Bir yanda Facebookçular, bir yanda milli iradeciler!
- GİRİŞ18.10.2022 10:53
- GÜNCELLEME18.10.2022 11:28
TBMM torba kanunu kabul etti.
“Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile ülke yönetilecek” diyenler, suspus oldular..
Hatta, itibarı sıfırlanacak dedikleri TBMM’nin çoğunluğunun kabul edeceği kanun değişikliğini engellemek için, yani milli iradeyi engellemek için, her türlü şovu yaptılar..
Çekiçle kürsüye çıktılar..
Telefon kırdılar. Kürsüye zarar verdiler..
Her şeyden önce, TBMM’ye zarar verdiler..
Facebook’un avukatlığını yaptılar..
Facebook, instagram, youtube, twitter’in avukatlığını yaptılar.
Dandik isimlerle hesap açılıp, ülkenin altını üstüne çevirmek isteyenlerin avukatlığını yaptılar..
Yalan haber diye özetleyebileceğimiz kanun değişikliğine itiraz edenlere bakın..
“Sansür” diyorlar..
“Artık kimse konuşamaz, yazamaz” diyorlar..
“ENAG, enflasyon rakamı bile açıklayamayacak” diyorlar..
Şunu bile demiyorum:
“ENAG yalan rakam açıklayacak ise, siz de ona alkış mı tutacaksınız?”
Bunu bile demiyorum..
“ENAG istediği rakamı açıklasın.. % 80 olan enflasyonu, isterlerse % 180, isterlerse % 380 ilan etsinler.. Sonuçta halk kime inanacağını bilir, pazara çıktığında, gerçeği görür” diyorum..
Ömrümüz var ise..
Kanun bugün yarın yürürlüğe girecek..
ENAG’ın açıkladığı rakamlara, yalan olduğu halde, dava açılacak mı, açılmayacak mı, birebir göreceğiz..
Bir televizyon kanalında, Ceza hukuku profesörü olduğunu iddia eden Ümit Kocasakal konuşuyor..
“Kanun daha yürürlüğe girmeden, televizyon moderatörleri şimdiden otosansüre başladı bile” diye söze giriyor..
İki saat boyunca onlarca yalan eşliğinde, kanunu eleştiriyor..
Haydi o konuşma, kanun yürürlüğe girmeden önce idi..
Kanun yürürlüğe girdikten sonra da, aynı kişiyi televizyon ekranlarında, onlarca yalan eşliğinde yaptığı algı operasyonlarını göreceksiniz..
Yine “Dikta” diyecekler, yine “Tek adam sultası” diyecekler..
Yine “Yargı bağımsız değil” diyecekler..
Yine binbir yalanla karşımıza çıkacaklar..
Türk ceza kanununa eklenen madde şöyle:
“(1) Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
(2) Suçun, failin gerçek kimliğini gizlemek suretiyle veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır.”
Önce ağırlaştırıcı maddeden başlayalım..
Hiç kimsenin itiraz edebileceğini sanmıyorum..
Bir kişi, gerçek kimliğini gizleyerek, bir yalan uyduruyorsa, ismini vermeden, soyadını vermeden bunu yapıyorsa..
Bu kişi, bir örgütün faaliyeti çerçevesinde, yalanı uyduruyor ve yayıyorsa..
Bu kişinin alacağı cezanın artırılmasına, hiç kimsenin itiraz edeceğini sanmıyorum..
Dolayısı ile, 2. paragrafı es geçiyorum..
Ama TBMM’de yapılan görüşmelerde, bu maddeye bile itiraz edildiğinin de hatırlatmasını yapayım..
Evet yanlış okumuyorsunuz..
Kimliğini gizleyerek veya bir örgüt faaliyeti çerçevesinde yalan haber yayıldığı takdirde cezanın artırılmasına bile, itiraz edenler çıktı..
“Kimliğini gizleyip gizlemediğinin suçun oluşumu için ne önemi var” dediler..
“Örgüt ne örgütü, tanım yapılmamış” dediler..
Ama bu itirazlar, artık aklın iflas ettiği itirazlar olduğu için, bunları bir kenara bırakalım..
Birinci paragraftaki, maddenin basit halini masaya yatıralım..
Suçun oluşabilmesi için, 5 şart, birarada oluşması gerekiyor..
