Gençler, Porsche’li-havuzlu villa sahibi hokkabazlara kanmayın!
- GİRİŞ28.03.2025 08:29
- GÜNCELLEME28.03.2025 08:29
Aman gençler..
Aman.. Aman.
Z kuşağı dediler, sizleri olduğunuzdan bambaşka gösterdiler.
Sizleri dindara mesafeli, LGBT’ye teşneli gösterdiler..
2018’de başlatmışlardı: “AK Parti iktidara gelmesinden 2 yıl önce doğan çocuklar karşınızda. 5 milyon yeni seçmen.. Sonuç bambaşka olacak, Erdoğan gidecek” dediler..
Aynı söylemi, 2023 seçiminde de de tekrarladılar..
“AK Parti iktidara geldiği 2002 yılında doğanlar, şimdi 21 yaşında. Bambaşka bir kuşak geldi.. AK Parti’yi iktidara taşıyan kitle, ardık mezarda. Siz bu yeni kuşağı anlamıyorsunuz. Bu yeni kuşağın taleplerini, sorgulamalarını bilmiyorsunuz.. 2018’den bugüne, 4.5 milyonluk yeni seçmen ile yani Z kuşağı ile iktidarı devrilecek” dediler..
Siz fırsat vermediniz..
Şimdi, önceki dönemlerde yaptıkları gençleri kullanarak kendilerine nema kazanma operasyonlarının en rezilini hayata geçiriyorlar.
Üniversitelilere, diploma hırsızlığını savundurtmaya çalışıyorlar..
Gençlere, hırsızlığı, haramzadeliği savundurmaya çalışıyorlar..
Başaramadılar.. Başaramayacaklar..
Üniversiteli gençlik, 2003’te Cem Uzan üzerinden yapılan haramzadelik savunmalarını birebir yaşamadılar..
Ama onlar okuyorlar..
Okuyorlar ve..
Saygı Öztürk’ünden Uğur Dündar’ına.. Cem Uzan’ın hortumuna sahip çıkıp, “Bir işadamı siyasete girdiği için, iktidar kendisine rakip gördüğü için, onun şirketlerine el konuluyor” söyleminin canlı şahitleri olmasalar da..
Arşivlerden belgelerini bulup, o rezillere notlarını veriyorlar..
Cem Uzan’a o gün sahip çıkan ne kadar gazeteci var ise..
Bugün bakın, hemen hepsi, Ekrem İmamoğlu’na sahip çıkıyor..
Z kuşağı atlıyor mu sanıyorsunuz?
Haramzadeler, Z kuşağından ümitlerini kaybettiler..
Onun için, “Z kuşağı” demiyorlar artık.
Bir avuç marjinal örgütlerin esiri olmuşlarla, durumu kurtarmaya çalışıyorlar..
Z kuşağı soruyor: “Ekrem’in kolundaki 2 milyon TL’lik saat.. Benim mezun olduğumda alacağım asgari ücretin kaç katı?”
Üniversiteliler sorguluyor: “Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınırken gömleğini giyme sırasında arka planda ilk defa gördüğümüz elbiseler, bizim ailemizin tümünün 15 yılda giydiği elbiselerden fazla.. Yok böyle bir taksim. Yok böyle bir şarlatanlık” diyorlar..
Gençleri sokağa çağıran CHP’liler..
Dün adliyede gençlerin velileri tarafından da tepki ile karşılandılar..
Mahmut Tanal ve Sezgin Tanrıkulu’nu protesto eden veliler, “Çocuklarımız gözaltında. Siz dışardasınız” dediler..
Sadece dışarda olsalar..
Emin olun, yine dert değil diyeceğim..
Ama Mahmut Tanal ile başlayalım..
Üsküdar’daki taşınmazları..
Silivri’de sadece eski eşine bıraktıkları.. O bıraktığı arsaların imar planında değişiklik yapmak için belediye nezdinde yaptıkları.. Kadıköy’deki malvarlığı..
Havuzlu villalar..
Gençler bunların hepsini sorguluyor: “Üniversitelileri kışkırtarak sokağa çağıran bu isim, bu malvarlığını bizim üzerimizden mi kazanmış?”
Dün, Av. Mustafa Doğan İnal’ın sosyal medyasında bir paylaşımı vardı.. Yeniakit.com.tr’de haber olmuş..
Gençleri sokağa çağıran ekibin başındaki isimlerden birisi, Ali Mahir Başarır’a karşı açılan bir tazminat davası daha, CHP’li vekilin aleyhine sonuçlanmış..
Dikkat buyrun..
Üniversiteli gençlere, “hak” diyerek kışkırtmada bulunan.. “Hukuk” diyerek, gençleri sokaklara çağıran.. “Adalet” diyerek, polise taş atılan pozisyonun oluşmasına sebep olan ve o gençlerin sınav döneminde okullarından kalmalarına sebep olan bu milletvekili, ödemediği borcu sebebi ile yapılan hacizle ortaya çıkıyor ki, kapısının önünde bir Mercedes.. Garajında bir Audi.. Lüks evinin bahçesinde ise klasik Porsche’si ile boy gösteriyor..
