Kırmızı kartları kimler hak ediyor?
- GİRİŞ10.01.2025 08:52
- GÜNCELLEME10.01.2025 08:52
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, önce merakları uyandırmak için, “büyük sürpriz bir açıklama yapacağı”nı duyurmuş..
Ardından da, sürpriz olarak açıklaya açıklaya, siyasi iktidara “kırmızı kart gösterdiği”ni açıklamış..
Ne yaptı siyasi iktidar ki, kırmızı kart gösteriyorsunuz?
Suriye’de Esed devrini bitirdi.. Bunun için mi kırmızı kart gösteriyorsun, Özgür Özel?
Ne yaptı siyasi iktidar, Suriye yönetimi ile Deniz Yetki anlaşması yapıp, çevre ülkeleri ters köşe yaptı.. Bunun için mi, kırmızı kart gösteriyorsunuz?
CHP’de siyaset yapan emekli generaller, Esed devrildikten sonraki ilk günlerde bile, “Geçmiş ola, Suriye’nin dört parçaya belki de beş parçaya ayrılması, artık kesinleşti. Güneyimizde artık Suriye diye bütün bir devlet yok” dediler. Ama o günden sonra, Suriye’nin bölünmesini gerçekleştireceğini sandıkları YPG, Tel Rıfat’ı terketti, Münbiç’i terketti, Deyr-i Zor’a el veda dedi.. Bunun için mi, siyasi iktidara kırmızı kart gösteriyorsunuz?
Özgür bey illa kırmızı kart göstermek istiyorsa, YPG’yi cesaretlendirecek şekilde “Suriye bölündü bile” diyen yardımcısı Yankı Bağcıoğlu’na gösterebilir..
“Terör devleti çoktan kuruldu” diyen partisinin üyesi emekli amiral Türker Ertürk’e gösterebilir..
Suriye’ye sıkışıp kalmayalım..
Halkın inançları ile kavgalı Turhan Selçuk için “Kültür evi” açan Ekrem İmamoğlu’na kırmızı kart gösterebilir..
Adalar’da “Azmanbüs istemiyoruz” diye bağıran vatandaşı “Abi sesin çok detone” diyerek halkı tahkir eden Ekrem İmamoğlu’na kırmızı kart gösterebilir..
Kırmızı kart gösterilecek o kadar çok adam var ki, bu ülkede..
Ekrem İmamoğlu’na yalakalık yapacaklar diye, haftada bir, 4 sayfa belediye çalışmalarının haberleştirilmesi adı altında reklam alacaklar diye, açılmış ihaleye fesat karıştırma davasını, “Siyasi yasak davası” diye tanımlayan Cumhuriyet gazetesine, kırmızı kart gösterebilir..
Hatırlatabilir kendilerine, Özgecan’a tecavüz etmek isteyip, direnç ile karşılaştığı için kızcağızı hunharca öldüren minibüs şoförüne de, siyasi yasak kararı verildi. Narin’in öldürülmesinde rol aldıkları için birden fazla kişiye ceza verildi, onlara da siyasi yasak getirildi.. Daha net söyleyelim.
Devletin valisine “İt” deyip, sonrasında “basit” dedim numaraları yapmadan, açık açık ve basit basit söyleyelim..
Kasten işlenen her suçtan dolayı, hapis cezası alan her kişi, ceza süresi kadar siyasi yasaklı hale geliyor..
Tecavüzcü de öyle. Katil de öyle. Hırsız da öyle. Dolandırıcı da öyle. İhaleye fesat karıştıran da öyle.. İşkenceci de öyle..
İşkenceci için açılan davaya, “Siyasi yasak davası” diyor musunuz?
Demiyorsunuz..
Tecavüzcüye açılan davaya, hırsıza açılan davaya, rüşvet alana açılan davaya, “Siyasi yasak davası” diyor musunuz? Demiyorsunuz!
O zaman, “İhaleye fesat karıştırma” sebebi ile açılan davada sanık Ekrem İmamoğlu olunca, niye davanın ismini “Siyasi yasak davası” olarak değiştiriyorsunuz?
Alın size, bir de değil iki kırmızı kartlık kural ihlali, ilkesizliğin zirveye çıktığı ahlaksızlık örneği.
Kırmızı kart gösterecek yer arayan Özgür Özel’e hatırlatalım, kendisi de o kartı çoktan hak etti.
