Gençlere seslenelim, namaz kılınırken davul-zurna çalanlara!

  • GİRİŞ27.03.2025 08:49
  • GÜNCELLEME27.03.2025 08:49

Bugün Kadir gecesi vesilesi ile bir değişiklik yapalım..

Gençlere seslenelim..

Sokaklara çağrılan üniversiteli gençlere hitap edelim..

ODTÜ’de önde öğretim üyeleri, arkada öğrencilerle yapılan gösteriye katılanlardan sadece gençleri muhatap alalım..

Dinozorlardan pek umudum yok, çünkü.. 

 

Biz bu görüntüleri, eski yıllarda da çok izledik, gençler..

28 Şubat’ta koca koca rektörler, başörtülü öğrenciler üniversitede derslere giremesin diye, nasıl çırpındıklarını gözlerimizle gördük. 

Yürüyüşler yaptılar..

“İrticaya geçit yok” dediler..

 

Ama sorun irtica değildi..

Sorun hırsızlıktı.. Bankaların içini boşaltan haramilerdi..

Cambaza bak derlerken.

21 bankanın içinden 50 milyar dolar çalınmıştı..

O hırsızlardan bir tanesi, Ekrem İmamoğlu gibi, belki Ekrem’i arka cebinden çıkaracak olan Cem Uzan idi..

Star televizyonu, aynı isimle çıkan günlük gazete..

 

Medya gücü de vardı..

Çukurova Elektrik ile Kepez Elektrik isimleri altında, enerji şirketleri de.

Bankası da vardı: İmarbank. Hatta bir tane daha: Adabank.. 

Cem Uzan, baktı ki, yavaş yavaş saltanatı çökecek. Hırsızlıkları ifşa olacak.. 

Kıvrak bir atakla, 2002 seçimleri öncesinde siyasete girdi.

Genç Parti’yi kurdu..

Çaldığı paralarla, İbrahim Tatlıses’inden artık aklınıza kim geliyorsa, şarkıcı-türkücü kim varsa.. Hepsine açık hava konserleri verdirdi..

Düşünsenize..

Bedava konser.. 

Gençler, kafasını dağıtmak isteyen nice insanlar..

Hem şarkı-türkü canlı dinliyorlar..

Bir de üstelik, yarım ekmek döner, yarım ekmek köfte.. Yanında ayran da eksik değil..

Konser alanına girerken, herkese “bir mi vereyim, iki mi” denilerek dağıtılıyor..

“Helal işte.. Adam ya, adam” dediler..

Bu ülke için geceli gündüzlü çalışan Tayyip Erdoğan’ı, iki kilo patatese, üç kilo soğana, 1 kilo patlıcana satmaya kalkanlar olduğu gibi.

Bir yarım ekmek döner karşılığında, oyunu Cem Uzan’a veren insanlarımız da, o tarihde oldu..

Cem Uzan, 2002 seçimlerinde % 7.5 da oy aldı..

Bu oy oranına sırtını dayayıp, “Hırsızlıklarının üstünün örtüleceği”ni sandı..

Ak Parti iktidarı, daha ilk yıllarında olmasına rağmen..

Uzan holdingi, medyası ile enerji şirketleri ile turizm şirketleri ile o devasa hırsızlık üzerine kurulu holdingin üstesinden geldi..

Oysa, Uzan’ın planı, bir şekilde seçimde topladığı % 7.5 oyu da arkasına alarak. Çaldığı paraların bir kısmını dağıtarak, hırsızlıklarının üstünü örtmekti..

Nice ceza hukuku profesörleri, onun yanında idi..

Nice saygın kabul edilen avukatlar..

Devlette en tepe noktalarda yöneticilik yapan üst düzey bürokratlardan, emekliliklerinde Uzan’a geçen isimler..

Hatta bakanlık yapmış isimler, Cem Uzan’ın yanına ceketlerini ilikleyerek giriyorladı.. 

Tüm bu maddi ve oligarşik gücüne rağmen, Cem Uzan en sonunda..

Kesinleşmiş mahkumiyet kararının infazını engellemek için, yurtdışına kaçmak zorunda kaldı..

Ak Parti’yi eleştireceksek, “Bu adamın üstesinden geldiniz. Geldiniz ama. Adam cezaevine girmeden, kaçtı gitti. Niye kodese tıkmayı başaramadınız” diye eleştirimiz olmalı..

Yoksa.. Yıllarca bu Uzan’ın hırsızlıklarına dokunamamış siyasi iktidarları bırakıp..

Uzan’ın hakkından gelen Ak Parti’ye, yolsuzluklarla yeterince mücadele etmiyor suçlaması yaparsak..

Vicdansızlık yapmış oluruz.. 

Uzan’a yönelik ilk operasyonlar yapılırken, nice gazeteler, televizyonlar, “Bu süreç siyasidir” yorumu yapıyorladı..

Bugün Sözcü gazetesinde bir çırpıda 5-6 yazarı sayabilirim..

Diğer muhalif gazetelerdeki isimlerin ya kendileri, ya ağababaları, Uzan holdingin işçileri idi.. Onun hırsızlığını örtmek için, “Operasyonlar siyasi amaçlı. Sonraki ilk seçimde, Uzan iktidara gelecek. Korkuları bundan” yorumları yapıyorlardı..

Bugün Ekrem İmamoğlu için yapılan savunmaların da birebir Cem Uzan savunmaları olduğunu söyleyebilirim..

