Önümde gazeteler..

Suriye’deki gelişmeleri aktarıyorlar.

Basın sektörüne objektif gazetecilik hakim olsa, her gazetede benzer haber başlıklarını, ama köşe yazılarında farklı yorumları görmemiz gerekir..

Ama bakıyoruz, haberler bile bambaşka..

Suriye Milli Ordusu, Suriye’nin büyük çoğunluğuna hakim oldu ise..

Bir gazete “Milli Ordu hakim oldu’, diğer gazete “Baas rejimi dimdik ayakta” diyebilir mi?

Dememesi gerekir.

Ama diyorlar..

“Baas rejimi dimdik ayakta” demeseler de..

“Suriye Milli Ordusu ile HTŞ’yi, İsrail destekliyor” diyorlar..

İsrail, Esed’i deviren bu ikiliyi destekliyorsa, Esed varken yapmadığı saldırıyı, şimdi niye yapıyor?

Öyle ya.

HTŞ ve Suriye Milli Ordusu’nu İsrail destekliyor ise..

Haydi İsrail direkt desteklemesin.

Amerika üzerinden, Esed muhaliflerine bir destek var ise..

İsrail de bu desteğin içinde ise..

İsrail, düne kadar Esed’e yönelik ciddi bir saldırı yapmamış iken.

Şimdi Suriye, Milli Ordu ve HTŞ tarafından yönetilmeye başlama evresinde iken, İsrail niye vuruyor?

Hem de gerekçelerine bakın: 

“İsrail için tehdit olabilecek, tehlikeli silahların bulunduğu alanları vuruyoruz.”

İyi de, yıllardır Suriye’yi ve Esed’i, İsrail için çok önemli bir tehdit olarak görüyordunuz..

O süreçte, Esed’in elindeki o silahları yok etmek için bir saldırı yapmıyordunuz..

Şimdi, tam da İsrail ile işbirliği yaptığı ileri sürülenler, Esed’i devirdikten sonra, niye o tehlikeli silahları vuruyorsunuz ki?

Beyninizi sağlıklı çalıştırmaz, bunlar.. Adama motoru yaktırırlar..

Evet, İsrail’in bir yandan HTŞ ve Suriye Milli Ordusu’nu desteklediğini söylemeleri, bir yandan da bu ikili Suriye’ye hakim olduktan sonra Esed döneminde olmayan saldırının şimdi başlatılması çelişki ama..

Çelişkileri bunla sınırlı değil ki..

Cumhuriyet gazetesi’nde bir manşet: “Golan yetmedi.”

“Gazze’de katliam yapan İsrail, Esad’ın devrildiği Şam’a yaklaştı” diyorlar..

Biz de sanıyoruz ki, Cumhuriyet gazetesi, Suriye Milli Ordusu’ndan yana.. HTŞ’nin, Suriye halkını temsil gücünü destekliyor, İsrail’in saldırısını telin ediyor.. Böylece, ilk günlerde sarfettiği, HTŞ, Amerika ve İsrail’in planı” söyleminden vazgeçmiş..

Biz böyle sanarken..

Yine dünkü Cumhuriyet gazetesinin, yine birinci sayfasında, aynı ana manşetin devamında yayınlanan bir karikatür.. Suriye’nin, Esed devrildikten sonra üç yıldızlı bayrağı çizilmiş. Üçüncü yıldızın yanına, İsrail’in siyon yıldızı da yürüyerek eklemleniyor.. Üç yıldıza ilave edilirken de şunu söylüyor: “Ortayı dörtleyelim beyler.”

Yani diyorlar ki..

Esed’in iki yıldızına, Suriye devrimini yapanlar üçüncü yıldızı eklediler.. Ama üçüncü yıldız ile birlikte, İsrail de bu bayrağa girdi.. Çünkü Esed muhaliflerini İsrail destekliyor..

İyi de, tepede “Golan yetmedi” derken..

Altta “Suriye’nin bayrağına İsrail girdi” demeye kalkışmak hangi akılsızlığın ürünü?

Bitti mi? Mümkün değil, bunlar insanın beynini, artık kullanılmaz hale getirene kadar asılırlar..

Aynı manşetin içine yerleştirmişler, Zülal Kalkandelen isimli yazarları diyor ki: “Suriye’de Şeriat’ın sesleri”

İyi de arkadaşlar, durduğunuz yerde, iki dakika duramıyor musunuz.

HTŞ’yi İsrail destekliyorsa. HTŞ de şeriat getirecek ise.. İsrail, şeriatı getirecekleri mi destekliyor, yani..

Sosyalist Birgün gazetesini de kemalist Cumhuriyet’in yanına koyarsanız..

Hepten şaşıp kalıyorsunuz..

Bakmayın siz bunların, altılı ittifak çerçevesinde, aynı cumhurbaşkanı adayına oy verdiklerine..

Bunların tek dertleri var, Tayyip Erdoğan’ı devirmek..

Onun için de, birbirine taban tabana zıt söylemleri savunurken, sözkonusu Erdoğan olunca.. 

Her şeyi unutup, birbirlerine sarılırlar..

Birgün’ün manşeti ise, “Cihatçılardan İsrail’e hediye..”

Vay canına sayın seyirciler..

Ne yapmış acaba, cihatçılar diye meraklanırken..

Utançlarından mı, yoksa kendilerini ifade etmekte beceriksizliklerinden midir, İsrail’e verilen hediye, bir türlü yazılamamış..

Devam sayfasında bir şeyler demişler, ayıp olmasın kabilinden.

Ne imiş hediye?

Suriye’nin kendisi imiş..

“Cihatçı çeteler Suriye’yi İsrail’e hediye etti” başlığını da, haberin devamında kullanmışlar..

Oysa Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, önceki günkü konuşmasını takip etseydiler..

“Temkinli konuştu” diyeceklerine..

Konuşmanın tamamını dinlemiş olsalardı..

“Suriye’ye saldıran, karşısında bizi bulur” dediğini göreceklerdi..

Tam bu noktada, ilk anda belki düz mantıkla cevaplanamayacak bir gelişme daha yaşandı..

İsrail, sadece Şam’ı, Golan tepelerini değil..

Terör devleti kurdurmak için palazlandırdığı, desteklediği PKK’nın kontrolündeki Kamışlı’da bulunan Askeri Havalimanı’nı da vurdu..

Hani dedik ya..

Esed varken, vurmadığın Şam’daki silah deposunu, muhalifler yönetimi ele geçirince niye vuruyorsun? Demek ki, muhaliflere destek vermeyi boşver, muhaliflerden tir tir titriyorsun..

Korkuyorsun.. 

O zaman, PKK’yı desteklediği halde, İsrail saldırısında, Kamışlı Askeri Havalimanı niye vuruldu?

Bu vurulma, aslında bir anlamda müjdeyi de bize getiriyor.

Yakında muhalifler, Kamışlı’yı da ele geçirecekler.. İsrail, öncesinden harekete geçip, askeri havalimanını vuruyor ki, muhalifler o limanı kullanıp, İsrail’e gerekli cevabı vermesin..

Yeni Akit