Hz. Mevlana sözleri! Mevlana Celaleddin Rumi'nin resimli sevgi ve insanlık için özlü sözler!
13. yüzyılda yaşayan ve dönemin en önemli şairleri arasında gösterilen Mevlana Celaleddin Rumi’nin söylediği sözler nesilden nesile aktarılarak günümüze kadar gelmiş. İnsanın hayat mücadelesine ışık tutan Mevlana sözleri internet kullanıcıları tarafından sık olarak araştırılıyor. Bizde Hz. Mevlana’nın söylediği dini, sevgi ve insanlık sözlerini derledik. İşte Mevlana’nın en çok kullanılan ve sevilen özlü sözleri!
Söylediği sözler kıtaları aşan, Avrupa’da ve tüm dünyada tanınan Hz. Mevlana 13 yüzyılda yaşamış müslüman şair ve alimdir. Yaşadığı bölgeyle sınırlı kalmayarak ünü İranlılar, Rumlar, Orta Asyalılara kadar ulaşan Mevlana’nın şiirlerinde kullandığı sözler günümüzde kendisinin en çok okunan ve tanınan şair olmasını sağlamıştır. Eserlerin büyük bir çoğunluğunu Farsça olarak yazan Mevlana Türkçe, Arapça ve Rumça’yı da zaman zaman kullanılmıştır. Bizde sizler için Mevlana’nın söylediği en anlamlı ve sevgi dolu sözleri derledik. İşte günlük hayatta, sosyal medyada ve kullanabileceğiniz en güzel Mevlana sözleri!
RESİMLİ MEVLANA SÖZLERİ!
"Kötülük yaptın zaman kork çünkü o bir tohumdur. Allah yeşertir, karşına çıkartır."
"Eli görmeyen kişi yazıyı kalem yazdı sanır. Allah’ın kudretini görmeyen kişi, meyveyi ağaç yaptı sanır."
"Sopayla kilime vuranın gayesi, kilimi dövmek değil, tozunu almaktır. Allah sana sıkıntı vermekle tozunu, kirini alır. Niye kederlenirsin?"
"Anlaşılmak gibi bir derdimiz vardı. Ne zaman ki kendimizi anlatamadığımızı Fark ettik. İşte o vakit susmalar Dostumuz oldu."
Ey sevgili. Sen benim içten içe kanayan en derin yaramsın. Ne kadar özlendiğini bir bilsen, yokluğundan utanırsın.
Güçlük kolaylıkla beraberdir, kendine gel, ümidi bırakma! Akıllı insan bilir ki, ölümün arkasında bile daha güçlü bir hayat beklemektedir.
Şimdi sen; Uzattığın elini tutmayan ele mi dargınsın? Yoksa tutmayacak bir ele uzattığın için, kendine mi kızgınsın?
Koruktaki su ekşidir ama koruk üzüm olunca tatlılaşır, güzelleşir. Derken küpte yine acır, haram olur fakat sirke olunca ne güzel katıktır.
"İki parmağının ucunu gözüne koy. Bir şey görebiliyor musun dünyadan? Sen göremiyorsun diye bu alem yok değildir."
Aşk; topuklarından etine kadar işlemiş bir nasır gibidir. Ya canın acıya acıya adım atacaksın, ya da canını acıta acıta söküp atacaksın. İki yolda da tek bir gerçek olacak; canın çok ama çok acıyacak…
İnsan gözden ibarettir aslında, geri kalan cesettir. Göz ise ancak gerçek dostu görendir.
Dediler ki; Gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Dedim ki; Gönül'e giren gözden ırak olsa ne olur
Sen böyle güzelken bana söz düşmez. Bakma böyle yazılar yazdığıma, ben aslında "Oku!" emrine amade seni okuyorum sevgili.
Acı su da tatlı su da berraktır. Sakın görünüşe aldanma. Görünüşte herkes insandır ama gerçek insan hal ehli olandır.
Denizi gören göz başka, köpüğü gören göz başkadır. Köpüğü bırak da denizin gözüyle bak sen! Köpükler, gece-gündüz denizden meydana gelir, onları deniz harekete geçirir. Fakat ne şaşılacak şey ki, sen köpüğü görüyorsun da denizi görmüyorsun.
Nice bilginler vardır ki gerçek bilgiden, hakiki irfandan nasipsizdirler. Bu ilim sahipleri, bilgi hafızıdır, bilgi sevgilisi değil.
Ben kimim. Beni söylediklerimde arama. Ben söylemediklerimde gizliyim, görmediğin koskoca derya gönlümdür. Gördüğün sahil ise dilim. Kıyılarıma vuran dalgalarıma şaşma. Onlar Aşk’tan gel-git’im. Beni mecnundan Leyla’dan sorma. Ben yalnız Mevla’dan bir izim.
"Ey gönül. Ateş için rüzgâr ne ise, aşk için de ayrılık öyledir; küçük olanı söndürür, büyük olanı ise daha da güçlendirir ve iyi bil ki, ey gönül. Aşk; ateşten bir denizi, mumdan kayıkla geçmektir, yanıp kül olmadan asla geçemezsin."
