Baban mı Kıbrıs’ta işçiydi, annen mi?
- GİRİŞ25.02.2025 08:13
- GÜNCELLEME25.02.2025 08:13
Olaya aileyi karıştıran ben değilim..
Ekrem İmamoğlu’nu savunurken, babası Hasan İmamoğlu, durduk yerde “11 kişi daha nakil yapmış” demişti..
Hasan İmamoğlu’nun tam ifadesini verelim, haksızlık olmasın:
“Yatay geçiş yapan sadece benim oğlum değildi. O zaman aynı fakülteden sanırım bir hafta - 10 gün içinde yaklaşık 11 kişi daha nakil yapmış. Bu nakiller şahsa ait bir durum değil. Yasadışı bir durum söz konusu değil. İki üniversite arasında yapılan bir geçiş. Ayrıca bu oğluma özgü bir durum da değil.”
Baba konuyu iyi biliyor..
Üniversite çağındaki bir gencin müteahhit babasının bileceğinden daha fazlasını biliyor ve diğer nakil yapanlarla birlikte ayrıntısını hatırlıyor..
Hasan İmamoğlu’nun bu sözlerini “Böyle bir çıkış, 11 kişinin daha olduğunu söylemek niye ki?” diye merak etmiş, o tarihlerde not almış, ama arka planını da bulamamıştım..
Şimdi Ekrem İmamoğlu’nun usulsüz yatay geçişine giydirilen sözde hukuki kılıf, yavaş yavaş ortaya çıkıyor gibi..
Meğerse, 2020 yılında bir vatandaş, CİMER’e başvuruda bulunmuş.. CİMER de İstanbul Üniversitesi’ne göndermiş, "şu dilekçeye bir bakın, vatandaşa cevabını verin" demiş.
İstanbul Üniversitesi de, İşletme Fakültesi Dekanlığı ile irtibata geçip, dekanlıktan şu cevabı almış:
“.. Ekrem İmamoğlu, 1990 yılında ilan edilmiş olan yurt dışı (2. sınıf) yatay geçiş kontenjanına başvurmuştur.”
Hikaye faslının sonrasında, dekanlık cevabında sadede geliniyor:
“Yükseköğretim Kurumları Arasında Önlisans ve Lisans Düzeyinde Yatay Geçiş Esaslarına ilişkin Yönetmeliğin 11. maddesinin değişik 07 mart 1990 tarih ve 20454 sayılı ..”
Cümledeki değişik kelimesi bold yapılmış ve altı da çizilmiş.
“Boşuna yorulmayın, önce yönetmelik uygun hale getirildi, sonra yatay geçiş yapıldı..” denilmek isteniyor..
İşte tüm ayrıntı burda..
Peki ne olmuş, değişiklikte?
Ne olmuş ki, dekanlık hem bold yapıyor, hem altını çiziyor..
Ve, değişiklik maddesine atıf yaptıktan sonrası dekanlığın cevabında, "nanik" dercesine durum şöyle aktarılıyor: “(...) kapsamında değerlendirilmiş ve kabul koşullarını yerine getirerek kayıt olmuştur.”
Ben isterdim ki, Ekrem İmamoğlu, yönetmelikteki hangi değişiklikten yararlanarak, hangi kapsamda, dilekçesine ek olarak verdiği hangi evraklar sayesinde bu yatay geçişi yaptırdı, kendisi açıklasın.
O açıklamıyor.
Gizliyor..
İsterdim ki, milyonlarca öğrencinin haklarını koruması gereken rektörlük, yine aynı şekilde dekanlık, Ekrem İmamoğlu’nun dosyasındaki tüm dilekçe ve diğer evrakı açıklayıp, kamuoyunu bu kadar meşgul etmeden, gerçekleri paylaşsın.
Yapmayanlara hatırlatayım, gizleyenlere söyleyeyim..
Siz de soruşturmadan kendinizi kurtaramazsınız..
Peki nedir, Ekrem İmamoğlu’nun yararlandığı değişiklik düzenlemesi..
Yönetmeliğin eski şekli 9 satır iken, değişiklikten sonraki hali, 11 satıra çıkıyor..
Maddenin ilk cümleleri aynı..
Her ikisi de, “Yabancı ülkelerdeki yükseköğretim kurumlarından” diye başlıyor..
Devamında, eskisinde de, yenisinde de, ilk üniversitede iki yarıyıl okumuş olma şartı var. Yine iki yönetmelikte de, eskisinde de yenisinde de.. “Yıl sonu sınavlarında başarılı olma şartı” var.
Sonrasında değişen bölüme sıra geliyor..