Ekrem’in yaptıklarının da, Cem Uzan’ın taktiklerinin aynısı olduğunu söyleyebilirim.

Belki bir eksik ile..

Cem Uzan’da, şantaj amaçlı yüksek hakimlere yapılan gizli kayıtlar..

Çiftlik evlerinde birileri ile buluşturup, alınan kayıtlar ve sonrasında kullanılan şantaj görüntüleri vardı..

Ekrem’in hakkını yemeyelim..

Şu ana kadar ortaya saçılan delillerde, Ekrem hakkında, birilerine şantaj amaçlı operasyon çektiğine dair somut iddia yok..

Para karşılığı savcıdan alınan çakar bile var da..

Şantaj yok. En azından şimdilik yok..

İşte tam bu noktada.

Kaşarlanmış öğretim üyelerine, gençleri sokağa çıkmaya tahrik eden dinozorlara laf anlatamayacağımdan eminim..

Ama gençler?

Onlar sorgularlar..

Onlar, tam da Hz. İbrahim’in “Ay benim rabbim olmalı” deyip, ama sorgulayıp, “hayır diyebilen..

Güneş için aynı süreci yaşayan..

Aynı sorgulamayı yapan heyecana sahip, aklını kullanmak için çaba sarfeden, gerçekte de İslam üzere doğmuş, henüz çakalların cehennemine düşmemiş insanlar..

Yatsı namazı kılınırken, Şehzadebaşı Camii yanında davul zurna çalanlara da söylüyorum..

Diploması iptal olan Ekrem İmamoğlu’na destek vermek için, “Diplomayı iptal edenlerin diplomasını ellerinden alacağız” diyenlere de söylüyorum..

Yolun başındasınız..

Her çocuk, “İslam çerçevesinde doğar” hadisinin henüz bir sonraki aşamasına geçmemiş yaşlardasınız..

Sorunuz.. Sorgulayınız.

Kolunda 2 milyon TL’lik saat ile size “İsrafı bitirdik” diyenleri sorgulayınız..

230 bin nüfuslu Şişli İlçesinde, 75 m2’lik alanda, kendi açıkladıkları kapasiteye göre günde 1.000 kişilik Kent lokantasında, “200 bin kişiye ucuz yemek verdik” diyen hokkabazları sorgulayın.. Bir yılda çıkan öğün sayısını, kişi gibi yutturmaya kalkışan şarlatanlara, “Biz Z kuşağıyız. sizin sözünüz ağzınızdan çıkmadan, yapmak istediğinizi anlarız” deyin..

Sarıyer’de üç vila verip, Beylikdüzü’nde bir villa alarak, “ticaret yaptım” diyen hokkabazlara, “Bu söylediğinizi yapay zekaya sorduk, bu bir ticaret midir dedik. Yapay zeka küstü, 10 gündür hiçbir sorumuza cevap vermiyor. kimi uyutuyorsunuz” deyin..

“Eğitimde fırsat eşitliği” bizim söylemimiz iken. Hakkari’deki lisede, eğitim imkansızlıkları ile üniversite imtihanına giren kardeşlerimizin de, eğitimde eşit şartlarda yarışması için, devletin yapması gerekenleri sıralayan gençler olarak. Hakkarili gençlerin o imkansızlıklara rağmen, yaz aylarında çobanlık yapanların bile alın teri ile kazandığı üniversiteye, arka kapıdan girenlere, onları savunanlara, asla tahammülümüz olamaz” deyin..

O gençleri, “İnsan hakları-hayvan hakları” diyerek.. “Kadın hakları-çocuk hakları” diyerek.. “Yeşil çevre” diyerek.. Ki, hiçbirisine karşı çıkmıyorum. Tam da bu noktada gençleri samimiyete davet ediyorum..

Bu hak hassasiyetinde, sizler nasıl olur da, polise sopa sallarsınız. taş atarsınız. Hatta molotof atarsınız?

Samimi olarak soruyorum.

Nereye oturtuyor, bu gençler, “insan hakları” derken. Karşılarındaki polisler de birer insan iken.. Nasıl oluyor da.. Onlara taş atabiliyorlar..

Sorunuz. Lütfen kendinize sorunuz.. Kendinizi sorgulayınız. 

Yeni Akit

 

Yorumlar4

  • Yaşasın hamas 2 gün önce Şikayet Et
    Valla sayın abim RABBİM kolaylıklar versin kalemine yüreğine sağlık belliki seninde benim gibi için kan ağlıyor ALLAH CC tez zamanda şu chp nin nefesini kessin sende kurtul bende
    Cevapla
  • Şahin bey 3 gün önce Şikayet Et
    Ancak bu kadar açık ve net anlatılabilir. Herkesin okuması ümidiyle...
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Kaan 3 gün önce Şikayet Et
    Ellerinize sağlık
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • Misafir 3 gün önce Şikayet Et
    Demek ki sorunları muhafazakar kitlede, ne irtica dedikleri şeyde ne demokraside...28 şubatta bankaların kasasını boşalttılar gibi şimdi de ibb nin kasasını boşaltmışlar, utanmazca protesto gösterilerinde bulunuyorlar yaptıkları hırsızlık için. Ve gençler iyi tanıyın bunları, bunlar 28 şubatta da bankaları hortumlamışlardı, ne zaman bir yerde iktidarı ele gecirseler ülkeyi soyuyorlar.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat