Zor zor, çok zor sorular!

  • GİRİŞ02.08.2024 08:57
  • GÜNCELLEME02.08.2024 08:57

Diyorlar ki; “Haniye’nin, İran’ın başkenti Tahran’da şehit edilmesinden İran sorumludur!”

Soruyorum: Füzeyi İran mı attı?

Yine soruyorum: “Füzeyi atan İsrail’i gizlemek için” mi, “İran sorumlu” diyorsunuz?

Kendi içinizde güvenliği daha yüksek seviyede sağlayabilmek için konuyu ayrıntıları ile tartışabilirsiniz.

Bu kapsamda; İran’ı da, “başkentinizde böyle bir suikast nasıl yaşanabiliyor” diye sorgulayabilirsiniz.

Ama esas katili lanetlemeden, onlar zaten suçlu gibisinden bir şablon cümleyle geçiştirip, tedbir almakta kusurlu olduğunu hepimizin gördüğü, ama sadece yeterince tedbir almakta sorumluluğu olduğu halde, hedefe oturtturursanız..

“Katil, gözlerden kaçırılmak mı isteniyor” sorusuna muhatap olursunuz.

“İran, Hamas lideri Haniye’yi koruyamadı” doğru.

Affedersiniz ama aynı İran kendi Cumhurbaşkanını da koruyamadı. Daha üç ay öncesinde İran cumhurbaşkanı, helikopter kazası diye açıklanan, bence bir suikaste kurban gitti.

“Helikopter eski idi. Bakımı yapılmamıştı” diye, yine esas fail olduğu kuvvetle muhtemel Amerika ve İsrail yerine, İran resmi yetkilileri hedefe konulmuştu. 

Kendi cumhurbaşkanları ölüyor aynı senaryo/suçlama.

Mazlum Filistin’de Gazze halkının lideri şehit ediliyor, yine aynı senaryo/suçlama.

“Haniye’nin şehit edilmesinden İran sorumlu” diyenlere. Ve bunu adeta İsrail ve Amerika’nın sorumluluğunu hiç konuşmadan, tekrar tekrar dillendirenlere soruyorum: “Hamas’ın, hem de askeri kanat lideri, aynı gün şehit edildi. Ondan kim sorumlu? Lübnan mı?”

Kimse haddini aşıp beni İrancılıkla falan suçlamasın.

Soruyorum ve cevap bekliyorum.

Cevap vermeden sorularıma İrancılık iftirası atanlara da hatırlatıyorum: “Yoksa siz, İsrail’in suçunu, Amerika’nın alkışlarını örtbas etmek için mi görevlisiniz?” Yine soruyorum: “Hizbullah’ın ikinci ismi şehit edildi.

Ondan da İran mı sorumlu?”

Utanmayın “Türkiye sorumlu” bile diyebilirsiniz.

Çünkü İsrail ve Amerika’ya yönelmesi gereken eleştirileri, başkalarına yönelterek hedef şaşırtıyorsunuz.

İsrail olmasa, Amerika olmasa Haniye yine şehit mi edilecekti?

Ki; esas fail İsrail’i, Amerika’yı unutup başkalarını suçluyorsunuz.

Irak’ta, Suriye’de Orta Doğu‘nun birçok ülkesinde, hem de sivil yerleşim birimlerinde, daha nice suikastlara şahit olduk. 

“Alçak teröristler, alçak Siyonistler.. Onlara silah veren ve vermeye devam edeceğini açıklayan alçak Amerikalılar” diyeceğimize.

“Irak niye topraklarına sahip çıkamıyor.. Suriye niye bölgesindeki bir elçiliği koruyamıyor. İran başkentindeki bir binaya saldırıyı nasıl engelleyemiyor” şeklindeki ikinci aşamada soracağımız soruları, ilk aşamada niye haykırıyoruz?

Ben bu kardeşlerime sorayım.

Hamas’ın ve Hizbullah’ın birçok yöneticisi değişik ülkelerde terörist saldırılarla şehit edildiler. Hemen hepsinde katil Amerika’nın ve terörist İsrail’in apaçık parmak izleri var. Parmak izine bile gerek yok, İsrail açık açık “Biz yaptık, yapmaya devam edeceğiz” diyor. 

Şimdi soruyorum: Bunların sorumlusu kim? Tahran’dakine İran dedik. Lübnan’dakine ne diyeceğiz? Filistin’dekilere kim diyeceğiz.?

Soru şu: “Hepsinde katil İsrail iken, tedbirde yetersiz kaldıkları bahanesiyle bu terör devleti ismini sorumluluktan kaçırmak için mi, başka başka ülkeler sorumlu tutulmaya çalışılıyor?”

Haniye’nin şehit edilmesinden, Amerika kendilerinin sorumlu olmadığını açıklamış.

Peki kim sorumlu? Ben mi sorumluyum?

Daha bir hafta önce bebek katili Netanyahu’yu 50 saniyede bir ayağa kalkıp alkışlayanlar, sizin kongrenizin üyeleri değil miydi?

İsrail’in başındaki soykırımcı “Sivilleri öldürmüyoruz” diyerek, dünyanın gözünün içine baka baka yalan söylerken, alkışlayanlar sizin senatörleriniz değil miydi?

Haniye’nin şehit edilmesi sonrasında, İsrail’e bir saldırı olursa, savunmasına yardımcı olacağını söyleyen Amerika’nın bizzat kendisi değil mi?

