Kalbini çantasında taşıyor, en büyük korkusu kapkaççılar
Sivas Şarkışla'da yaşayan 49 yaşındaki Hasan Koç, yaklaşık 3 yıldır elinde taşıdığı kalbiyle hayatını devam ettirmeye çalışıyor.
Koç'un 2010 yılında geçirdiği kalp kriziyle beraber başlayan kalp yetmezliği hayatının dönüm noktası oldu. Kalp-Damar Cerrahisi Servisi'nde tedavi görmeye başlayan Koç’un yaşaması için kalp nakli olması gerektiği belirtildi. Sağlık Bakanlığı'nın ulusal bekleme listesine kaydolan Koç için 5 yıldır kadavralardan kalp bulunamadı. Doktorların yaşaması için kalp nakli olması gerektiğini söylediği Koç’a yapay kalp önerildi. 2020 yılında gerçekleştirilen operasyonun ardından yapay kalp takılan Koç yeniden hayat buldu. Koç, yapay kalbini çantada yanında taşıyor.
Yaklaşık 3 yıldır kalbini çantasında taşıyor
Hasan Koç, yapay kalbin takılma sürecinden bahsederek, “Bende aileden gelen kalp hastalığı var. 2010 yılında kalp krizi geçirdim. Akabinde 2012 yılında kalp yetmezliği başladı ve kalp hastası oldum. Yeni bir kalp nakledilmesi gerektiği anlaşıldı. Bu süreçte Antalya Akdeniz ve İstanbul Koşuyolu hastanelerinde tetkiklerimi yaptırdım ve 2015 yılında İstanbul Koşuyolu hastanesinde kalp nakli için sıraya girdim. 2016 yılında sosyal medya aracılığıyla Ankara Yüksek İhtisas Hastanesini gördüm tetkik ve tedavim için oraya gittim. 2016 yılı Şubat ayından itibaren de Ankara Yüksek İhtisas Hastanesinde tedavi oluyorum. Daha önce nefes darlığı yaşıyordum; yürüyemiyor, uyuyamıyordum bu süreçte sık sık hastanelerde oksijen tedavisi almaya başladım. 2019 yılının Ekim ayında bana yapay kalp takılması gerektiği söylendi 2020 yılında da ameliyatım gerçekleşti ve yapay kalp takıldı. O günden bugüne kadar yapay kalp ile yaşıyorum” ifadelerini kullandı.
“Elimde kalbimle geziyorum”
Koç, yapay kalple geçen yaklaşık 3 yılını anlatarak, “Sabah kalkıyorum kahvaltı yapıyorum ve dışarı çıkıyorum. Arkadaşlarımla sohbet ediyorum, eş dost görüyorum. Bu süreçte hem sporumu yapıyorum hem de insanlarla iç içe olmaya çalışıyorum böylece kendimi daha rahat ve daha huzurlu hissediyorum. En büyük korkum cihazın şarjının bitmesi veya cihazın herhangi bir arızaya geçmesi. Çantamda iki adet batarya var bunlar sürekli şarj halinde 14 ila 16 saat arasında sürekli değişim yapılması gerekiyor. Şu anki süreçte bataryanın bitmiş olması veya dışarda fazla kalırım da batarya biter korkusu çok oluyor. Bu yüzden dışarıda da çok fazla kalamıyorum. Bu cihaz üç yıldır benimle birlikte artık hayatımız beraber oldu. Duş alırken duş bandı ile bölgeyi kapatıyorum cihazın da farklı bir duş çantası var ona koyuyorum ve duşumu bu şekilde alıyorum” şeklinde konuştu.
En büyük korkusu kapkaççılar
Koç, en çok kapkaççılardan ve cihazın kablosuna takılabilecek insanlardan korktuğunu belirterek, “Bu çantayı para çantası zanneden yan kesicilere kaptırma ihtimali var. Kalabalık bir ortamda bu kabloya takılıp çekerler kalbim yerinden çıkar diye korkuyorum. Kendi çevrem engelli olduğumu bildikleri için daha dikkatli oluyor her alanda öncelik veriyorlar. Görünce şaşıranlar da oluyor nasıl yaşıyorsun zor olmuyor mu diye soranlar oluyor. Benim hissettiğim tek şey nefes alıyorum, hayattayım bugünüme şükür. Ben otuz iki yıl sigara içtim otuz iki yıl sonra artık ben sigarayı değil sigara beni bıraktı. Gençlerimize sigara içmemelerini, sigaradan uzak durmalarını ve altı ayda bir kez de olsa kendilerini kontrol ettirmelerini tavsiye ederim” diye konuştu.
YORUMLAR