31 Mart seçimleri öncesinde DEM ile kent uzlaşısı yapan, şehid ailelerine bunu sorma ihtiyacı hissetmeyen Özgür Özel.. Şimdi tam da PKK’nın kendisini lağvetme ihtimali ortaya çıktığında, bunu engellemek için, kendi yüzü de tutmadığından, şehid ailelerini kendisine kalkan yapıyorsa. “Şehid ailelerine soracağız” diyorsa, bu tam kırmızı kartlık bir hareket değil midir..
Ki aynı kırmızı kartlık hareketi, Ekrem İmamoğlu da sergilemiş.. 31 Mart’ta, Büyükşehir’de kendisine oy vermeleri için, Esenyurt’u HDP’li Ahmet Özer’e bırakan, Sancaktepe’de HDP üyesi bir bayanı, ki teröristbaşı Apo’nun doğum günü için pasta kesen bir bayan bu.. Bu bayanı belediye meclis üyesi gösterip, seçtirten Ekrem İmamoğlu, şimdi PKK’nın silah bırakma ihtimali olan ve önümüzde yapılacak ilk seçimden en az 3 sene önceki bir adımı, “Seçim sandığına bağlarsanız olmaz” diyerek, sanki PKK’nın lağvedilmesini sandığa bağlamak isteyenler varmış gibi gösterirseniz, bu tam kırmızı kartlık bir harekettir.
Sosyal Demokrat olduğunu iddia eden CHP, Suriyeli göçmenleri hemen sınırdışı edeceklerini ilan ede partilerle ittifak yaptı. Yetinmedi, kendisi de, Cumhurbaşkanı seçimini kazandıkları takdirde, hemen ertesi günü, Suriyelileri sınırın ötesine koyacaklarını açıkladı..
Bir kırmızı kart ile biter mi, bu vicdansızlığın cezası?
Bir kırmızı kart, üç maç ceza bile yetmez.. Ömür boyu seçim dışı kalmayı gerektirir, bu suç..
CHP’li belediye başkanı Tanju Özcan, “Ruhsatlarını iptal ettim. Hukuksuz olduğunu biliyorum. Dava açsalar, kazanırlardı. Baktım dava da açmıyorlar, suyun fiyatını onlara 10 katı yaptım” vicdansızlığına imza attı..
Kaç kırmızı kart göstermeniz lazım, bu ahlaksızlığa?
Üç, beş, on.. Yeter mi sizce?
Önümüzdeki 10 yılın değil, 100 yılın, hatta 1000 yılın vicdansızlığı bu..
Ve vicdansızlık, ayrımcılık, insanlığa karşı işlenmiş suç açık açık itiraf edilmesine rağmen.. Bu alçak adamın üyesi bulunduğu CHP henüz bir disiplin soruşturması başlatmadı..
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, dün açıkladı.. Bir ay içinde, 52 bin 622 Suriyeli ülkesine geri dönmüş..
Bu geri dönüşlerin, giderek hızlanacağı ihtimalini bir kenara bıraksak bile.. Aynı hızla geri dönüşler sürse dahi...
Bir yılda 626 bin Suriyeli geri dönecek demektir..
“Geldiler, yerleştiler, artık asla geri dönmezler” diyenler..
Türkiye’nin demografik yapısı bilerek değiştiriliyor. Bu Amerika’nın oyunu. Sİyasi iktidar da bunu kabullenmiş durumda” diyenler..
Şimdi kırmızı kartı hak etmiyor mu?
Bir kırmızı kartı da, İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu hak etmiyor mu. Selahattin Demirtaş sabah kahvaltısına gelirse, buyur edeceğini söyleyen o dönemki genel başkanı Meral Akşener’e itiraz etmeyen.. Teröristbaşı Apo’nun heykelini dikme sözü veren Demirtaş’a evinde kahvaltı sunacak Akşener’e ses etmeyen Dervişoğlu.. Şimdi PKK’nın lağvedilme ihtimali olan bir süreçte, DEM’li üç vekile randevu vermemesi, riyakarlık değil midir? Kırmızı kartlık hareket değil midir?
Fırıldak Kubilay’ı aratacak şekilde, MHP’de başladığı siyasette şimdi girip istifa ettiği parti sayısını kendisinin de belki bilmeyeceği kadar dolaşan Cemal Enginyurt gibi isimlerin, hâlâ dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ilişkin dosyalarının sümenaltı edilmesi, kendilerini eleştirenlere dava açıp kazanmaları, ama onlara dava açılma imkanının olmaması, dokunulmazlık zırhına bürünüp, davaları önlemeleri, kırmızı kartlık hareket değil midir?
Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit Gazetesi
Yorumlar5