Bu; suçun apaçık itirafı değil mi?

Kimseye şunu tavsiye etmiyorum.

“İran’ı lider kabul edip onun peşinden gidelim” demiyorum.

“Türkiye bütün İslam ülkelerine liderlik yapsın, hepsini peşinden götürsün” diyorum.

“İran’a güvenip yola çıkalım” demiyorum.

“Türk milletine güvenip, yola çıkalım” diyorum.

Ama Türk milletinin öncülük edeceği bir yolculukta, hedefimiz emperyalist katil Amerika ve soykırımcı terörist İsrail iken, “İran şöyle kötü, İran böyle kötü” dedikodularıyla kendimizi oyalamayalım.

İran, Haniye’yi bir yandan ülkelerine davet ederken, bir yandan da onun konakladığı yerin adresini İsrail’e verdi ve öldürttü ise.

Haniye ilk defa mı İran’a gitti?

Veya Fuat Sükrü İran’a gitmedi, onun bulunduğu binayı yine İran mı İsrail’e verdi?

Aslında bu Yahudi taktığı algı operasyonlarını, iç siyasetimizdeki kirli örneklerini vererek, çok daha güzel anlatabiliriz.

Türkiye’de bir lider çıkıyor, “One minute” diyor.

“Şimdi işte ayvayı yedik” diyenler. “İsrail’e karşı çıkılır mı kardeşim, bir kaşık suda adamı boğarlar” diyenler. Dünya liderleri arasında bir ikinci isim o katil İsrail’e, “One minute” diyememiş iken.

“Bunu diyeni şimdi indirirler” diyenler, kendileri değilmiş gibi. İsrail şimdi bunun faturasını keser diyenler, kendileri değilmiş gibi.

“Tayyip Erdoğan İsrail’le sadece konuşur, icraat yok” diyorlar.

Bırakın icraatı sadece “One Minute” demeyi bile büyük bir faturanın sebebi gösterenler.. 

Şimdi niye o çıkışı önemsiz göstermeye kalkıyorsunuz.

Veya şöyle soralım: “Dünya genelinde, söylemin çok ötesinde icraat yapan birileri var da, biz mi bilmiyoruz.”

(Tam bu noktada “Husiler var, İran var” diyenlere hatırlatıyorum.. Husilerin veya İran’ın, söylemin ötesine küçük küçük desteklerini de, İsrail ile danışıklı dövüş gibi gösterenler de zaten sizler değil misiniz!)

Sizler CHP’nin kuyruğuna takılıp, İYİ Parti’nin kuyruğuna takılıp, Hamas’ı terör örgütü olarak tanıyanların kuyruğuna takılıp, alçak ittifaklar kurduğunuz halde. İsrail’e yalakalık yapmak için, söylemde bile, Hamas için “mücahitler grubu” diyemeyenlerle ittifak yaptığınız halde. Sanki siz bunun ötesinde Filistinlilere yardım edebiliyor muşsunuz da, AK PARTİ iktidarı sadece söylemle yetiniyormuş gibi, ahlaksızca Yahudi taktikleri ile saldırmanızı, bu millet anlamıyor mu zannediyorsunuz.

Dürüst olalım, samimi olalım.

İran’ın kusurlarını söyleyelim.

Ama Amerika’nın katilliğini, İsrail’in teröristliğini “canım onu herkes biliyor” türünden bahanelerle gözlerden kaçırmayalım.

Erdoğan’ın “bir gece ansızın gelebiliriz” uyarısı, terör devleti İsrail’i hop oturup hop kaldırırken.

Saadet Partisi milletvekilleri, ekran yüzü oldukları Halk TV’de, ahlaksızca, namussuzca, vahşice, vicdansızca “İsrail bir gece ansızın geldi” söylemine verdikleri desteği düşünüp, binlerce defa tövbe etsinler.

Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit Gazetesi

Yorumlar10

  • Kartal 1 ay önce Şikayet Et
    Yazı güzel lakin iranın geçmişte ve günümüzde yaptıkları dikkate alınınca insanın aklına her şey geliyor. iran Türkiye'ye güven verse o bölgenin kaderi anında değişir...
    Cevapla
  • Murat 1 ay önce Şikayet Et
    Saadet Partisi milletvekilleri, ekran yüzü oldukları Halk TV’de, ahlaksızca, namussuzca, vahşice, vicdansızca “İsrail bir gece ansızın geldi” söylemine verdikleri desteği düşünüp, binlerce defa tövbe etsinler. Çok teşekkürler sayın KARAHASANOĞLU. Haddi aşanlara güzel kapak olmuş.
    Cevapla Toplam 6 beğeni
  • tokatli 1 ay önce Şikayet Et
    Sn Ali İhsan Bey, elbette bu akla ziyan, acıtıcı savaşta baş sorumlu ABD ve ortaklarıdır. Ama İran'ın, maalesef ABD ve İsrail'le iş tuttuğu kanaati de çok yaygındır. İran tarih boyunca İslam birliği için en büyük handikaplardan birisidir.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • şöyle 1 ay önce Şikayet Et
    ha iran ha israil aynı
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • bbbbbbbbb 1 ay önce Şikayet Et
    bu saadet ve yrp gerçekten sıkıntı bu ülkemiz için.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat