MANSUR YAVAŞ

Diyorlar ki, “En başarılı siyasetçi, Mansur Yavaş”..

Ben de diyorum ki, Mansur Yavaş ne yapmış? “Sigorta primlerini yatırmıyoruz, af çıkar diye” cümlesinden dolayı mı, en başarılı siyasetçi ilan ettiniz?

COLANİ

BBC muhabiri, Suriye’de Esed’i deviren adam olarak tarihe geçen Colani’ye soruyor:

“Alkolü yasaklayacak mısınız?”

Böylece anlaşılıyor ki, insanların toplu olarak öldürülmesinden, katliamlardan, kimyasal kullanarak şehrin insanlarının öldürülmesinden daha önemli olan şey, içki içebilmek. Ben de bu soruyu sorana, alkış tutanlara, “zıkkım olsun” diyorum..

CAN ATALAY

Diyorlar ki, “Can Atalay’a yok, IŞİD mensuplarına var.”

Ben de diyorum ki, IŞİD üyelerinde sizdeki utanma yokmuş demek ki. Onlar da 70 bin oy alabilecekleri bir yerden, o yargılananları milletvekili adayı gösterip, seçtirselerdi, aynen Can Atalay gibi, IŞİD mensupları da, cezaevinden AYM kararı ile çıkardı.. Onlar utanmışlar, cezaevindeki adam nasıl milletvekili adayı gösterilebilir ki?” diye bu utanmazlığa imza atmamışlar. Şimdi Can Atalay’a yok, IŞİD mensuplarına var” eleştirisine tabi tutuluyorlar..

SELÇUK ÖZDAĞ

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı sıfatını kullanan, ama Saadet Partisi grubu içinde bulunan Selçuk Özdağ, Genel Başkanları Ahmet Davutoğlu’nun, “AK Parti’den kopmadık” demesini yorumlarken, “Ben AK Parti’ye geçersem bana oy verenlere haksızlık etmiş olurum” demiş..

Biz hatırlatalım, “Selçuk bey. Siz CHP’den seçime girdiniz. Sonra CHP’den istifa edip, Gelecek Partisi’ne geçtiniz. Seçmene haksızlık ettiniz. Bununla da yetinmediniz, sonrasında da Saadet Partisi’ne geçtiniz. Seçmene 1 yıl içinde iki defa haksızlık ettiniz.”

Etik siyaset adı altında, AK Parti’yi beğenmeyenlerin, yanar dönerlikleri, söyledikleri her şeyin yalan-dolan olduğu, böylece tescillenmiş oldu..

SEZAİ TEMELLİ

DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli demiş ki:

“AKP döneminde en iyi hesaplara göre 1 trilyon dolar güvenlikçi anlayışa, savaş sanayisine ayrıldı. son 40 yılı aşkın sürede Türkiye ekonomisinden 4 trilyon doların üzerinde bir kaynağın buraya ayrıldığını biliyoruz.” 

Biz de Sezai Temelli’ye diyelim ki, “Savunduğunuz PKK silaha ne kadar bütçe ayırdı? ‘Silahlar ABD’den bedavaya geliyor’ diyorsanız.. O ‘bedava’nın karşılığında, PKK ABD’ye ne verdi’ diye sorarım.. Veya Temelli’ye hatırlatalım: “Siz PKK’ya söyleseniz, Türkiye’ye saldırmasa. Türkiye de, güvenliğe bu kadar fazla bütçe ayırmasa.. Daha iyi olmaz mı? Hem ABD’nin “Saldır Jo” emri ile saldırıyorsunuz. Saldırtıyorsunuz. Hem de “niye güvenliğe bu kadar fazla bütçe ayırıyorsunuz” diyorsunuz.. Bu ahlaksızlık değil mi, Temelli?

KAZIM GÜLEÇYÜZ

Fetulah Gülen öldüğünde, “Camianın başı sağolsun” diyen Yeni Asya’nın Genel Yayın Yönetmeni Kazım Güleçyüz tutuklanmıştı, önceki gün ilk duruşmada tahliye oldu. Demiş ki Güleçyüz: “Yaptığım paylaşım terör örgütü propagandası değil, ölen kişi için rahmet dilemektir. Düşmanımız bile olsa kişi en ağır suçlamalarla mahkum edilmiş olsa dahi ölen kişinin davası düşer, dosyaları kapatılır. Baş sağlığı dilemek cezalandırmayı gerektirecek bir husus olmamalıdır.”

