İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, donu ile sahneye çıkan Hadise’ye şarkı parası vermekten arta kalan zamanında KİPTAŞ’ın başına geçirdiği Ali Kurt, gazetecileri toplamış..

“akit’i gazete yerine saymıyorum” diyordu, Ekrem İmamoğlu..

O saysın veya saymasın..

Sergilediği rezillikleri akit manşetlerine taşıyor.

Ekrem İmamoğlu’nun gerçek yüzünü millete tanıtıyor.

Basın hürriyetinden yana tavır sergilerken, bir televizyon kuruluşuna icra memuru yollayıp, “Kamerayı haczedin. Orda bırakmayın, yediemine götürün” diyerek basın özgürlüğünde ne kadar ahlaksız olduğunu ispatlayan Ekrem İmamoğlu’nun vereceği itibara bizim ihtiyacımız yok..

O, Birgün gazetesinden, Cumhuriyet gazetesinden, Sözcü gazetesinden kankalarını toplasın..

Sözcü’nün eski genel yayın yönetmeninin belirttiği gibi, onlara küfretsin..

Sonra arayı düzeltmek için, koltuğunun altına hediyeleri sıkıştırıp, ziyaret edip, tekrar kankalığı sürdürsün.

Unutmayalım..

Şimdi Milli Gazete’yi de, toplantılarına çağırıyorlar..

Bu utanmaz adam, seçilmeden önce ne diyordu:

“Biz herkese eşit mesafede olacağız?”

O gün de bunun bir yalan olduğunu söylemiştik..

Ama bu adamın etrafında toplananlar, “Ne kadar kötü niyetlisiniz” diyerek, bize ahlak dersi vermeye kalkıyorlardı..

5.5 yıllık başkanlığı döneminde, “it” küfürünü valiye, “kayak takımı...” küfrünü meclis üyesine, “ahmak” hakaretini YSK üyelerine reva gören Ekrem İmamoğlu’nun atadığı Ali Kurt, önceki gün yandaş gazetecileri toplayıp, bilgilendirme yapmış..

Yaptığı bilgilendirmeyi, Cumhuriyet gazetesi şu başlıkla vermiş:

“30 bin bağımsız birim, ücretsiz dönüştürüldü.”

Ben de, Ekrem İmamoğlu’nun gazeteci saymadığı bir gazeteci olarak, biliyorum ki, bu adam 2019’da 100 bin konutu dönüştüreceğini vaad etmişti, ama 2 bin tanesini bile yapmadan, 2024 seçimlerine geldi. 2024 seçimlerinden bu yana da, 1000 tane bile bir kentsel dönüşüm yapmış olması mümkün değil..

O yaptıkları da, ücretsiz değildir ama.

O ayrıntıyı da bizi gazeteci saymayan Ekrem’e hediye olarak yolluyorum..

Alsın, afiyetle yesin..

Şimdi, benim merakım şu:

Ali Kurt, KİPTAŞ gibi, Milli Görüş belediyeciliğinde, on binlerce konutun yapılmasına imza atmış bir kuruluşun başında..

30 bin konut ücretsiz dönüştürüldü” diyorsa..

Biz ise, 2 bin bile, ücretsiz de değil, ücretli dönüştürüldüğünü biliyorsak..

Sakın ha, bizim bildiğimizde bir yanlışlık olmasın” düşüncesi ile haberi dikkatle okumaya başladım.

Der ki, soyadına layık olmaktan önce çakallık yapmaya kalkan Ali Kurt:

“Atatürk Havalimanı’nda kırılan pistlerin maliyeti ve yapılan ihalelerden alınan verilerin güncel değerleri ve daha pek çok işlemin sonucu kamu zararı yaklaşık 22.5 milyar TL’yi buldu.”

Hani soracağım Ali Kurt’a..

“Atatürk Havalimanı’nda kırılan pist de ne?”

Soldan çarklı riyakar medya organlarının yalanları ile pistler sanki bir gün önce, 22.5 milyar TL verilerek yaptırılmış, ertesi günü de hepsi yıkılmış gibi bir algı oluşturuyorlar..

Oysa, pistlerin tamamı bozulmadı, bu birinci yalan.

Pistlerin bir kısmının zaten ömrü tamamlanmıştı, bu ikincisi..

Atatürk Havalimanı yerine İstanbul Havalimanı yapıldı..

Atatürk Havalimanı’ndaki 22.5 milyar TL’lik pist kullanılmayıp, İstanbul Havalimanı’na 22.5 milyar TL, devletin kasasında çıkarılıp, pist mi yapıldı?

Hayır..

Bilmiyorsan, vıdı vıdı etme, Kurt soyadlı çakallığa soyunan müdür..

Yap işlet devret modeli ile..

Bir özel konsorsiyum, havalimanını, kendi kasasından para ile yaptı..

Devletten bir kuruş çıkmadı..

Üstelik, Atatürk Havalimanı’nda kalınsaydı, DHMİ’nin alacağı kira 165 milyon avro iken..

İstanbul Havalimanı için, 1 milyar avro kira alınmaya başlandı.

Yani 7 misli kira fazla alıyor, devlet..

Bunu hesaplayabilir misin, Ali Kurt.

İstersen müteahhit başkanından yardım iste..

Kendi hesabına, o çok güzel yapar, bu hesapları..

Diyecekler ki, “Atatürk Havalimanı’nı işleten firmanın iki yılı vardı. Ona bir tazminat ödenmek zorunda kalındı..”

İşte orada haklısınız..

Ama miktar ne?

389 milyon avro..

Yani, bir yıllık kiranın altında bir rakam..

Bir yılda, devlet aldığı kira ile zaten iki yıllık Atatürk Havalimanı tazminatını öder, fazladan kâra bile geçer..

Bu hesabı yapabilir mi, Ali Kurt..

Hiç sanmıyorum..

O yaptığı kentsel dönüşümü değil de..

Atatürk Havalimanı yerinde kalsaydı, işlevsiz hale gelmeyecek olan pistten kâr ederek, o para ile kentsel dönüşüm yapmanın peşinde..

Beyim, siz 100 bin kentsel dönüşüm sözü verirken, Atatürk Havalimanı’nın pistlerine mi güvenmiştiniz?

“Bu pistler yerinde kalacak; yerinde kalınca, bizim cebimize havadan 22.5 milyar inecek. Biz de onunla 30 bin birim kentsel dönüşüm yapacağız” diye mi düşünüyordunuz?

Haydi buna da hak verelim. 

Peki utanmaz adamlar, 70 bin kentsel dönüşümü ne ile yapacaktınız?

Ve Cumhuriyet gazetesinin, o başlığı koyan editörü, ayık mıydı, değil miydi bilmiyorum ama..

“30 bin bağımsız birim ücretsiz dönüştürüldü” ifadesinin, haber içindeki gerçeğine gelelim..

Şöyle deniyor, Ali Kurt’un ağzından: “Bu dev bütçe kentsel dönüşümde kullanılsaydı, İstanbul’da yaklaşık 30 bin bağımsız birimi ücretsiz şekilde dönüştürülebilirdi.”

Aaaa.

Ne oldu?

Birden bire..

“Dönüştürüldü” ifadesi..

“Dönüştürülebilirdi” oluverdi..

Hay ben sizin aklınıza..

Hay ben sizin, mantığınıza. 

Gazeteciliğinize..

Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit Gazetesi