2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, HDP aday göstermemiş, altılı masanın adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vereceğini açıklamıştı..

İyi Parti, HDP’nin bu kararını bile bile..

Kandil’in, “Erdoğan’ın karşısında en güçlü aday kim ise, farketmez, ona oy verdireceğiz” çağrısı yaptığını bile bile..

HDP ile aynı safta buluşmaktan rahatsızlık duymadı..

O tarihde, PKK’nın lağv edilmesine yönelik bir işaret var mıydı, yoktu..

PKK’nın silah bırakacağı yönünde küçücük bir emare var mıydı, yoktu..

PKK, saldırılarını sürdürürken, askerlerimize kurşun sıkmaya devam ederken, İyi Parti, PKK ve onun uzantısı HDP ile böylesine kirli bir işbirliği içinde olmuştu..

Yine altılı masanın seçim bildirgesinde, “AİHM kararları, otomatik olarak infaz edilir” mutabakatına varıldığında, amaç ne idi?

AİHM’in, Apo hakkında vereceği, “Umut hakkı çerçevesinde tahliyesi” kararının, Türk mahkemeleri tarafından, bugünkü düzenlemeye göre “incelenmesi ve gerekirse kabul edilmemesi” imkanını ortadan kaldırmak..

AİHM “umut hakkı çerçevesinde, 25 yılı dolan Apo’nun cezaevinde tutulması, insan hakkı ihlalidir” diyecekti..

İyi Parti’nin de içinde bulunduğu altı partinin ittifakı gereği, bu karar otomatik uygulanacak ve Apo tahliye edilecekti..

PKK lağv edilmeden.

PKK silah bırakmadan, Apo tahliye olacaktı..

Hatta belki, Apo tekrar Kandil’e gidip, örgütün başına geçecek ve “Nerede kalmıştık” diyerek, terör eylemlerine devam etme kararı bile verebilecekti..

Bu kirli ittifaka imza atan İyi Parti, defalarca çağrıda bulunmuş olmamıza rağmen, o tarihlerde bir defa olsun, “HDP’li isimlere iktidarımızda bakanlık verilmeyecektir”’ diyemeyen İyi Parti’nin bugünkü Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, şimdi bakın ne çıkışlar yapıyor?

“10 yıl önce ilk denemesi yapılan bugün ise yeni paradigma adı altında tekrar tedavüle sokulan ihanet planı, tek adam ve iktidarının devamı için Beştepe, Balgat ve İmralı’nın ortaklaştığı bir kalkışma olarak karşımızdadır.”

Önümüzde bir seçim var mı?

Yok..

Seçim öncesinde HDP ile ittifak yapan Cumhur İttifakı mıydı, yoksa Millet İttifakı mı?

Seçim öncesinde bir ittifak yaptı iseniz, “iktidarda kalmak için” tanımlaması doğru olur..

Seçim yapılıp bittikten sonra.

Sonraki seçime 3.5 yıl var iken yapılanlara, “İktidarda kalmak için” denilmez..

Kimse sahtekarlık yapmasın..

Milletvekilleri birer ikişer istifa ederken, Müsavat Dervişoğlu hiçbir şeyin farkında değil ki, “Üniter idari yapımızı, etnik ve bölgesel parçalara ayırmak kararında ortaklaşmışlardır” diyor..

Gözlerin görüyor mu, kulakların işitiyor mu, Müsavat bey.

İyi misin Müsavat efendi..

Sen Türkiye için, “üniter yapıdan vazgeçildi” diyorsun..

Ama görünen o ki, Türkiye masaya koyduğu irade ile Suriye’de bile, üniter yapıdan vazgeçmedi..

Bununla da yetinmedi..

Muhataplarına da, sadece Türkiye’de değil, Suriye’de de, üniter yapıdan vazgeçilmeyeceğini kabul ettirdi..

YPG’nin açıklamaları o yönde..

Suriye yeni rejiminin açıklamaları bu yönde..

Rusya’nın kabulü bu yönde..

Hatta biraz mızıkçılık yapmaya çalışıyor olsa bile, ABD’nin bile geldiği nokta bu yönde..

Eee? Müsavat nereden çıkardı, “üniter yapıdan vazgeçme”yi?

Rüyasında, “Millet İttifakı’nın seçimi kazandığını ve üniter yapıdan vazgeçildiği”ni görmüş olmasın..

Diyor ki Müsavat bey:

“İktidarın kendisini devlete izafe etmesi, kendisini devletin bütünü zannetmesi, bu ihaneti bir devlet projesi diye dayatması, bu ithal senaryonun ‘nesebi gayrı sahihliğini’ ortadan kaldırmaz.”

Müsavat beye hatırlatalım, nesebi gayri sahih plan, altılı masanın altında mı, yanında mı, üstünde mi, neresinde olduğu belli olmayan HDP ile seçime girmenizdi..

Aynı nesebi sahih olmayan planı dayatanlar, Cumhur İttifakı’na da, Apo’yu serbest bırakmayı dayatmak istemişlerdi..

Suriye’nin kuzeyinde, teröristan kurulmasını kabul etmesini istemişlerdi..

Bunlar kabul edilmedi..

Şimdi, Apo PKK’yı lağv edecek.. Suriye’de terör devleti de kurulmayacak..

Nesebi sahih olmayan planda, bunlar yoktu ki, Müsavat bey..

Şimdi olması beklenen..

Apo’nun ümit hakkı diye serbest kalması değil. PKK’yı lağv etme şartı ile umut hakkının düşünülebileceği.

Üniter devletin değiştirilmesi değil.. Suriye’de bile üniter devlete, PKK’nın ve uzantılarının razı olması..

Bundan niye rahatsız oldun, Müsavat bey?

“İYİ Parti olarak bizim, ‘cumhuriyet düşmanlarıyla’ müzakere edecek hiçbir şeyimiz olamaz” dediğiniz an, size hatırlatırım: Siz o cumhuriyet düşmanları ile  bu ülkede cumhurbaşkanı değiştirmeye kalktınız..

İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Antalya’da, Adana’da, Balıkesir’de, Bursa’da ve daha birçok il ve ilçede, siz belediye başkanını o “cumhuriyet düşmanı” olarak nitelediklerinizle değiştirdiniz..

Şimdi seçim falan yok.

Ne cumhurbaşkanlığı seçimi. Ne belediye başkanlığı seçimi..

Şimdi seçim için değil..

Tıpkı Erbakan’ın dediği gibi..

Milli irade tecelli etti.. Cumhur İttifakı iktidara geldi..

Şimdi şuna karar verilecek..

Üniter devlette tartışma olmaksızın, PKK’nın lağv edilmesi, seve seve mi gerçekleştirilecek. Yoksa istemeye istemeye mi?

Teröristlerin elindeki silahlar mı gömülecek..

Yoksa silahlarla birlikte, teröristler de mi gömülecek..

Şimdi karar verilecek şey işte bu..

PKK kendini lağv ederse, 40 yıllık bela, tasfiye olmuş olacak..

O kendini lağv etmezse, devlet onu lağv etmeye, tarihde hiç olmadığı kadar kararlı ve güçlü.. 

Bu vesile ile İyi Parti’nin riyakarca ve gerçekleri çarpıtarak geliştirdiği söyleme kıyasla, Büyük Birlik Partisi’nin, hem süreci doğru okumaya, hem de süreci hızlandırmaya ve kirli oyunlara bir defa daha teşebbüs edilmemeye yönlendirici çağrısını not edelim..

“Bu görüşmeleri yapan heyet (DEM), bu açıklamayı yapsın: ‘PKK silahlı bir terör örgütüdür ve silahını bırakıp devlete teslim olsun’ desin. Biz ondan sonra görüşürüz.”

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’nin bu açıklaması, sürecin doğru yürümesi açısından da, kimsenin kimseye kazık atma niyetinde olunmadığını ispatlama açısından da çok önemli..

Cumhuriyet, her zamankinden çok daha güçlü şekilde terörü bitirme azminde olduğu şu dönemde, “Cumhuriyeti yıktırmayacağız” diyerek gerçekleri çarpıtmaya çalışan Müsavat Dervişoğlu’na çağrımız şu olsun: 

“PKK sizi tükrüğü ile boğar” diyen adamların seçim hakkını savunan, görevden alınmalarının hukuksuz olacağını söyleyen Cumhur İttifakı üyeleri değil, birebir sizdiniz..

Oturun oturduğunuz yerde, bu milletin sabrını taşırmayın..

Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit Gazetesi