bu durum bu mecralarda yayınlanan her haberin doğru olduğu anlamına gelmez ki bilgi kirliği bu alanların en önemli sorunudur” dedi.
Kuyucu ise, “Ben haberin orijinal kaynağından takip edilmesini hem isterim hem de tercih ederim. Dilerim haber paylaşımına para / telif ödeme konusu sayesinde içerik üreticileri de kendi haber portallarını güçlendirir ve sosyal medya bağımlılığının olmadığı döneme geri dönülebilir” ifadelerini kullandı.