Sen, canının içinde Kur’an nurunu istiyorsan, şunu bil ki, oruç bütün Kur’an’ın tertemiz nurunun sırrıdır.
MEVLANA SÖZLERİ!
"Can ve gönül de yani kalpte hakikat coşkunluklarını kaldıracak takat, kulakta da bunu işitecek istidad yoksa, ben kime ne söyleyeyim? Aşk nasip işidir, hesap işi değil. Aşk adayıştır, arayış değil. Sen adanmış ve yanmışsan bu uğurda, aşk sana uzak değil!"
Taşın kalbi yok ama onu da yosun sarar. Aşk, bir uçurumdan düşmek gibi bir şey, işte bu yüzden sevgili'ye "yar" denir...
Üzülme! Çünkü yaradan umudu en çaresiz anlarda yollar. Unutma; yağmurun en şiddetlisi en kara bulutlardan çıkar.
Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine, sevmek ve sevilmek için çareler arayın.
Ey can, aklını başına devşir. Ölümden korkup kaçarsın ya; doğrusu sen kendinden korkmaktasın.
Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur. Düşmem dersin düşersin, şaşmam dersin şaşarsın. Öldüm der durur, yinede yaşarsın...
Ne zaman gökyüzüne bir nefes, bir dua gönderdin de ardınca ona benzer iyilik görmedin?
Hayat bir nefestir, aldığın kadar... Hayat bir kafestir, kaldığın kadar... Hayat bir hevestir, daldığın kadar...
Kimle gezdiğinize, kimle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin. Çünkü; Bülbül güle, karga çöplüğe götürür.
Kusur bulmak için bakma birine, bulmak için bakarsan bulursun, kusuru örtmeyi marifet edin kendine. İşte o zaman kusursuz olursun.
Gönlüm dilime dargın, dilim gönlüme Gönlüm duygularını anlatamadığı için kızarken dilime; Dilim anlatamayacağı şeyleri düşündüğü için kızıyor gönlüme...
Toprak gibi sessiz olduğum an bil ki; Şimşek gibi gökte gürlüyor feryadım..!
Ne kadar zengin olsan, ancak yiyebileceğin kadar yersin. Denize testiyi daldırsan, alabileceği kadar su alır, gerisi kalır.
İnsanlar seni yanlış anladığında dert etme, duydukları senin sesin fakat aklından geçirdikleri kendi düşünceleridir.
Ümitsizlikten sonra nice ümitler, karanlıkların sonunda nice güneşler var.
Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verecek cevabım var. Lakin, bir lafa bakarım laf mı diye, Bir de söyleyene bakarım adam mı diye!
Çalınan her kapı hemen açılsaydı, Ümidin, sabrın ve isteğin derecesi anlaşılmazdı..!
Bencillik, gözüne takılmış ayna gibidir. O gözler nereye bakarsa baksın kendinden başka birini göremez...
Kalbimi ve ruhumu vermemin bir yararı yok, sen zaten bunlara sahipsin. O yüzden sana bir ayna getirdim. Kendine bak beni hatırla.
Güzelliğin bir damlası olan Leyla için uykuyu haram etmek çok değilse, güzelliğin kaynağı Mevla için bir ömrü feda etmek az bile.
Başta dönüp koşan nice bilgiler, nice hünerler vardır ki, insan onunla baş olmak isterse, baş elden gider. Başının gitmesini istemiyorsan ayak ol.
Kalbin bir gün seni sevgiliye götürecek. Ruhun bir gün seni sevgiliye taşıyacak. Sakın acında kaybolma. Bil ki çektiğin acı bir gün dermanın olacak.
Nefsin ejderhadır. Öldü sanma, uykuya dalar o. Dertten eline fırsat düşmediği için uyur. Derdin bitince çıkar hemen. Hüner; dertsizken de nefsi uykuda tutmadadır.
Her zorluğun sonunda doğan bir ışık vardır. Eğer elleriniz diken yaralarıyla kan revan içinde kaldıysa güle dokunmanıza çok az kalmış demektir.
Yaşadığın dünyaya bak; yüce tanrı, hangi eserini sevginin kucağında büyütmemiş? Neden okşamak ve kucaklamakla gidilecek yere, tekme ve tokatla erişmeyi tercih edesin?
Küle döndüysen, yeniden güle dönmeyi bekle. Ve geçmişte kaç kere küle dönüştüğünü değil, kaç kere yeniden küllerin arasından doğrulup yeni bir gül olduğunu hatırla.
İyiyim desem yalan olur, kötüyüm desem inancıma dokunur. En iyisi şükre vurayım dilimi, belki o zaman kalbim kurtulur.
Altın ne oluyor, can ne oluyor, inci, mercan da nedir bir sevgiye harcanmadıktan, bir sevgiliye feda edilmedikten sonra. Şarap küpü nereye konursa konsun şaraptır. Gül mezbelelikte bitmekle kötü olmaz, şarap altın tasa konmakla helal olmaz.
Yılan sokması seni sadece canından eder. Ama kötü dost hem candan, hem de imandan eder!
Aklım her gün tövbe eder. Nefsim her an tövbemi bozar. Arada kalmış bîçareyim. İyi ki senin kapın var.