Tülay Hatimoğulları’nı kim konuşturuyor!

  • GİRİŞ07.03.2025 09:12
  • GÜNCELLEME07.03.2025 09:12

Teröristbaşı Abdullah Öcalan, “tüm gruplar silah bırakmalı” dese de..

Sırrı Süreyya Önder, “YPG, YPJ gibi örgütler, ‘Öcalan ilhamıyla’ kuruldu. Yapılan çağrı PKK ana odaklı olsa da diğer örgütler de bu çağrıya uyabilir” dese de..

Arkasında emekli amiral Türker Ertürk olmalı ki..

Çünkü Türker Ertürk, o yönde açıklamalar yapıyor. Apo’nun çağrısının Suriye’deki örgütleri kapsamadığını iddia ediyor..

Türker Ertürk’le ya direkt emir alarak, veya ondan esinlenerek DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları da açıklama yapıyor:

“Abdullah Öcalan’ın mesajı Suriye’de bulunan grupları kapsamaz. Çağrı metninde Suriye Demokratik Güçleri geçmiyor. Metinde geçmeyen bir şeyi bizim söyleme yetkimiz de yok. Öcalan, PKK’ya çağrısını yaptı.”

Şimdi merak ediyorum..

Bir siyasi parti görünümlü örgütün tepe noktasındaki isim, terör örgütlerine yapılan “silah bırakma çağrısı”nı niye daraltmaya çalışıyor..

Öcalan’ın çağrısının içinde, “Tüm gruplar” deniyor.. Dolayısı ile PKK dahil, onun bağlantılı olduğu diğer örgütleri de aynı kapsamda görmemizi engelleyen ne var?

Eğer amacımız gerçekten bir barış ise..

Arada, Fatih Altaylı abilerinin, “Çok ucuza gittiniz. Hiçbir şey almadan, silah bırakma çağrısı olur mu” dercesine, “Pazarlık mutlaka vardır” açıklaması, Tülay hanımı cesaretlendirmiş olmalı..

Cesaretlendirmiş olmalı ki, “PKK’nın silah bırakması için hiçbir şey isteyemedik.. Bari Suriye’dekiler üzerinden bir şeyler isteyelim” pazarlığını açık tutmaya çalışıyor..

Ama bunu yaparken, belki farkında, belki farkında değil.. Kendi suçunu itiraf ediyor..

Ben şimdiden hatırlatayım.

Olur ya, PKK yine yan çizerse..

Yamuk yaparsa..

Silahları bırakmazsa..

Sayın Devlet Bahçeli’nin de, Sayın Tayyip Erdoğan’ın da sözü, “Silahları ile gömülecekleri” yönünde..

İsterim ki, silahlarını kendileri gömsünler. Teslim olsunlar..

Ama, silahları gömmediklerini varsayalım..

O zaman, silahlarını gömmemeleri için ayak sürten, “Ona demedi, buna dedi” türünden söylemlerle işi sekteye uğratan kim var ise..

Onlardan da o söylemlerinin hesabı sorulur..

Nasıl ki, Selahattin Demirtaş’a, çözüm süreci içinde iken, Kobani olayları üzerinden yaptığı konuşmalar, halkı sokağa çağırmalar sebebi ile davalar açıldı ve bu sebeple cezaevine konuldu.

Tülay hanım da, Fatih Altaylı’nın verdiği akıl ile “pazarlık yapalım” demeye çalışırken..

Yarın silah bırakma çağrısını sabote ettiği cümleleri sebebi ile hesaba çekilebilir..

Tülay Hatimoğulları’nın sözlerinin bir başka önemli yanı da, kendisinin terör örgütü içinde bir hiyerarşik statüsü varmış görüntüsü vermesi..

Ne diyordu Tülay hanım:

“Öcalan’ın mesajı Suriye’de bulunan grupları kapsamaz.”

Savcı bu bayanı çağırsa ve sorsa: “Öcalan’ın çağrısının Suriye’dekileri kapsayıp kapsamadığından sana ne? Böyle bir açıklamayı, sen hangi sıfatla yaptın” derse, ne cevap verebilir?

Devam etse savcımız:

“Tülay hanım, ‘Çağrı metninde Suriye Demokratik Güçleri geçmiyor’ şeklindeki sözleriniz, Öcalan’ın çağrı metnindeki ‘tüm gruplar silah bırakmalı’ ifadesi ile çeliştiği bir yana.. Siz terör örgütü PKK’nın başı Öcalan’ın neyi oluyorsunuz ki, ‘Şunu kapsar-bunu kapsamaz’ yorumları yapmaya kendinizi yetkili addediyorsunuz?”

Buyursun Tülay hanım, eski yıllardaki gibi meydanı boş bulduğunu sanıp, adeta terör örgütünün bir mensubu imiş gibi yaptığı açıklamayı izah etsin..

Geçti o, “PKK’ya terör örgütü demiyoruz. Zaman zaman şiddete başvuran, hak arayan bir yapı” tanımlamaları ile terör örgütüne övgü düzme, en azından terör örgütünü meşrulaştırma dönemleri.    

Söylediğiniz veya yaptığınız her eylemin hesabını vereceksiniz..