Bu durumda soralım Kazım Güleçyüz’e, Nurculara kök söktüren eski yılların hakimlerinden bir tanesine dahi “Rahmet diledin mi?”

Fetullah Gülen, sadece Nurculara değil, tüm dindarlara eziyet eden, CIA’ye uşaklık eden birisi idi.. Ona rahmet dilemek terör örgütü propagandası değil ise, şu an TSK’ya saldırırken öldürülen PKK’lılar için de rahmet dilemek, terör örgütü propagandası olmaz, demektir. Var mısın? Yapabilir misin? Mesela Peygamberimiz, Müslümana eziyet eden kime rahmet dilemiştir, buyur somut örnek ver..

ÖZGÜR ÖZEL

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP’li belediyelerin SGK primlerini ödememesi ile ilgili olarak, “Üzerine akbaba gibi çökmeye çalıştıkları para; belediye başkanlarımızın şahsi, belediyenin stoktaki parası değil; yoksula, garibana bu kışın ortasında sahip çıkmak üzere olan sosyal hizmetlerinin bütçesi. İnsanların sıkıntılarına el uzattığımız hesaplara saldırıyorlar. Bu da büyük bir vicdansızlık, büyük bir fırsatçılık” demiş.

Ben de merak ediyorum, SGK primlerini ödeyenler, belediyeler, ticari şirketler, aptal mı? Onlar da, “kışın ortasında garibana vereceğimiz parayı gelip aldılar” desinler. Prim borçlarını ödemesinler.. Devam edelim. CHP’li belediye, İGDAŞ üzerinden doğalgaz borcu olanları icraya verdiğinde, borçlular aynı söylemi tekrarlasınlar, “Belediye garibanın parasına çöktü” desinler. Doğalgazı kullanmış, bunu ödemesi gerekiyormuş, boşverin.. Yolu CHP’liler açtı.. Su ile devam edelim. Emlak vergileri ile devam edelim.. Var mısınız, CHP’liler!..

EKREM İMAMOĞLU

Ekrem İmamoğlu demiş ki: “Kreş açmaya, burs vermeye, yurtlarımızı açmaya devam edeceğiz. Şu anda 36 kreşimiz inşaat halinde. Bitmek üzere çoğu. Ve önümüzdeki yıl, yani birkaç hafta sonra içinde olacağımız yıl, tasarlanmış, başlamak üzere olan kreşlerimizle otomatikman sayımız aslında 160’a yaklaştı.”

Ekrem beye hatırlatalım, sen kreşi 10 bin kişi için açıyorsun.. Yurtlarında kalan öğrenci sayısı 3-5 bini geçmez.. Ama bu ülkede, 16 milyon emekli var. Ve sen o emeklilerin parasını gasbediyorsun.. Sen bir gasıpsın Ekrem. Sen emeklilerin prim alacaklarını yatırmayan bir yağmacısın!”

LAİKLİK MECLİSİ

Saadet Partisi’nin ittifak yaptığı CHP’lilerin kurduğu Laiklik Meclisi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın müfredat değişikliğini Danıştay’a götürmüş. “İptal edin müfredat değişikliğini” demiş. Danıştay da, “Hazırlık sürecinde bilimsel değerlendirme raporları, uzman görüşleri, çalıştay raporları, ihtiyaç analizi vb. bilgi ve belgeleri Milli Eğitim Bakanlığı’dan talep etme” kararı almış.

Karara şunları da ekleseler, Saadet Partilileri de çok memnun etmiş olurlar: “Müfredat değişikliği kararını alanların, anne adı, baba adı, dede adı, nine adı, doğduğu yer, gün, saat ve dakika..”

Bitmedi..

Bir de, eski müfredatı yapanların kaç oyla iktidara geldikleri..

Mesela eski müfredat, seçimsiz dönem diyebileceğimiz tek parti döneminde mi yapılmış?

Bunları da sorsun, sonra karar versin..

Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit Gazetesi