Hayat akıyor onlar öylece duruyor
Canlı heykelde İzmir markalaştı, canlı heykeller önce Türkiye'ye ardından dünyaya açıldılar. Peki kimdirler ve ne yaparlar, saatlerce nasıl cansız gibi durabiliyorlar?
Senem Yazıcı'nın haberi
Sevgililer Günü'nde yanından geçtiği bronz ''Eros'' heykelinin aniden okunu kendisine yöneltmesiyle irkilen, ''Aşık Veysel'' heykelinin saz çalmasıyla şaşkına dönen kişi, İzmir'de 3 yıldır devam eden canlı heykel performansıyla ilk kez karşılaşıyor demektir.
Kentin en hareketli olan Alsancak semtindeki Kıbrıs Şehitleri Caddesi, haftanın her günü ve saatinde 3 yıldır Sokak Sanatları Atölyesi'nin ''canlı heykel'' performanslarına ev sahipliği yapıyor. Atölyenin ''Osmanlı Sokağı'', ''Kurtuluş Savaşı'' gibi çok katılımlı projeleri, özellikle hafta sonları bu performansı takip etmek için şehir dışından gelen insanlar için Alsancak'ı buluşma noktası haline getiriyor.
İzmir Sokak Sanatları Atölyesi Genel Sanat Yönetmeni Erdal Çoban, ''Hayallerimizi Kaldırımlara Serdik'' sloganıyla 2008 yılında başlattıkları atölye çalışmalarını AA muhabirine anlattı.
Sokakta tiyatro ve pandomim gösterileri sunarak çalışmalarına başlayan atölyelerinin, ilk ''canlı heykel'' performansını, 2008 yılının 14 Şubat'ın da ''Eros'' heykeli canlandırmasıyla gerçekleştirdiklerini belirten Çoban, geçen zaman içinde atölyelerinin Türkiye'nin ve Avrupa'nın dört bir yanında gösteriler yapan, ''canlı heykel markasına'' dönüştüğünü söyledi.
Çoban, Avrupa'nın birçok kentinin sokaklarında, günün her saati 'canlı heykel'' performansının da aralarından bulunduğu, sokak sanatçılarının çeşitli gösterilerinin, günlük kent yaşamının ayrılmaz bir parçası olduğuna dikkati çekerek, ''Biz de Türkiye'nin Avrupa'ya en yakın kenti olarak kabul ettiğimiz İzmir'de, sokakların sanatla güzelleşeceğine inandık ve böyle bir işe başladık. Ancak bunu yaparken, karakterleri Türk kültürüne uyarladık. 20-25 canlı heykelin aynı anda bulunduğu konulu performanslar, projeler hazırladık.''
İzmir'de başladıkları çalışmaların kısa sürede ses getirdiğini, yurt içinden ve yurt dışından davet almaya başladıklarını dile getiren Çoban, ''Canlı heykelde İzmir markalaştı, önce Türkiye'ye ardından dünyaya açıldık'' dedi.
-''Zabıta kovalıyordu, şimdi davet alıyoruz'' -
Çoban, gelinen noktada beğeni taşıyan gösterilerinin ilk yıllarını ise gülümseyerek anlattı.
İlk yıllarında gittikleri bazı ilçelerde kendilerini oldukça üzen olaylar yaşadıklarını, kendilerini ''işportacı'' gibi algılayan zabıtaların gösterilere müdahale ettiklerini, bu noktada en büyük desteği ise Konak Belediyesinden gördüklerini ve bu nedenle Alsancak semtinin evleri gibi olduğunu söyledi.
Çoban, geldikleri noktada artık İzmir denilince akla Alsancak, Alsancak denilince de canlı heykellerin akla gelmeye başladığını ifade ederek, şunları söyledi: ''Buradaki esnaf da bölgenin cazibe merkezi olmasından olumlu etkilendi. Gün geçtikçe sanatçılarla dolu kent haline geliyoruz. Sürekli projeler üretiyoruz. Sokaklar sıkıcı alanlar gibi geliyor ama değil, sokaklar herkesin aynı anda özgür olduğu alanlar, sanatla daha da özgürleşeceğine inanıyoruz. Biz, sokakların sanatçılarla aydınlanacağını düşünüyoruz. 'Hayallerimizi kaldırımlara serdik' dedik, 4 yıldır çaba gösteriyoruz, atölyenin giderlerini İzmir halkının küçük kutularımıza attığı paralarla karşılamaya çalışıyoruz. İzmir bir marka, Sokak Sanatları Atölyesi de bu markanın güzel bir hediyesi. Biz, sokakta sanat yapmamıza izin veren, bize destek olan herkese teşekkür ediyoruz.''
-Zaman algısını ve yön duygusunu yok oluyor-
''Canlı heykel'' performansı hazırlıklarını ve saatlerce hareketsiz nasıl kalabildiklerini de anlatan Çoban, ''Canlı Heykel performansı, hazırlığı uzun, ciddi konsantrasyon gerektiren oldukça zor bir iş. Saatler süren performans, göründüğünden çok daha zor, kişi bir süre sonra zaman algısını da yön duygusunu da yitiriyor'' dedi.
Çoban, atölyelerinin tümüyle gönüllülerden oluştuğunu, hiçbir maddi beklentilerinin olmadığını söyledi. Atölyelerinde verdikleri eğitimle sanatlarını da ücretsiz olarak paylaştıklarını dile getirdi.
-Hepsi farklı meslekten canlı heykeller dünyadan davet alıyor-
Doktor, hemşire, psikolojik danışman gibi her biri farklı mesleklere sahip kişilerden oluşan İzmir Sokak Sanatları Atölyesi, sergiledikleri başarılı performansla yurt dışından da bir çok etkinlik için davet alıyor.
Antalya Film Festivali'ndeki performansları ile Türkiye'de adını duyuran grup, 2011 yılında ''Atatürk ve Cumhuriyet'' konulu projelerini, gelen davet üzerine 29 Ekimde İspanya'nın Barcelona şehrinde sahneleyip beğeni kazanırken, Haziran 2011'de Atina Sokak Şenliği'nde de Yunan kültürüne ait canlı heykellerle boy gösterdi.
Atölye çalışanları, 2012 yılında da yurt dışında çok sayıda sanat etkinliğine katılacak.