Suçun tanımında, 5 değişik şekilde işlenebilecek bir fiil belirtilmiyor..
5 şartı da içinde barındıran, içlerinden bir tanesi bile olmazsa, suç kabul edilmeyecek bir fiil şeklinden bahsediliyor..
Nedir o 5 şart?
1: Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle,
Bir kişiye ceza verilebilmesi için, o kişinin paylaşımı, insanları bilgilendirmek için değil, bir şeyler anlatmak için değil, “halk arasında endişe oluşturmak için, korku oluşturmak için, panik oluşturmak için” bir paylaşım yapılmış olmalı..
Somut örnek verelim.
ENAG, % 80 olan enflasyon rakamını, % 180 olarak açıklasa bile..
Bu şartı bile ihlal etmiş olmaz..
Çünkü tek amacı, halkı endişeye düşürmek, korkuya düşürmek olmadığı, önceki açıklamalarında böyle bir panik oluşmamasından belli..
Onlar “Enflasyon % 180” diyor.
halk da onlara, zırt erenköy diyor..
Kimsenin ENAG’ı dinlediği yok..
İkinci şarta geçelim:
2: Ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili bir paylaşım olmalı.
ENAG enflasyon rakamı, ne kadar uydurma olursa olsun, ülkenin iç veya dış güvenliği ile, kamu düzeni ile, genel sağlık ile ilgili mi?
Değil..
2. şart da oluşmadı..
Bir şart bile oluşmasa, suç olmaz ama.. Burda 2 şarttan ikisi birden oluşmadı..
Üçüncü şarta geçiyorum:
3: Gerçeğe aykırı bir bilgiyi,
ENAG’ın uydurma enflasyon rakamı için, gerçeğe aykırılık şartının oluştuğu söylenebilir..
Gerçekten de.. Yüzlerce ürünü esas alarak TÜİK, fiili satış üzerinden enflasyon rakamını % 80 olarak açıklar iken, ENAG, internet sitelerinde anlık ürün fiyat tekliflerini (Ki birçoğu uyduruk sitelerin rakamları, gerçekte o fiyatla mal alınıp satıldığı yok) alıp, ortalamalarını hesaplayıp, enflasyon rakamı olarak ilan ediyoruz” diyorsa..
Bu bir yalandır..
Ama ilk iki şart oluşmadığı için, yeni kanunun cezai müeyyidesi uygulanamaz.
Dördüncü şarta geçiyorum:
4: Kamu barışını bozmaya elverişli şekilde bir paylaşım yapılmış olmalı.
Herhangi bir paylaşım değil, kamu barışını bozacak şekilde bir paylaşım olmalı.
Nasıl mesela?
Kobani’deki olayları bahane edip, HDP’nin insanları sokağa çağırıp, gerçekten de insanların gece yarılarında sokaklarda binaları ateşe verecek, cam çerçeve indirecek şekilde yaptıkları fiiller, “kamu barışını bozmaya elverişli” eylemlerdir. Diğer şartları da taşıyorsa, Kobani gerekçeli sokak hareketleri kanundaki suç tanımına girecektir. Ama ENAG’ın enflasyon rakamı, kamu barışını bozacak bir yönü olmadığı için, kanunun 4. şartını da taşımayacaktır..
Beşinci şartı tartışmayalım.
Çünkü o “alenen” ifadesi ile, aslında iki kişi arasındaki bir görüşmenin, aktarımın, suç olmayacağını belirtiyor.
Ama zaten sosyal medyadaki paylaşım özellikle hedef seçildiğine göre, “alenen” şartı, zaten suçun tanımındaki asli bir unsurdur ve ENAG örneğinden söyleyecek olursak, enflasyon rakamı diye bir rakam kamuoyu ile paylaşılınca, alenen şartı da gerçekleşmiş olacaktır.
Hodri meydan..
Gerçeğe aykırı bir bilgiyi, sokakta insanlar birbirini öldürsün diye facebook’ta, twitter’da yayanları cezalandıracak kanun, bakalım enflasyon rakamı farklı açıklandı diye kullanılacak mı? Ben kullanılmayacak diyorum..
Kullanılır diyenlerle birlikte takip edelim, gerçeği görelim.
YENİ AKİT GAZETESİ
Yorumlar17