Keçiören’de, belediye başkanlığı binasının tepesine, başkan değişimi yaşanır yaşanmaz, ilk iş olarak “TC” ilavesi yapılıyor.

Benim için, belediye başkanlığının tabelasına TC eklenmesi veya eklenmemesi çok sorun değil..

Eklerseniz de olur..

Eklemeseniz de olur..

Ama, ilk icraat olarak, tabelaya TC ilavesi yapan adamlar, HDP ile ittifak yapıp, PKK’lı teröristler için “gerilla” övgüsü yapanların avukatlığına soyunurlarsa.

İşte burda bir sorun var, demektir..

Soyut yorumlarda bulunmuyorum.

Ankara Keçiören Belediye Başkanlığı seçimini, CHP adayı Mesut Özarslan kazandı..

Aslında kendisi İyi Parti kökenli birisi..

İyi Parti, CHP ile ittifak yapmayınca..

HDP’nin CHP ile yaptığı ittifakı görmezden gelip..

CHP adayı olarak seçime girdi..

Ve ne yazıktır ki..

Patates-soğan fiyatları 2023 milletvekili ve Cumhurbaşkanı seçiminin sonuçlarını belirleyememişti ama..

Emekli maaşları 2024 mahalli seçimlerinin sonuçlarını değiştirdi..

Milliyetçilik iddiasındaki bir isim, HDP ile yapılan ittifaka itiraz etmeden girdiği seçimde başarılı oldu.. Keçiören Belediye Başkanı seçildi..

İlk icraatı ne oldu, biliyor musunuz?

“Keçiören Belediyesi” tabelasının üstüne, “TC” eklemek oldu..

Bu ekleme, Mansur Yavaş’ın halkı selamlaması sırasında yapıldı..

Ah ah..

TC eklemesine bu kadar meraklı iseniz..

PKK’lı teröristler için “gerilla” diyen HDP ile ittifak yapan CHP’den aday olmazdınız.

Gerçekten, samimi şekilde TC ifadesinin, kamu kurumlarının başında mutlaka yazılı olmasını istiyor olsaydınız, bu devlet için, bu ülke için, bu millet için, bu vatan için canını vermiş olan askerlerimizi “Tükrükle boğma” tehdidine muhatap eden adamlara destek çıkan partiden aday olmazdınız..

Nasıl tribünlere oynuyorlar görüyor musunuz..

Ne kadar göstermelik milliyetçilik yapıyorlar, görüyor musunuz?

Belediyenin unvanının önünde TC yazsa ne olur, yazmasa ne olur?

Siz bu ülkenin 50 bin insanını katleden bir terör örgütünü öven adamlarla işbirliği yaparak, Tayyip Erdoğan’ı devirmek için, ben diyeyim ittifak, siz deyin kent uzlaşısı yapmışsınız..

Askerimize küfreden adamlarla kolkola girmişsiniz..

Tabelaya TC yazıyorsunuz..

Bununla övünüyorsunuz.

Bunu icraat sanıyorsunuz..

Bir cümle de, kürt kardeşlerimizi istismar eden PKK övücüsü bir avuç marksiste söyleyelim..

“Yeter ya. Yeter. Siz Türk iseniz, biz de Kürtüz. Siz Türklükle gurur duyuyorsanız, biz de Kürtlüğümüzle gurur duyuyoruz.” diyordunuz..

 Her ne kadar, “Türk veya Kürt olmak, birbirimize efelenmek için gerekçe olmamalı..  Hepimiz bu ülkenin fertleri olarak, birlikte kalkınmaya destek verelim” desek de..

Biri “Türk olmak gururumuzdur” diye..

Diğer taraf ta, “Kürt olmak gururumuzdur”* diye birbirlerine laf yetiştiriyorlardı..

Kürt kardeşlerimizi istismar eden marksistler, işi daha da ileri götürüp, “Türkiye Cumhuriyeti de, de?” diyorlardı..

Şimdi görüyoruz ki..

