“İnsanda utanma olmalı” demiş, atalarımız.

“Her şeyin başı, utanmadır” demiş büyüklerimiz..

Bunlarda utanma yok ki, “Yavaş, emekli Sefer amcaya bakıyor” diye başlık atıyorlar.

Ebru Gündeş’e iki saatlik konser için 45 milyon TL ödeme yapan. Sonrasında da utanmadan “kaşe fiyatı belli” diyen Mansur Yavaş.

SGK’ya 6 milyar TL prim borcunu ödememekte ısrar eden Mansur Yavaş.

Suçunu örtbas etmek için..

Sözcü’nün yetkilisini aramış, “Bana bir manşet desteği verin” demiş..

“Karşılığı/bedeli hazır ise, tabii ki” cevabını almış..

“Ama biraz da, göze batmasın, vereceğimiz destek” denilmiş..

Mansur da eski defterleri karıştırmış, “Buldum, buldum” demiş ve Ankapark’ın defalarca yalanlanan rakamlarını bir daha Sözcü’ye haber yaptırılmış..

 Ankapark’ı tam faaliyete geçireceği bir aşamada, görevden ayrılan Melih Gökçek’i mi suçlamamız lazım?

Yoksa, yapılıp bitirilmiş bir oyun parkını bile işletmekten aciz olduğu tescillenmiş Mansur Yavaş’ı mı?

“Bir dinazorun bedeli şu kadar” diyerek, daha önce onlarca defa yalanlanan palavrayı bir defa daha manşete taşımışlar..

Fiyatın yüksekliği doğru ise, onu da tartışırız. Ama bitirilmiş bir eğlence merkezini açamamak, işletememek, kaç belediye başkanına nasip olabilir?

O başkanlardan birisi, Mansur Yavaş..

O işletmeyi açamayan Masur Yavaş ve uzantısı medya organları, suçunu, bir emekliye verdiği 1.000 TL yardım ile kapatmaya, hatta bunun üzerinden caka satmaya kalkıyor.

O emekli Sefer amcaya, SGK’nın ödediği miktar 12,500 TL iken..

Mansur’un ödediği ise sadece 1,000 TL.

Biliyorum, goygoycular hemen itiraz edecekler..

“Ama 12,500 TL, emeklinin zaten hakkı.”

Sefer amcanın çalışma süresini çıkartın, biz de görelim hakkı mı, değil mi? Ak Parti, 12.500 TL o emekliye vermek için, fazladan ne destek sağlıyor, birlikte görelim..

Daha önemlisi, Mansur Yavaş’ın ödemediği SGK primlerinden 6 milyar TL’lik borcu da söyleyin, sonra konuşalım, 12,500 TL her ay ödeme yapılan Sefer amcaya, 2024’te 1,000 TL, şimdi ise iki misline çıktı deyip, matematik de bilmiyor olmalısınız ki, 1,500 TL ödeme yapıyorsunuz.

Mansur Yavaş, prim borçlarını ödeyecek ki..

Sefer amcaya da SGK’dan daha yüksek maaş ödensin.

Mansur, SGK borcunu ödemiyor, ödemediği 6 milyar TL yerine, üç kişiye 1.000 TL dağıtıp, sanki kendi cebinden ödemiş gibi, caka satıyor.

Bunu, Sözcü’ye de manşet yaptırıyor..

Ne karşılığında?

Çıksın Sözcü’nün yayın kurulu üyeleri, söylesin, “Biz dürüst habercilik adına bu haberi yaptık” desin..

Diyebiliyorlarsa, eğer..

“SGK primlerini ödemiyoruz. Bu parayı kullanıyoruz. Zaten herkeste, prim borçları için af çıkar düşüncesi var. Biz de onun için SGK prim borçlarımızı ödemiyoruz” diyen adam, Sefer amcaya 1.000 TL ödeme yapıyorsa, o amcanın da çıkıp, “Ben haram para yemem. Siz ödemeniz gereken prim borçlarınızı ödemeyip, o paradan bana ödeme yapıyorsanız, bu haram paradır.. Ben istemiyorum” demesi gerekir..

Ama nerde?

Mansur Yavaş çıkıp caka satıyor.

Sözcü manşet atıyor..

Sefer amca nereden bilsin, her ay aldığı 12,500 TL’nin çıktığı kasaya Mansur Yavaş’ın koyması gereken 6 milyar TL’nin ödenmeyip, ucundan 1.000 TL’nin kendisine sus payı olarak verildiğini, 35 milyon TL’nin de, Ebru Gündeş’e aktarıldığını..

Sefer amca gerçeği bilmez..

Sözcü de, Sefer amca ile birlikte, binlerce insana böyle algı yapar.

Son günlerde küfürbaz teğmenleri sınavsız işe alan Mansur Yavaş köşeye sıkıştığı için, yandaş gazetelere bu haberleri yaptırarak, kendisini temize çıkartmaya çalışıyor..

Sözcü, Mansur Yavaş’a yağcılık yaparken..

Altılı masanın diğer bileşeni Karar da, girdiğimiz üç ayların hatırına da olsa..

“Yalan yazmayalım. İftira atmayalım” diyeceğine..

Dün manşetten Diyanet’e saldırıyor:

“Diyanet, İlahiyata karşı” diyor..

Niye bunu söylüyor?

4 bin yeni imam hatip alınacakmış. Bunların 1,500’ü lise mezunları içinden kontenjan verilerek alınacakmış.

İmam Hatip mezunları başvurabiliyor. Lise mezunları başvurabiliyor. İlahiyat mezunları başvurabiliyor..

İmam Hatip veya liseden mezun olan, ve sonrasında İlahiyat’a da giden herkes, zaten hak sahibi..

Bu durumda, “Diyanet, İlahiyat’a karşı” diyebilir misiniz?

Diyemezsiniz..

Peki, İmam Hatip mesleği için lise mezunlarına tanınan kontenjanın sebebi ne?

Onu da başlıktan anlamıyoruz ama.

Spotta, Karar gazetesi kendisi yazmış:

“Hafız olmaları şartı ile.”

İmam Hatip Lisesi’ne gitmemiş olsa bile, lise mezunu olan, ama aynı zamanda hafızlık yapmış kişilere, kontenjan tanınmış.

Bunu, “Diyanet, İlahiyat’a karşı” diye manşet yapmak, hani vicdana, hangi hukuka sığar..

Ki, bu arkadaşlar, AK Parti’yi beğenmeyip, “Etik siyaset yapmak gerekir. Adaletli olmak gerekir. Hukuktan asla şaşmamak gerekir” diyerek, kendilerini dört dörtlük hukuka bağlı oldukları izlenimi vererek Gelecek Partisi’ni kurdular, Karar gazetesini çıkarttılar.. 

Dürüstlük sözde..

Yalan ise, sahtekarlık ise, algı ise, gırla..

Ve ne yazıktır ki, konuları anlamayan, ayak üstü görüş serdeden profesör unvanlı kişiler de, siyasi fitne peşinde koşan bu Kararcıların oyuncağı oluyor.. Manşetten, Prof. İbrahim Maraş’ı konuşturmuşlar, o da sormuş: “Diyanet, hangi amaçla lise mezunu alıyor” demiş..

Cevabı üç kelimelik: “Hafız oldukları için”

Bir de Cumhuriyet’ten yalan haber örneği verelim.

Mansur Yavaş’ın propaganda merkezi, Sözcü’ye verdiği yalanları, Cumhuriyet’e de aynı gün vermiş olmalı ki, farklı bir muhabir, aynı yalanlarla birinci sayfa haberi yapmış..

Ankapark için yapılan oyuncak alımında, önce fiyat dolara çevriliyor, sonra bugünkü TL-Dolar arasındaki dengesizliği istismar ederek, tekrar ondan buna, bundan ona değer çevirmeleri yapılıp, ortaya acayip farklar çıkartılıyor..

Deniyor ki, o oyuncaklar, yıllar önce alınan fiyatın üçte birine, bugün satılıyor..

Mansur Yavaş bir avukat..

İddia ettiği gibi, Çin’li firma, bugünkü fiyatına göre, yıllar önce üç misli fiyatla o ürünleri satmış ise..

Açsın bir dava, “Melih Gökçek’i kazıklamışsınız. Ama para Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin parası. Ben de belediyenin yeni başkanıyım” desin.. Görelim bakalım, attığı palavralar doğru mu, değil mi?

Değil üç misli..

Bir ürünün fiyatı, % 30-40 gibi fazla olsa bile.. Hukukta gabin diye bir kavram vardır.. Açarsınız davanızı. İspat edersiniz iddianızı. İptal edersiniz, alım satım akdini..

Haydi Mansur, görelim boyunu..

Görelim hukukçuluğunu..

Teğmenleri sınavsız işe almaya benzemez bu..

Cumhuriyet’e ve Sözcü’ye, para karşılığı yalan haber yaptırmaya da benzemez bu..

Aç davayı, akit’te manşet yapmazsak, o zaman “sen haklıymışsın” diyeceğim. Ama açamadığın dava üzerinden, yalanlarla, algı yapıyorsan, milleti kandırmaya çalışıyorsan..

Bu yaptığına algı operasyonu denir..

Nokta.

Yeni Akit