Konu aslında aktüelliğini kaybetti.

Yargıtay’ın yeni binasının açılış töreninde, Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr. Ali Erbaş dua etti..

Bir avuç azgın azınlık, kıyameti koparttı..

“Her zamanki adetleri” diyerek, biz de es geçeceğiz de..

“Bir avuç azgın azınlık” diyerek geçiştiremeyeceğimiz kadar olayı uzattılar.

Şimdi olayın boyutu, “Laik devlet bitti” noktasına kadar getirildi..

Gelin, biz de..

Bu tartışmaya..

Artık sizlere gına geldiğini bildiğim..

28 Şubat sürecinin darbeci zihniyetinin yaklaşımını mecburen hatırlatarak..

“Cumhur ittifakı mı.. Millet ittifakı mı?” başlığı altında bakalım.

Böylesi rezil bir tartışmayı yapmaya cesaret edenler var ise..

Bu rezil tartışmayı çıkaranlara karşı, “Aman, ittifakımız bozulmasın” diyerek sessiz kalan rezil siyasetçiler var ise..

Bu rezil tartışmayı, tıpkı 28 Şubat sürecindeki despot mantıkla ve halka tepeden bakan bir söylemle sürdürmek isteyenlere, bir itirazda bulunmaksızın..

Bu konu üzerinden bile “dualı açılış”taki tarafını “duasız”lardan yana alan, beş vakit namaz kılan insanlar var ise..

“Hop beyler, kendinize gelin” diyelim.

Önce, Yargıtay binasının taşınma töreninde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da bulunduğunu ve duaya el açarak “Amin” dediğini hatırlatalım.

Ama ne hikmetse..

CHP’nin yarı resmi gazetesi konumundaki Cumhuriyet, Kemal Kılıçdaroğlu’na tek bir eleştiri getirmeksizin (Getirmesi için değil, riyakarlığını hatırlatmak için bunu belirtiyorum), duayı eden Diyanet İşleri Başkanı’na hakaretler eşliğinde saldırıyor.

Bu durumda, Kemal Kılıçdaroğlu’nun çıkıp, “Bu duaya eleştiri getirilmemeli” demesi gerekmez mi?

Eğer aksi görüşte ise, onu da söyleyebilir.

Ama ne yapıyor?

Tilkilik yapıyor..

Görüş açıklamıyor..

Ama, Cumhuriyet gazetesine, Halk TV’ye el altından talimat yolluyor; “Saldır Co” diyerek tıynetini gösteriyor..

Eğer Kemal Bey’in, elini açıp ettiği duadan bir rahatsızlığı yok ise..

O duaya saldıran Cumhuriyet gazetesine, hem de saldırının devam ettiği gün, niye röportaj verdi?

Niye o röportajda, “Dua” konusun, hiç girmedi?

Düşünebiliyor musunuz..

Cumhuriyet gazetesine göre, Türkiye’nin gündemi, o dualı açılış..

Öyle ki..

Bu dualı açılış, aslında laik cumhuriyetin de temeline dinamit koymak demek.

Bu kadar önemli..

Bu kadar gözden kaçırılmaması gereken bir olay..

Gözden kaçırmak isteyenler hain..

Cumhuriyet düşmanı..

Ama..

O Cumhuriyet, röportaj yaptığı Kemal Kılıçdaroğlu’na, “Duaya niye katıldınız? Bu dua, cumhuriyetin yıkılması, laik devletin bitmesi demek değil mi?” sorusunu soramadı.

Ne sordu?

“Meral Akşener ile ittifak nasıl gidiyor?”

Başka?

Gazeteci geçinen İpek Özbey’in bir de “Erbil ziyareti” ile ilgili sorusu varmış..

Peki.. “Dua” ne oldu?

“Dua” konusuna, o gün ara vermişler.

Ve dün..

Kaldıkları yerden “dua”ya saldırmaya devam ettiler.

“Saray sahaya sürdü, Bahçeli destek verdi” başlığı..

Şimdi ben bunlara, “İlkesiz” demeyeyim de, ne diyeyim?

“Riyakar” demeyeyim de ne diyeyim?

“Dua karşıtısınız, dindar insan düşmanısınız” demeyeyim de, ne diyeyim?

“Size destek veren ve bu manşetinize ses çıkartmayan ne kadar CHP yöneticisi varsa.. Sizinle birlikte, onlar da riyakar siyasetçilerdir” demeyeyim de ne diyeyim?

Fecaat sadece CHP ve onun medya organları açısından değil..

Bu konuda, İyi Parti nerede?

7 yaşından beri namaz kıldığını söyleyen, namaz üzerinden oy toplamaya kalkan Meral Akşener nerede?

Ben buradan, Meral Hanım’a direkt söyleyeyim: “Siz din istismarcısısınız!”

O da ispat etsin..

“Hayır, ben din istismarcısı değilim” desin..

Eğer diyebiliyorsa..

Bugün, Meral Hanım kimden korkuyor ki..

Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Yargıtay binasının taşınmasında “dualı açılış yapma” cesaretini gösteriyor da..

Bunun üzerinden kendisine saldıranlar var iken..

Meral hanım, o saldırılara karşı sessiz kalıyor..

Nasıl sessiz kalabiliyor?

O zaman senin kıldığın beş vakit namaz nerede?

Veya şöyle soralım..

Bir binanın açılışında dua edilmeyecek ise..

Dua edilmesi, laik devletin yıkılması anlamına gelecek ise..

Meral Hanım niye, “Ben 7 yaşından beri namaz kılarım” açıklaması yapıyor, bunu her fırsatta tekrarlıyor? 

Devlet idarecileri veya devleti idare etmeye aday olanlar, “dua”dan uzak kalacaklar ise..

Cumhuriyet’in istediği gibi siz dini yaşayacak iseniz..

Fox’un izin verdiği kadar dindar olabilecek iseniz..

Niye, “7 yaşından beni namaz kılıyorum”istismarı yapıyorsunuz?

Meral Hanım ile de bitmiyor konu..

Düne kadar AK Parti içinde siyaset yapan Ahmet Davutoğlu..

8 yıl önceki FETÖ tiyatroları üzerinden, konuşma yapıyor da..

FETÖ’nün borazanlığını yaparak, 4 bakan ile ilgili konuşuyor da..

Duaya laf eden soytarılara bir çift laf etmeye yüreği yetmiyor..

Bu ülkenin Cumhurbaşkanı’na, “Aleyhinde tek laf etmem” sözü verdiği halde..

Bırakın “aleyhinde söz etme”yi..

Şimdi vicdansızca imalarda bulunarak, iftira etmeye gönlü el veriyor da..

Kıldığı beş vakit namaz sonrasında el açtığı Allah’a yakarışı, iyi dilek temennisini, “Laik devletin yıkılışı” olarak yorumlayanlara, niye tek kelime ile itirazda bulunamıyor?

Deva Partisi’nin Ali Babacan’ını nereye koyalım?

Yanındaki Sadullah Ergin ile birlikte.. Nihat Ergün ile birlikte..

Hepsine birden haykıralım:

“Yazıklar olsun size.. Siz ki, partiniz adına konuşan İdris Şahin’in sözlerini duydunuz. Bir çift laf edemediniz, kendisine..”

Neydi İdris Şahin’in sözleri?

Tam din karşıtlarının sözleri gibi..

Bire bir şöyle:

“Diyanet İşleri Başkanı siyasetin konusu olan alanlara girerek anayasayı da açıkça ihlâl etmektedir.”

Yuh olsun size.. Yuh olsun hepinize..

Aziz Nesin mezarından çıkıp gelse, ancak böyle saldırabilirdi, Diyanet İşleri Başkanı’na.. 

Bu saldırı, hem de ne için?

“Dua ettiği” için!

YENİ AKİT GAZETESİ