Barajlarda su tükeniyor! İşte su israfını önlemenin 8 yolu
Son zamanlarda yağmur yağışının olmaması barajların doluluk oranı iyice azalttı. Bu azalmanın bir diğer sebebi de koronavirüs salgını yüzünden ekstra dikkat ettiğimiz temizlik kuralları oldu. Hijyene ve temizliğe daha fazla özen gösterdikçe su israfı da arttı.
İçinde bulunduğumuz pandemi döneminde hijyene ve temizliğe daha fazla dikkat ediyoruz. Ellerimizi daha sık ve bol suyla yıkıyor, yediğimiz sebze, meyve gibi gıdaları birkaç kez yıkamadan güvenle yiyemiyoruz. Bunların hepsi haddinden fazla su tüketimine ve su israfına neden oluyor.
Su israfını önlemek için...
1.Tıraş olma, diş fırçalama gibi suyun sürekli akmasına ihtiyacımızın olmadığı vakitlerde musluğu kapamalı, gerek duyunca açmalıyız.
2. Duş alırken geçirdiğimiz süreyi mümkün olduğunca kısa tutmalı, gereksiz, boş yere su harcamamalıyız.
3.Bulaşıkları elde yıkamak yerine bulaşık makinesinde yıkamayı tercih etmeliyiz.
4.Sebze ve meyveleri musluk açık olarak elde yıkamak yerine, su dolu bir kapta devir daim şeklinde yıkamalıyız.
5.İçme suyu dışındaki suları bir kaç kez biriktirip tekrar kullanabiliriz. Mesela sebze meyve yıkadığımız su ile çiçekleri sulayabilir, balkon yıkayabiliriz.
6.Sıcak suyun gelmesini beklerken akan suyu şişelerde biriktirip başka amaçlarla kullanabiliriz.
7.Tuvalet sifonu çok fazla su akıttığı için gereksiz yere sifonu kullanmamalıyız.
8.Mutfakta, banyoda, lavabolarda, su basıncını arttıran ama su akışını azaltan sistemler tercih etmeliyiz.
‘Bu dönemde yaşanan israf su krizini arttıracak'
Koronavirüs salgının yeni başladığı vakitlerde 22 Mart Dünya Su Günü'nde Greenpeace Türkiye yayımladığı bildiride su israfına dikkat çekti. Bildiriyle ilgili konuşan Greenpeace Akdeniz Okyanuslar Proje sorumlusu Nihan Temiz Ateş,
“Temiz su kaynaklarına ulaşımın önemi belki de daha önce hiç bu kadar iyi anlaşılmamıştı” diyor ve anlatıyor: “Koronavirüs döneminde yaşanan su israfı sebebiyle dünyada su krizinin artması bekleniyor. Türkiye üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olsa da su stresi kategorisi yaşama kategorisinde gösteriliyor. Biliyoruz ki her damla su bizim için hayati. Virüsle başa çıkmanın en başında hijyen kurallarına uymak var. Yani suya bağımlılığımız daha da artmış durumda. İklim değişikliği, kömür ve petrol sebebiyle su kaynakları hızla kirleniyor. Su yoksa gelecek de yok. Bu dönemde el yıkarken muslukların açık tutulmaması, bilinçli olarak ihtiyaç dışı tüketimlerin azaltılması gerekiyor. Her yıl dünyanın su kullanımı yüzde 1 artıyor. Şu anda dünyada yaşayan her 10 insandan 3’ünün güvenli içme suyuna erişimi yok. Araştırmalar gösteriyor ki 2040 yılında 600 milyon 18 yaş altı çocuk su stresinin yaşandığı bölgelerde yaşayarak susuzluktan etkilenecek. Bu dönemde suyu israf etmemek çok önemli.” dedi.
Greenpeace’in yayımladığı bildiride yer alan maddelerden bazıları;
-Suya küresel talep 1980’lerden bu yana her sene yaklaşık yüzde 1 oranında artıyor. Bu da 2050 yılında şu ankinden yüzde 20 ila 30 daha fazla suya ihtiyaç olacağı anlamına geliyor.
-Dünya nüfusunun yaklaşık 4’te birine ev sahipliği yapan 17 ülke “çok yüksek” su stresi ile karşı karşıya…
-Dünya nüfusunun yüzde 25’i bir su krizinin eşiğinde… Bu oranın 2025 senesinde yüzde 60 olması bekleniyor.
-4 milyar insan, senede en az bir ay ciddi su kıtlığı yaşıyor. Hesaplamalara göre 2050’de bu rakamın 4,8 ila 5,7 milyara yükseleceği tahmin ediliyor. Dünya üzerinde taze suyun yüzde 60’ı ülke sınırlarını oluşturan dere yataklarından elde ediliyor, olası bir su kıtlığının bu nedenle ülkeler arasında beklenmedik rekabetlere neden olmasından endişe duyuluyor.