Davutoğlu’nun adamlarından Şeriat sataşması!
- GİRİŞ27.06.2024 08:16
- GÜNCELLEME27.06.2024 08:16
“Şeriat nedir”, “İslam aslında şeriat demek midir?”
Youtube kanalında prim yapmak için, bir uyanık, bu konu üzerinden tartışma açmış.. Günlerdir kamuoyunu meşgul ettiğine göre, hedefine de ulaşmış..
Savcılık, bu tartışma sırasında Hz. Peygamber için sarfedilen iftira içerikli ifadelerle ilgili soruşturma başlattı.
Dindarlarla helalleşme politikası geliştirdiğini iddia eden CHP’lilerde maskeler indi..
Soruşturma açılmasının “Düşünce özgürlüğüne aykırı” olduğunu dile getirerek başladılar..
Hakaretleri meşrulaştırmaya yönelik söylemleri tekrarlayarak, işi zıvanadan çıkartmaya doğru gidiyorlar..
Tek soru yönelteceğim..
Hz. Peygamber için atılan o iftiralar, kıyaslamak bile yanlış, biliyorum ama.. Bunların ahlaksızlıklarını ifşa için söylüyorum: “O iftiraların benzeri, M. Kemal’e isnat edildiğinde de, düşünce özgürlüğü diyecek misiniz?”
Öyle ya..
Bir isnat, bu kişiye yapıldığında suç, diğer kişiye yapıldığında suç değil, nasıl denilebilir?
Suç ise, herkes için suçtur.. Suç değilse, herkes için suç değildir..
Bu kemalistlerde, bu laikçilerde akla dayalı bir tartışma olmaz, onun için geçelim..
Ama laikçilerdeki akılsızlık, muhafazakar geçinen, AK Parti eskilerine de sirayet etti..
Bakıyorsunuz, “ilahiyat mezunuyum” diyen birileri çıkıyor, Mustafa Kemal için onda birini söyleseler, profesör olduklarına bakılmadan, anında derdest edileceklerini bildikleri halde, Hz. Peygambere atılan iftiraları adeta savunurcasına, “Şeriat başka, İslam başka” diye söze girip, ahkam kesiyorlar..
Bunların en önde gideni de sözde İlahiyatçı Mustafa Öztürk..
“İslam’da başörtü yok” diye laikçilere şirinlik taslayan Prof. Şahin Filiz, benzer açıklamaları ile bilinen Cemil Kılıç ve daha başka 11 kişi biraraya gelip, bildiri imzalamışlar..
“Cumhuriyetimizin 100. yılını geride bıraktığımız” diye başlamışlar açıklamaya..
Ben de sandım ki..
“Cumhuriyetimizin 100. yılını geride bıraktığımız şu günlerde, artık 1920’lerde Avrupa’dan ithal ettiğimiz Hristiyanlık esaslarından kaynaklı kanunlara bir dur diyelim” çağrısı yapacaklar..
Nerdee?
Onlar laikçilik şakşakçılığı yapmışlar..
Şunun şurasında 10 yıl öncesine kadar üniversitelerde, kamu kurumlarında laiklik gerekçe gösterilerek başörtü yasağı uygulandığını unutmuşlar, bize “şeriat başka, İslam başka” dayatması yapıyorlar..
“Varsayalım Şeriat başka, İslam başka.. Şeriatı istemiyorsunuz, Peki İslam’ı istiyor musunuz?” diye sorsak..
Gözleri şaşıbeş olacak. Tansiyonları düşecek.. Ayakta duramayacaklar..
Ama kılçıklık olsun diye, önce “Şeriat başka, İslam başka” diye söze giriyorlar..
Parçalayıp, sonra yutmanın hazırlığına koyuluyorlar..
Ama benim bugünkü konum, onlar değil..
Onlara zımnen destek veren, büyük alim, “stratejik derinlik” kitabının müellifi Profesör Doktor Ahmet Davutoğlu’nun gazetesindeki yazarların skandal ifadeleri..
Karar gazetesi, günlerdir topa girmiyordu.. “Şeriat-İslam” tartışmasını, haber olarak görmüyor, köşe yazarlarına adeta talimat vermiş, “Cııızzz. Oraya girmeyin” emri gereği, kimse konuya dahil olmuyorlardı..
Önceki gün Ahmet Taşgetiren, büyük oranda eleştirdiği bildiriye yine de iyiniyetle yaklaştığını kendisi de itiraf ederek şu tespitleri yapıyordu:
“Ben bildirinin tümünü okuduğumda, maksadın ‘İslâm ile şeriatı ayrıştırmak’ olduğunu düşündüm. Sanki şöyle düşünülmüş: Şeriat ile ilgili olumsuz bir algı var, biz de, üstelik ‘ilâhiyatçı’ titrimizle o algıyı paylaşıyoruz, ama o algının İslâm’a da yönelmesini önlemek istiyoruz. Bu sebeple farklılığı vurgulamak istedik.”
Taşgetiren diyememiş, o sadece, “kendimi yüreğimden darbelenmiş hissediyorum” diye özetlemiş..
Ben, Karar gazetesinin yazarlarından Mustafa Öztürk’ü muhatap alarak sorayım: “Bu tartışmanın başı, bir YouTube kanalında, Hz. Peygamber’e ahlaksızca küçük yaştaki kızla evlilik yaptığı iftirası atılıp, sonra da bunun ancak Şeriat’ta mümkün olabileceğinin söylenmesi idi.. Buna bir cevabınız yok mu, İslam’a evet, Şeriat’a hayır diyen şaklabanlar!”
Taşgetiren yasağı delince..
Samsun eski müftüsünün oğlu olmakla övünen, Karar yazarı Yusuf Ziya Cömert hemen kafayı çıkartmış..
Hz. Peygamber’e atılan iftiraya hiç girmeden, felsefi tartışmalarla, “Mustafa Öztürk ile aynı gazetede yazıyoruz. Ne desem ki acaba” modunda, köşeyi doldurup bitirmiş..
Ama daha ilginci.
Belki o bildiri hakkında yazması gereken, Mustafa Çağrıcı’nın sözleri.
İstanbul Müftülüğü makamında bulun..
İlahiyat’ta profesör unvanı ile yıllarca ders ver..
Sonra iki tane zibidi, Hz. Peygamber’e iftira atsın.
Sen kalk cevap vereceğine...
Evet cevap vereceğine, “İslâmîlik Endeksleri” başlığı ile, ezikliğin zirvesine çıkıp, “Biz de ne şapşal insanlarız” diyerek, iki tane soytarının fonlanmış ve önyargılı sözde araştırmasını, uzun uzun aktar..
Neymiş?
“İran asıllı Hüseyin Askeri ve Hüseyin Muhammedhan tarafından Islamicity Indices: The Seed For Change (İslamilik Endeksleri: Değişimin Tohumu) başlığıyla 2015 yılında yayımlandı” diye başlamış..
Ve yıllardır aynı muhabbet ile, Müslümanların zihinlerini iğfal eden nitelemelerle, bu sefer de eski müftü ahkam kesmiş: “İslamilik Endeksleri (Islamicity Indices), Kur’an ve hadislerin toplumsal hayata dair başlıca prensiplerini en iyi uygulayan ülkeleri her yıl sıralayıp yayımlama şeklindeki faaliyetin adıdır.”
Ve bu endekste, sıkı durun, İslamiliğe en fazla uyan devletler şöyle imiş. 2022 yılı için olanı aktarayım:
“1. Danimarka.. 2. İrlanda. 3. Hollanda 4. İsveç.”
Oha..
Çüüşş..
Her türlü rezilliğin yaşandığı, eşcinselliğin, alkolün, pisliğin, uyuşturucunun zirve yaptığı Danimarka, İrlanda, Hollanda ve İsveç, “Kur’an ve hadislerin toplumsal hayata dair başlıca prensiplerini en iyi uygulayan ülkeler” miymiş?
Hem oha, hem de çüüşş..
Bunu ciddi ciddi, profesör unvanı taşıyan birisi yazıyor ise..
Daha başka ne diyelim..
Hani işadamı Murat Ülker’in sesini taklit ederek, “şuraya yatırım yapın” diyen Yapay Zeka üretim sahte videolara benzer şekilde, Mustafa Çağrıcı’nın ismini taklit eden birisi mi bu yazıyı acaba yazmış diye merak ettim..
Dün akşama kadar bekledim ki, Mustafa Çağrıcı’dan, “Yazının benimle ilgisi yoktur” açıklaması gelsin..
Açıklama falan yok.
Kur’an-ı Kerim’in yakıldığı ülkeyi, bize İslam’a ve hadislere en fazla riayet edilen ülkeler içinde gösterenler, Hz. Peygamber’e iğrenç şekilde iftira atanlara da cevap veremezler tabii..
Cevap vermeyi boşverin, “Peygamber’e iftira attı diye, bir genç çocuğa edilen sözler, Türkiye’nin İslam’a ve hadislere uyma endeksinde niçin çok alt sıralarda olduğunun delilidir” diye açıklama yaparlarsa, küfürbaza destek çıkarlarsa, hiç şaşırmamak gerekiyor..
Değil mi, Mustafa bey?
Yorumlar2