Cezaevinde iken, insanların arkasından bir şeyler söylüyormuşuz gibimize geliyordu..

Oysa solcusundan eşcinseline..

Marksistinden ateistine..

CHP’lisinden İyi Partilisine.. HDP’lisine..

Hepsinin desteğini aldıklarına göre.

O yandaşları cevap verebilirdi..

Yine de..

“Onlara destek çıkanlar ayrı, onlar ayrı” diye düşünüp, çok keskin bir şey yazmamaya gayret ettim..

Kemal Kılıçdaroğlu, “HAMAS terör örgütüdür” dediğinde protesto etmeyen..

Özgür Özel, “HAMAS terör örgütüdür” dediğinde “Hayır değildir” protestosunda bulunmayan..

Ekrem İmamoğlu benzeri sözler sarfettiği için, herhangi bir etkinliğinde “İşbirlikçilik yapma” demeyen gençler..

Dahası var..

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “HAMAS, Kuvayi Milliye’dir” diye haykırdığında, “Helal Reis. Senden de bunu beklerdik” demeyen, bir övgüyü çok gören kardeşlerimiz..

Kapalı salon içinde yaptıkları, “Gemilerle İsrail’e bomba gidiyor” iftiralarının sonrasında, gözaltına alındılar.. Tutuklandılar.

Gençlerin eylemlerinin yanlış olduğunu hatırlattık. Ama hemen devamında “tutuklanmaları da yanlış” dedik..

“Gençler eylemlerinin samimiyet testini kendileri yapsınlar.. İsrail’e gerçekten silah satarak, Gazzelilerin öldürülmesine ortak olan Amerika, Almanya, Fransa’yı protesto etmeden. Sabah akşam kınamadan.. Kınamayanları eleştirmeden.. Türkiye’yi, İsrail ile tüm ticaret kesilmiş olduğu halde kınamak, ne derece samimidir. Kendileri değerlendirsinler” dedik.

Devam ettik.

“Her şeye rağmen, serbest kalmaları gerekir. Bugün yarın, sağduyu galip gelecektir. Serbest kalacaklardır.”

Saadet Partisi’ne yakın isimler, iftira attılar.

Kışkırtmaya çalıştılar..

“Tutuklanma emri Külliye’den gitti” dediler..

Ama onları rezil eden gelişme, dün akşam saatlerinde yaşandı.

“İsrail ile ticaret”i değil..

Çünkü İsrail ile ticaretin olmadığı, Ticaret Bakanı Ömer Bolat tarafından açıklandı..

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 9 milyar dolarlık ticaretin bittiğini tekrarladı.

Olmayan ticareti değil..

Bomba yollayan Almanya yerine. Savaş gemilerini Akdeniz’e göndererek soykırımcı İsrail’e destek veren Amerika yerine. Savaş uçağı desteği ile soykırımcıya nefes olan Fransa yerine..

Bu ülkeleri mahkum eden, bu ülkeleri riyakarlıkla suçlayan.

Bu ülkelerin soykırım ortaklığını her uluslararası toplantıda yüzlerine karşı söyleyen Türkiye’yi protesto etmeye kalkışan CHP ile seçim ittifakı yapan Saadet Partisi’ne yakın arkadaşlar, tahliye oldular..

Damarlarındaki kanın hayli hareketli olduğunu tahmin ettiğim gençlere, bir çağrım var..

Gazzeli çocukları unutmayın..

İsrail’in soykırımını, asla görmezden gelmeyin..

Ama haydin bakalım, samimiyetinizi gösterin..

Gazzeli çocuklara sahip çıkmayı bırakmaksızın..

Türkiye’deki çocuklara da sahip çıktığınızı gösterin..

Yok öyle, “Mağdur yine Müslüman çocuklar olabilir. Ama biz, sadece Tayyip Erdoğan’ı protesto ederiz. Tayyip Erdoğan dışında, zalimlik yapan kimseyi protesto etmeyiz” demek yok..

İsrail’i bile protesto etmemiz için, Tayyip Erdoğan’ı öne çıkararak protestomuzu yaparız” demek yok..

Somut protesto konusunu aktarayım..

Dün Sözcü gazetesi ve Cumhuriyet gazetesi.

Her ikisi birden..

İsrail’in soykırımına maruz kalan çocukların öldürülmesini meşru göstermek için, nasıl ki HAMAS için “terör örgütüdür” diyorlarsa..

Türkiye’deki çocukların da, ateist zulmüne maruz kalmaları için, “ÇEDES projesine karşıtlıkları”nı, birinci sayfalarına koymuşlardı..

Cumhuriyet, “Pedagojik bir cinayet” diyerek..

Tıpkı İsrail’in Gazzelileri öldürmek için 7 Ekim’i kendilerine bahane ettikleri gibi

Cumhuriyet de, ÇEDES projesini bir cinayet olarak gösteriyordu ki, karşı atağa geçip, gençlerin manevi ölümüne sebebiyet verecek operasyonları yapabilsinler..

Cumhuriyet, “Din adamlarının okullarda görevlendirilmesi eğitimcilerin tepkisini çekti” başlığını da atmışlardı..

Haydi 1000 Filistin İçin Bin Genç oluşumu içindeki eylemci kardeşlerim..

Haydin Cumhuriyet gazetesinin önüne..

Sivil tepkinizi gösterin.. Demokratik tepkinizi ortaya koyun.. Protestonuzu yapın..

Haydi gençler, bu Cumhuriyet gazetesini, “Dik duruşunuz” diye öven Mahmut Arıkan’ın genel başkanı olduğu Saadet Partisi’nin genel merkezinin önüne. Ve Saadet Partisi’ni protesto edin.

Netanyahu, ABD Senatosu’na gidip ne demişti: “Sivilleri öldürmüyoruz.” Ama gerçek ne?

Gazze de sivil oldukları tartışmasız çocuklar öldürülüyor..

Şimdi Türkiye’de..

Çocuklarımız manen öldürülmek isteniyor..

Bir avuç ateist, seçimle işbaşına gelmiş siyasi iktidarın, velilerin onayı ile imamlar tarafından okulda verilecek dini değerler eğitimine, karşı çıkıp, “imamları çekin” diyorlar.. “İmamların okula girmesi suçtur” diyerek, bu düzenlemeyi yapanların yargılanacaklarını söylüyorlar..

Cumhuriyet gazetesi daha da ileri giderek, “Vatanı korumak, çocukları korumakla başlar” diyerek, “Laik düzene meydan okumaktır bu” diyerek.. Halkı kışkırtıyor. Devlet içindeki darbeci zihniyeti tahrik ediyor..

Haydi Filistin İçin 1000 Genç mensupları..

Görelim sizin samimiyetinizi.

CHP olunca biz yokuz. Biz CHP’yi protesto etmeyiz. CHP’yi iktidara getireceğiz ki, Heniyye’nin afişini indirsinler. Heniyye’nin afişinin yerlerde süründürsünler” diyorsanız..

Samimi değilsiniz..

Dürüst değilsiniz..

Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit Gazetesi