Bu tablo karşısında, 20 yıllık avukatlık hayatında, bu adam ne vergi ödemiş ki, bu araçlara sahip olmuş” mu diyelim.
Yoksa..
“Ah AK Parti ah.. Bu adam senin iktidarında böyle zenginleşmiş.. Ama bu adam, hemen her gün, emekçi insanları, ‘Öldük, bittik, mahvolduk’ ile uyutuyor.. Bu adamların, bu söylemlerine bile engel olamadınız” mı diyelim..
Her şeye rağmen..
Ali Mahir Başarır’ın Porsche’sini, Mercedes’ini gözümüzün önüne getirip, hep beraber bağıralım: “Hak, hukuk, adalet.”
Veya..
Şunu söyleyelim: Var mısınız.. Dağıtalım bu araçları, üniversiteli gençlere.
Öyle ya.. Bunların sosyalist söyleminde de bu yok mu?
Tamam TOGG bunların nezdinde boykotu hak ediyor.
Ama bir Mercedes, yanında Audi, Ali Mahir’de..
Bir de onun yanında, Porsche..
Utanmıyor musunuz, o üniversiteli gençlerden, o araç filonuzu gizleyip, “Hak”dan yana imişsiniz gibi algı yapmaya..
Üniversiteli gençleri aldatmaya..
Onların öğrenim haklarını sakatlamaya..
İstanbul 1 Nolu Baro açıklama yapmış, “Üniversiteli öğrencilerin, gözaltına alınmaları, Anayasa’daki eğitim hakkını kısıtlamadır” demişler..
O zaman hatırlatayım bu hukuk şarlatanlarına..
Bir üniversiteli genç, küçük bir kıza tecavüz ederse, gözaltına alındığında, “Anayasa’daki eğitim hakkı kısıtlanıyor” diyecek misiniz?
Diyebilir misiniz?
Kışkırtılıp, polise taş attırılan. Molotof attırılan genç, kim olursa olsun, gözaltına alınmayacak mı?
Üniversitede eğitimi boykot ettiğinizi ilan edip, “Derslere girmiyoruz. Sokaklardayız” afişleri hazırlattığınız, beyinlerini zehirlediğiniz gençleri sokaklara çektiğiniz süreçte, “Eğitim hakkı kısıtlanmamış” oluyor da.. Geceyarısına kadar sokakta tuttuğunuz gençlerin arasından molotof atanlar gözaltına alındığında, boykot ettiğiniz eğitim hakkının kısıtlandığı mı aklınıza geliyor.
Ne kadar sahtekarsınız.
Ne kadar yalancısınız.
Gençlere nacizane tavsiyem..
Yakın tarihi okuyorsunuz, okumalarınızı sürdürünüz..
Kıyaslamalarınızı yapınız..
Dün eğitim hakkının kısıtlandığı yüz binlerce öğrencinin karşısında duranlar kimler ise.
Bugün onlar size, “Eğitim hakkı kısıtlanıyor” yalanı ile tahrikte bulunuyorlar..
Para vererek almayın.
Ama aldatılmış bir arkadaşınızın elindeki Cumhuriyet’e şöyle bir göz gezdirin.
Dünkünden ben size aktarım yapayım..
28 Şubat’ta, Sultanbeyli’de bulvarın ortasına, akşam yatıp, sabah kalkıp kendi kafasına göre Atatürk heykeli diken.. Bu heykeli diktikten sonra, kaldırım ne kadar azalır, trafik ne olur hiç düşünmeyen ve belediye başkanına da bu noktada posta koyan Tümgeneral Doğu Silahçıoğlu, “nerde kalmıştık” diyerek, 19 Mart’ta hırsızlıkları tespit edilen belediyeleri savunuyor..
Dindar insanların her türlü ahlaksız iftiraya maruz kalması sırasında, tek satır “Masumiyet hakkı” ifadesini kullanamayan Anayasa Hukuku Profesörü Tolga Şirin, “Gizli tanık ile suçlama olmaz” diyor.. Rüşvetin, tapu kayıtlarını görmezden geliyor..
Cumhuriyet’in diğer dinozorları, başörtü yasakçısı, İmam Hatip düşmanı yazarları, koro halinde, haramzadelerin avukatlığına soyunmuşlar.
Hani, somut suçlamalar için, somut bir tane savunma getirmiş olsalar..
Biz de “İşte bunu düşünememiştik. Masum imişler” diyeceğiz..
Ama tek bir savunma argümanları yok..
Halkın karşısına, “Biz sizler için mücadele ediyoruz” diye çıkıyorlar.
Hemen aynı günün akşamı, onlar lüks villalarına, Porsche’lerine, Mercedes’lerine geçiyorlar.
Aldattıkları öğrenciler ise, gözaltında kalıyorlar..
Yeni Akit
Yorumlar5