Değişen hususlardan birisi, önceki yönetmelikte, yönetmeliğin 5 ve 6. maddedeki şartların aranmayacağı belirtiliyor. Yeni düzenlemede ise, aslında öğrencilerin aleyhine gibi görünen “5 ve 6. maddedeki şartlar aranır” hükmü yer alıyor..
Dolayısı ile, aslında yeni yönetmelik maddesinde, öğrencilerin aleyhine bir durum getirildiğinden, Ekrem beyin daha sonraki yönetmelikten yararlanarak, bir hak elde etmesi mümkün değil. Maddedeki bu değişiklik cümlesini geçiyoruz..
Bir başka değişiklik var ki, o çok önemli..
Evvelki yönetmelikte, yatay geçiş yapabilme hakkı, sadece kamu görevlilerinin yakınları için getirilmişti..
Kamu görevlilerinin, devletin emri ile yurtdışına gitmeleri dikkate alınarak, “Çocuk da mecburen, yurtdışında bir üniversiteye kaydolmuş ise. Annesi veya babası, devletin emri ile ülkeye döndüğünde. Çocuk orda nasıl kalsın” mantığı ile.. Kamu görevlisi, Türkiye’ye atandığında, çocuklarının da, belli şartlar çerçevesinde yatay geçiş yapabileceği maddede düzenleniyordu..
Yeni yönetmelikte ise..
Şimdi gelin hep beraber buraya..
Bam teline basmak üzereyiz..
Galatasaraylılar buraya Fenerbahçeliler buraya.. Beşiktaşlılar buraya..
Kamu görevlilerine ilaveten..
Yeni yönetmelikte, “işçi ise kesin dönüş yapması halinde” ifadesi yer alıyor..
Yani daha önce sadece kamu görevlilerinin çocukları için verilen bir hak, 1990’daki değişiklik sonrasında, anne veya babadan birisi işçi ve Türkiye’ye kesin dönüş yapıyorlarsa, bu durumda da aynı yatay geçiş hakkının tanınacağı belirtiliyor..
Eski yönetmelikte hiç olmayan, yeni yönetmelikle ilk defa gelen düzenleme işte bu..
Şimdi soru şu..
Eski yönetmelik ile, yeni yönetmelik büyük oranda aynı iken..
Değişen husus sadece, işçi çocuklarına getirilen bir hak iken..
Ekrem İmamoğlu, yeni yönetmelikten nasıl yararlandı.
Yönetmelik değişikliğinden yararlanarak yatay geçiş yaptığını, ben söylemiyorum, İstanbul Üniversitesi, İşletme Fakültesi dekanlığı söylüyor. Bunun altını çiziyorum..
Ve soruyorum:
Bizim bildiğimiz, Ekrem beyin babası müteahhit. Annesi ev hanımı..
Nasıl olabilir de, yönetmelikte tek dişe dokunur değişiklik “işçi kesin dönüşü”nden yararlanabilir?
Buyursunlar cevap versinler.
Olay, baba ve anneyi de işin içine karıştırarak, evrakta sahteciliğe, aslında Kıbrıs’ta çalışmadıkları halde, çalışıyor gibi görünmeye mi gider?
Yoksa, işin içinde başka ayrıntılar mı var, 5 Mart’ta savcıya gidecek olan Ekrem beyin açıklaması bekleniyor..
Benim tahminim, Ekrem bey rapor alacak..
Dikkat edin..
Sabah evinden alınanlara, “Çağırsanız gelirler” diyenler..
3 aydır kızılca kıyamet kopuyor, yatay geçişin arka planını açıklamıyorlar.
Günler sonrasına çağrı yapılıyor, “Gel anlat” deniyor..
O gün de, Ekrem bey ya İstanbul dışına çıkacak. Ya da rapor alacak..
“Bir gün, bir gündür” diyerek, savcılığı oyalamaya çalışacak.
“Amma kötü niyetlisin” demeyin..
Defalarca reddi hakim yaptığı hakim, atama döneminde başka ile gönderildiğinde, bu Ekrem ne yapmıştı biliyor musunuz:
“Hakime istedikleri kararı verdiremeyeceklerini anladılar, sürgün ettiler.”
Reddi hakim isteyip, “Bu hakim önyargılı. Beni mahkum edecek. Benim davama bu hakim bakmasın” diyen sen..
“Beni mahkum etmeyecek diye bu hakimi sürgün ettiler” diyen de Sen!
Şunu da hatırlatayım..
Ekrem İmamoğlu’nun diplomasındaki ihlallerde; aynı yönetmeliğin eski şeklinde de yeni şeklinde de aynen duran 7. maddesindeki “Bir öğrencinin, bulunduğu yükseköğretim kurumuna girdiği yıldaki puanı, naklen gitmeyi arzuladığı kurumun taban puanından yüksek olması” kuralına aykırılığa hiç girmedik daha..
Yeni Akit
Yorumlar6