İlk icraatları tabelaya inadına inadına “TC” yazanlarla, marksist Kürt ırkçıları birlik olmuşlar..

Biri susuyor, diğeri konuşuyor.

Diğeri susuyor, beriki konuşuyor.

Artık hepsinin ortak hedefi, Tayyip Erdoğan’ı devirmek.

Bunun için, Türk milliyetçisi olma iddiasındaki İyi Parti kaçkınları da. CHP’ye transfer olan ülkücülük iddiasındaki sahte milliyetçiler de..

“PKK sizi tükürüğü ile boğar” hadsiz laflarını sarfeden adamın Van Belediye Başkanlığı koltuğuna oturması için birlikte mesai yapıyorlar.

Bu vesile ile, geçtiğimiz yıl birçok soru işareti barındıran cinayete kurban giden Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in üzerinden, seçim öncesinde hemen her gün sorgulama yapan gayri samimi milliyetçilere de hatırlatayım..

Sinan Ateş cinayeti sebebi ile 19 kişi tutuklu iken..

“Katil nerde. Katil nerde” diye ortalığı birbirine katıyordunuz..

Sinan Ateş’in katilini gerçekten arıyor idiyseniz, şimdi, “PKK sizi tükrüğü ile boğar” diyerek 50 bin kişinin ölümünden sorumlu eli kanlı katillerin övücülerine, sizler nasıl sahip çıkabiliyorsunuz?

Milliyetçilik iddiasında samimi iseniz, “Aybüke öğretmenin katili nerede? Muhammed Safitürk kaymakamın katilleri nerede?   Eren Bülbül’ün katilleri nerede?” diye sorup, PKK’nın bizi tükrüğü ile boğacağı tehdidi yapan adama niye bir çift laf etmiyorsunuz?..

“Aybüke öğretmenin katilleri, Abdullah Zeylan isimli DEM’linin, bizi tükrüğü ile boğacağını söyleyen PKK’lılar değil miydi? Biz bu tükrük ile boğma tehdidi yapan adama boyun eğersek, Aybüke öğretmenin hatırasını nasıl yaşatacağız. Aybüke öğretmenin katili, sadece PKK değil, PKK’ya destek çıkan herkestir. Katilleri yakalayın, katilleri cezaevine koyun” demeleri gerekmez miydi?

O ülkücülük iddiasındaki İP kaçkınları, “Biz Muhammed Safitürk’ün hatırasını nasıl yaşatacağız? Onu şehid edenler, onu ve daha binlercemizi tükrükle boğma tehdidi yaparken, o tehdidi yapanlarla biz nasıl kolkola olabiliriz. Kaymakamımızın katilleri, tetikçi PKK’lılarla birlikte, onlara gerilla tanımı yapanlardır” diye, niye ortalığı birbirine katmıyorlar?

15 yaşındaki Eren Bülbül’ün öldürülmesini her an hatırlayıp, “Bizi PKK ile tehdit edenlere,  eyvallah edersek, onlarla ittifak yaparsak, onlarla kent uzlaşısı yaparsak, onların isimlerini aday olduğumuz partinin listelerine koydurursak, bu hayat bize haram olsun. Hepimiz Eren Bülbül’üz. Eren Bülbül’ün katilleri, katillerine alkış tutanları cezaevine tıkmazsak, bizim vatanseverliğimize yazıklar olsun” niye demiyorlar?

Tutturmuşlar “Tabelalara TC ekleyeceğiz.”

Haydi bakalım, TC’yi eklediniz.

Ama TC kısaltması ile kuşanmayı kasdettiğiniz ruhu kaybettiniz..

“Türk denilince, müslüman akla gelir” deniliyordu..

İnancı ile, örfü ile, ruhu ile kastedilen bir Türkiye Cumhuriyeti yerine..

Şimdi o kavramı, ırkçılık sofrasına meze yaptınız..

Bir yandan da teröristlere uşaklığa soyundunuz.

Yazıklar olsun sizin milliyetçiliğinize. Yazıklar olsun sizin vatanseverlik iddialarınıza..

Yeni Akit