Ki, sonraki cümlesi, Tülay Hatimoğulları’nı artık hepten ele veriyor:

“Metinde geçmeyen bir şeyi bizim söyleme yetkimiz de yok.”

Metinde geçiyor ama..

Varsayalım geçip geçmediği tartışmalı. “Tüm gruplar”dan kastın kim olduğu, varsayalım çok net değil..

İyi de.. “Söyleme yetkimiz yok” da ne demek oluyor?

Yoksa siz, PKK terör örgütünün hiyerarşik yapısı içersinde bir yerde konumlanıyorsunuz da.

Ast üst ilişkisi içinde, sizin sözleri yorumlama yetkinizin olmadığını mı ima ediyorsunuz..

Siz daha alt seviyede bir görevdesiniz de, üst görevde olanların sözlerini yorumlamak için size verilen bir yetki olmadığını mı kastediyorsunuz?

Yani siz terör örgütünün içinde misiniz, Tülay Hatimoğulları?

Eğer değilseniz, “Yetkimiz yok” yerine..

“Çağrıdan anladığım, Suriye’yi kapsamıyor” dersiniz..

Kendi görüşünüz olduğunu ifade ederek, sadece PKK’nın kastedilmiş olacağını tahmin ettiğinizi belirtirsiniz..

Belki yine Suriye’deki örgütlerin kapsam dışı olduğunu söylemiş olursunuz ama..

“Yetki” ne?

Kim veriyor o “yetki”yi..

Kimlere veriliyor o “yetki?”

“Şecaat arzederken merd-i kıpti, sirkatin söyler”in tam da günlük hayata yansıması değil de, nedir bu?

Hatimoğulları cümlesinin devamında, “Heyet Tahrir el Şam (HTŞ), Suriye’de iktidarı ele geçirdi ve kaotik bir süreç var. SDG meselesinde orada dinamik bir süreç var. Bu Suriye’nin iç işidir, orada hükümetle kuracağı bir ilişkidir” sözlerini de tartışabiliriz..

Suriye’nin iç işi bir konuda, siz Türkiye’deki bir siyasetçi olarak niye görev üstleniyorsunuz, niye yorumlar yapıyorsunuz diyebiliriz.

Ama daha önemlisi..

Suriye’nin iç işi dediğiniz bir konuda, ihtimallerden birisi lehine niye tavır alıyor, “Çağrıya onlar dahil değil. Onlar silah bıraksın denilmedi.. Bunu söylemek bizim yetkimizde değil” nasıl diyebilirsiniz?

“Yetkim yok” ifadesi, “Bizi dinlemezler” anlamında ise..

Sen şahsi düşünceni söyle..

Boşver, dinleyip dinlemeyeceklerini..

Sana kavga çıkarman, çıkardığın kavga üzerinden pazarlık yapman için akıl veren Fatih Altaylı’lar, Türker Ertürk’ler sonraki aşamalarda seni kurtaramazlar.

Savcı sorduğunda, “Senin yetkin olmayan konuyu öğrendik. Tüm gruplara şamil kılamayız demişsin. Peki hangi konularda yetkin var? Yetkin olan konuları bir anlatır mısın? PKK’nın yönetim kadrosunda, hangi statü ile görev yapıyorsun” derse..

Ne cevap vereceksin?

Şunu da hatırlatayım.. Diğer Eş Başkan Tuncer Bakırhan bile, aynı basın toplantısında, Hatimoğlulları’nın yanında iken “Tüm silahlı gruplar” ibaresini kendince yorumlarken, “PKK, Türkiye merkezli kurulan bir örgüttür. Çağrı, Öcalan’ın kendi örgütüne yapıldı. Suriye’de daha oturmamış bir rejim var. Rejimin karakteri netleşmeden, her gün insanların katledildiği, Alevilerin sürüldüğü yerde dahil edilir mi bilemiyorum” diyerek, kısmen “onlar dahil olmasın” niyetini izhar etti, ama kısmen de “kesin bir şey söylenemeyeceği”ni ifade etti.

Tüm bunlar önüne konulduğunda, Hatimoğlulları, PKK terör örgütünün yapısı içinde yer almadığını, diğer isimlerden farklı şekilde “yetkili değiliz” sözünü nasıl izah edeceğini, gerçekten merak ediyorum..

Not: Aynı bayanın, teröristbaşının çağrısının hemen öncesinde, “Rojava’da savaş Türkiye’de barış olabilir mi?” tehdidini de unutmadık.. Unutturmayacağız.

Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit Gazetesi

Yorumlar2

  • Kaan 1 hafta önce Şikayet Et
    Ellerinize sağlık
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • KİM KİMDİR 1 hafta önce Şikayet Et
    Süreç basladi, olumlu yada olumsuz bakışlar olabilir, sürecin önündeki engelleri kaldırmak açısından, CHP Nİn, TÜSİADİN, demmparti içindeki aykirilarin, Dış devletlerin, yabancı elçilerin, Taktiklerini öğrenmek ve çözmek acisindan Durum tespiti iyi olur.,PKK NİN diğer önde gelenlerinin görüşlerinde önemli, Bir kısmı Yok saflarına geçerek, Teröre devam edebilir,
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat