Tanju Özcan niçin yargılanmalı?

  • GİRİŞ24.01.2025 07:56
  • GÜNCELLEME24.01.2025 07:56

Bugün biraz teknik yazalım..

Sizi sıkmamaya çalışalım, bunun için maddeleri kısaltalım.

Ama özü de verelim.

Konuyu da sizlere aktarmış olalım..

Konumuz 78 insanımızı kaybettiğimiz Kartalkaya faciasında, “Kim neden sorumludur”, sorusuna cevap aramak..

Konumuz yangın. Konumuz, yangına karşı alınacak tedbirler.. Tedbirlerin takibi. Denetimi..

Bu konuların hemen tamamı,“BİNALARIN YANGINDAN KORUNMASI HAKKINDA YÖNETMELİK’ ile düzenlenmiş.

Birinci madde “Amaç” başlığını taşıyor:

“Bu Yönetmeliğin amacı; kamu kurum ve kuruluşları, özel kuruluşlar ve gerçek kişilerce kullanılan her türlü yapı, bina, tesis ve işletmenin, tasarımı, yapımı, işletimi, bakımı ve kullanımı safhalarında çıkabilecek yangınların en aza indirilmesini ve herhangi bir şekilde çıkabilecek yangının can ve mal kaybını en aza indirerek söndürülmesini sağlamak üzere, yangın öncesinde ve sırasında alınacak tedbirlerin, organizasyonun, eğitimin ve denetimin usul ve esaslarını belirlemektir.”

Düzenlemede, “ne yapalım da, otel sahiplerine devlet imkanlarını peşkeş çekelim, ne yapalım da insan canını önemsemeksizin, patronlara daha fazla para kazandıralım” diye bir amaç, sözkonusu değil..

İkinci madde, “kapsam” başlığını taşıyor..

“Turizm Bakanlığı, yangına karşı tedbirlerde mahalli idareleri devredışı bıraktı” vesair söylemleri aklınızda tutarak, kapsam maddesini okuyalım:

“Bu Yönetmelik;

a) Ülkedeki her türlü yapı, bina, tesis ile açık ve kapalı alan işletmelerinde alınacak yangın önleme ve söndürme tedbirlerini, b) Yangının ısı, duman, zehirleyici gaz, boğucu gaz ve panik sebebiyle can ve mal güvenliği bakımından yol açabileceği tehlikeleri en aza indirebilmek için yapı, bina, tesis ve işletmelerin tasarım, yapım, kullanım, bakım ve işletim esaslarını, kapsar.”

Düzenlemede insan canına verilen değerin izdüşümlerini, çırpınmayı hissediyor musunuz?

Tehlikeleri en aza indirme gayesinin nasıl tekrarlandığını görüyor musunuz..

Ve yavaş yavaş sadede geliyoruz:

“Genel sorumluluklar ve yasaklar” başlığını taşıyan 7. maddedeyiz: “(1) Herhangi bir yerde kontrol dışı ateş yandığının veya duman çıktığının görülmesi hâlinde, itfaiyeye haber verilir.”

Dikkat buyrun, “Kültür Bakanlığına haber verilir” denilmiyor.. “İtfaiye” deniyor.

“Ama hep itfaiyeye iş yükleme var. Hiç yetki verme yok” diyeceklere, hemen aynı maddenin devamını aktarıyorum:

“(5) Binada yangın çıkması hâlinde olaya müdahale eden acil durum ekipleri mahalli itfaiye teşkilatı amirinin olay yerine gelmesinden itibaren onun emrine girerler ve ona her konuda yardım etmek mecburiyetindedirler.”

Yangın çıkan mahallin en yetkilisi, deyim yerinde ise, cumhurbaşkanı değil, general değil, vali değil, itfaiye teşkilatının amiri..

Mahalli itfaiye teşkilatının, belediyeye bağlı olduğunu söylememe gerek yok, sanırım.

Yetki mahalli idarenin itfaiye teşkilatında..

Bazı kardeşlerimiz, “bunların hepsi, yangın çıktıktan sonraki hususlar. Tedbirleri alma konusunda, denetim konusundaki yetkilileri aktar” diyecekler..

Buyrun, “Denetim” başlığı altındaki, gündemdeki Bolu Belediye Başkanı’nın hiç bahsetmediği 131. madde: “(1) Bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanıp uygulanmadığı aşağıdaki şekilde denetlenir:

a) Özel yapı, bina, tesis ve işletmeler, mahalli itfaiye teşkilatı ile bunların bağlı veya ilgili olduğu bakanlık ve kamu kurum ve kuruluşlarının müfettişi, kontrolör veya denetim elemanları tarafından denetlenir.” 

Demek ki ne imiş, Kartalkaya Grand Otel’in de dahil olduğu tüm binaların denetimi, bu madde gereği, öncelikle mahalli itfaiye teşkilatı tarafından yapılırmış. Yok öyle, “bir tarihte bir şeyler olmuş, bir işyeri açılmış.. 15 yıldır ne selam, ne aleykümselam..”

“Mahalli itfaiye teşkilatı” ifadesinden sonra, “ile” bağlacı ile bakanlıklara verilen yetki, en başta zikredilen itfaiyenin yetkisini asla kaldırmaz.. Mahalli İtfaiye teşkilatında denetimde bir eksiklik var ise, bakanlık elemanları da, onu tamamlar.. Bakanlık elemanları, mahalli İtfaiye teşkilatını bypass edemez..

Tam da Bolu Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü’nün yaptığı gibi, eksiklikler için süre verilmesi de bu maddede yazılı: “Denetim sonunda eksik bulunan ve giderilmesi istenilen aksaklıklar ile talep edilen önlemlerin öngörülen uygun süre içerisinde ilgililerce yerine getirilmesi mecburidir.” 

Bu durumda, Bolu Belediyesi’nin denetim yetkisinin/görevinin dayanağını vermiş olduk mu?

Dahasını da verelim. 

Hani diyorlar ya, “Dilekçeyi verenler, ‘Bizi denetleyin’ diyenler, denetimde bir sürü eksiklik çıkınca, dilekçelerini geri çektiler..  Biz ne yapalım” diyorlar ya..

Belediyeye, “Bakkal Ahmet Ağa’nın dükkanı” muamelesi yapmaya kalkıyorlar ya..

Böyle bir geri almanın olamayacağını, maddenin devamındaki şu ifade yasaklıyor:

“Denetim yetkisini haiz kişiler, kurum, kuruluş ve müesseselerin denetim sonuç raporlarını; bağlı veya ilgili olduğu bakanlık, müsteşarlık, genel müdürlük veya başkanlıklarına gönderir.”

Yani, denetlediğiniz yerin raporunu, veya sonucunu, veya sonuçsuzluğunu, veya tespit ettiğiniz eksikliklerin saklanması amacı ile dilekçeyi geri alma işlemini, gizleyemezsiniz..

Daha basit anlatalım..

Mahalli İtfaiye teşkilatı, yani Tanju Özcan’ın dayı oğluna bağlı itfaiye elemanları geldi, 8 tane eksiklik tespit etti..  “Yangın merdiveni olmadığı”nı gördü.. Bu otelde bir yangın çıkarsa, insanlar ölür, bunu öngördü..

Ama.. “Bana neee.” dedi..

Olur mu?

Olabilir mi?

Aynı yönetmeliğin “Son Hükümler/Yönetmeliğe aykırılık hâlleri” başlığında bu konu düzenleniyor:

“MADDE 168- (1) Bu Yönetmelik hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında, aykırı hareketin suç veya kabahat teşkil etmesine göre 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 5236 sayılı Kabahatler Kanunu hükümleri uyarınca işlem yapılır.”

Yani, yönetmelikte yer alan yangın merdiveninden başlayın, alarm sistemine kadar, alınmayan tedbirlere rağmen müşteri kabul edenler başta olmak üzere, eksiklikleri gördüğü halde yetkilileri uyarmayan, suç duyurusu yapmayan, tuttuğu raporu gizleyen herkes yargılanmalıdır..

Yeni Akit

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat