PKK, DEM, CHP, MHP, AK Parti.. Nereden nereye..
- GİRİŞ30.12.2024 09:24
- GÜNCELLEME30.12.2024 09:24
Kamuoyunda özellikle ulusalcıların söyleminde tekrarlanan ifade şu:
“Nereden, nereye”..
Bu bağlamda, Cumhuriyet gazetesi, düne kadar sivil toplum örgütü gibi göstermeye kalktığı terör örgütü PKK’nın lağv edilme şartlarının oluşma sürecinden rahatsızlığını hissettirerek, “Nereden, nereye” başlığı altında, somut örnekler de veriyor:
“Cumhur İttifakı ve AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 14 Mayıs seçimleri öncesinde, muhalefeti terörle ilişkilendiren açıklamları büyük yankılara neden olmuştu. Ancak seçimlerin ardından, bu tavırda dikkat çekici bir değişim yaşandı. Son olarak Bahçeli’nin çağrısı sonrası PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın ziyaret edilmesi ve çağrısının yayımlanması dikkat çekti. Bu dönüşüm, kamuoyunda da pek çok soru işaretine neden olurken ‘Nereden nereye’ dedirtti.”
Yaşanılanları, mürekkep yaladıklarını öne süren bu adamlar anlamıyorlar mı?
Anlayamıyorlar mı?
14 Mayıs sürecinde, eli kanlı terör örgütü, “Türkiye’yi dize getiriyoruz” diyordu..
“PKK sizi tükrüğü ile boğar” diyordu..
Bazı siyasiler, “Sırtımızı PKK’ya, YPG’ye dayadık” diyordu..
AK Parti ile MHP de, bu ahlaksızlara “Haddinizi bildireceğiz” diyordu..
Bunlarla ilişkili siyasileri de, “Hesabını verirsiniz” uyarısı yapıyordu..
Muhalefete de, “PKK’nın elindeki silahlara güvenerek, siyasi iktidarı tehdit etmenize eyvallah etmeyeceğiz” hatırlatması yapılıyordu..
Seçimler tamamlandı..
PKK kaybetti..
PKK’nın desteklediği HDP-DEM kaybetti..
DEM’in desteklediği altılı masa kaybetti..
DEM’in oy verdiği Kemal Kılıçdaroğlu kaybetti..
DEM ile aynı safta bulunmaktan hiç utanmayan İyi Parti kaybetti..
İstanbul Sözleşmesi’ni, seçildikleri takdirde hemen bir gün içinde tekrar yürürlüğe koyacaklarını açıklayan Kemal Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanı seçtirmek isteyen Saadet Partisi, Gelecek Partisi kaybetti.
Var mı bunlara itiraz eden?
Olması mümkün değil..
Şimdi iki yol var..
Hani Erbakan Hoca, 1994 mahalli seçimlerinde, İstanbul ve Ankara Refah Partili adaylar tarafından kazanıldığında..
Tayyip Erdoğan İstanbul’da, Melih Gökçek Ankara’da belediye başkanlığını kazandığında..
Bir avuç laikçi, “Kanımızı dökeriz, yinesize o koltukları teslim etmeyiz” yaygarası kopartıyordu ya..
Devir teslim yapılmadığı zaman diliminde, Erbakan Hoca grup toplantısında, “Türkiye’nin şu anda bir şeye karar vermesi lazım, Refah Partisi adil düzen getirecek, bu kesin şart. Geçiş dönemi yumuşak mı olacak sert mi olacak, tatlı mı olacak kanlı mı olacak, altmış milyon buna karar verecek” demişti..
Söylenen, “Biz kan dökeceğiz” değildi..
“Seçimi kazandık. Ama koltuğu teslim etmeyiz diyenler direneceklerini söyledikleri için. Önümüzdeki süreçte tatlı bir geçiş mi, yoksa ...” diye uyarısını yapmıştı..
Şimdi de..
Cumhur İttifakı seçimi kazandıktan sonra..
“PKK’nın bitmesi kesin şart.. Bu bitiş tatlı mı olsun, yoksa ...” diye uyarısını yaptı..
Şimdilik olumlu bir cevap alındı..
Sadece DEM’den değil..
Sadece PKK’nın eski elebaşından değil..
YPG’nin başı Mazlum Abdi’den bile, “Bölgenin tüm silahlardan arındırılmasını önerdik. Bu Türkiye’nin bahsettiği endişeleri hafifletecektir” açıklaması ve zeytin dalı geliyor..
“Şam bizim başkentimiz” açıklaması geliyor..
Ama CHP Genel Başkanı Özgür Özel bakın ne diyor:
“Şehit ailelerinin ve gazilerimizin hassasiyetleri gözetilmeli.”
Ben asla, şehid ailelerinin hassasiyetleri gözetilmesin demiyorum..
Dün bunu söylerken, şimdi niye tersini söyleyeyim..
Ama 14 Mayıs seçimleri öncesinde, PKK ile işbirliği yapanlar.
31 Mart seçimlerinde, kent uzlaşısı adı altında, PKK ile ittifak yapanlar..
Belediye başkanlıklarını, “Büyükşehirde siz bize verin. İlçede biz sizin adayınızı, destekleyelim” anlaşması yapanlar..
Teröristbaşı Apo’nun, silahlı eylemlerini hatırlatarak, doğum günü pastası kesenleri CHP listesinden belediye meclis üyesi seçtirenler..
“PKK sizi tükürüğü ile boğar” sözlerinden dolayı mahkumiyet almış adamların, “seçime hakkı”ndan bize bahsedenler..
Affedersiniz ama.. PKK’nın silah bırakma konusunda eyvallah etmediği süreçte onla iş kotaranlar..
Şimdi yakınlarının hassasiyeti korunsun denilen ailelerin çocukları şehid olurken, PKK ile iş kotaranlar..
Şimdi, PKK silah bırakma noktasına gelmişi iken..
Bize, “şehidlerimizin hassasiyeti” derlerse..
Burda iyiniyet olabilir mi?
Kemalistler, Cumhur İttifakı için, “Nereden nereye” sorgulaması yapacaklarına..
Kendilerine aynı sorguyu yapmalar gerekir..
Cumhur İttifakı, “Asla silah kullananlarla işbirliğimiz olamaz” diyorlardı..
Dün de böyle diyorlardı, bugün de öyle diyorlar..
Bugün fazladan “Silah bırakırsanız, bir bakarız” söylemi, dün bunun asla kabul edilmediği anlamına gelmez.
Dün “silah bırakma” ihtimalini dillendiren yoktu ki, Cumhur İttifakının buna nasıl bakacağı bilinsin..
Bugün, kayyım atamaları, Suriye’nin bütünlüğüne yapılan vurgular, Cumhur İttifakının silah bırakmayan PKK’ya en sert cevabı vereceğini yine gösteriyor..
Ama silah bırakırlarsa..
İşte o zaman, CHP’nin dün seçimden önce gösterdiği hoşgörü, Cumhur İttifakında da gündeme gelebilir.
Kendilerinin PKK lağv edilmeden PKK’ya gösterdikleri hoşgörüyü, PKK lağv edilme şartına bağlı olarak Cumhur İttifakı tarafından gösterilmesine, kılçıklık yapanlar..
Şehid ailelerinin hassasiyeti derken, asla samimi değiller..
Asla iyiniyetli değiller..
Yeni Akit
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol