Sevinelim mi, üzülelim mi?
- GİRİŞ11.08.2013 09:48
- GÜNCELLEME11.08.2013 09:56
"Türkiye Hollywood'un gözbebeği oldu" cümlesiyle verilen haberde ne anlatıldığın az çok tahmin edersiniz; son dönemde Türkiye'de çekilen Hollywood filmlerinin sayısının ciddi oranda artmış olması…
Haberin içeriği başlıkla doğru orantılıydı. Teknik olarak haberde sıkıntı yoktu. Maksada da müsaitti.
Lakin daha geçtiğimiz haftalarda "Hollywood, Batı'yı aklama projesidir" yazısını kaleme alan şahsım için meselenin teknik boyutunun çok ötesinde çerçevesi olacağını tahmin edersiniz.
Türkiye'nin, doğal güzellikleri ve tarihi dokusuyla doğal film platosu özelliğine işaret edilen haberde, bu sebepten dünya sinema sektörünün cazibe merkezi olduğu belirtiliyordu.
Russel Crowe'un, hazırlık aşamasında olan filmi için Türkiye'de mekan bakmasından mülhem bu heyecan, haberde de kendini hissettiriyordu.
Neyse. Haberle ilgili mevzuu uzatmayalım. Netice olarak haber, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın, yabancı filmlerin ülkemizde çekilebilmesi için her türlü kolaylığı sağladığını vurguladıktan sonra, sadece James Bond serisinin son filmi Skyfall'un 32 milyon TL geliri Türkiye'ye çektiğini bildirip, çok izlenen Hollywood yapımlarının ülkemizde çekilmesinin ehemmiyetinin altını çiziyordu.
Evet.
Doğru.
Bilgiler ışığında bakılınca tabi ki durum bu.
Peki filmlerde Türkiye'nin nasıl yansıtıldığına bakmayacak mıyız?
Ve tarihi yapıları ile doğal güzellikleri sebebiyle ‘dünyanın gözbebeği' (Türkiye'nin haritada yerini bilmeyenlerin sayısının az olmadığını düşündüğüm dünyadan bahsediyoruz zannımca) olan memleketimizin hangi Hollywood filminin, kim bilir hangi emperyal maksadına hizmet ettiğini de göz önünde bulundurmayacak mıyız?
Bu filmler dünya çapında milyar dolarlarla ifade edilen ‘kar' elde ederken, biz, 30 milyon TL'nin hesabını mı yapacağız?
Ve böylesi bir bakış, hala kurtulamadığımız bazı komplekslerimize hizmet etmiyor mu?
Tamam, bir haber konusu olarak dikkat çekici de; "Türkiye Hollywood'un gözbebeği oldu" gibi bir ifade bile başlı başına sorun teşkil etmiyor mu?
Başlığın haddinden fazla ‘şişirilmiş' olabileceğini söyleyebilirsiniz. İçeriğin aynı paralellikte olmasına da mı bu hüsnü zan ile bakacağız?
Peki bunu yapmak yerine ne yapmalıyız?
Ya da doğru soruyu mu arasak önce!
İlla da çok sayıda Hollywood filminin Türkiye'de çekilmeye başlanmasını ele alacaksak (ki, mühim olmadığını düşünsem yazı konusu etmem), bunun -ülkemizin son dönemde geldiği noktaya dikkat çekerek- Hollywood'un rant merkezli yaklaşımının ve faydacı duruşunun sonucu olduğunu vurgulasak yanlış mı yaparız?
Son 10 senede Türkiye zaten birçok bakımdan dünyanın gözbebeği haline gelmişken; halkların, vicdanın, insafın, izanın, tarihin, kalbin, fikrin, heyecanın ve -doğal olarak da- rantın ve daha fazla rantın memleketimde yoğunlaştığı aşikarken, birkaç filmin çekim yapmasından mı gurur duyacağız?
"Bu meseleye daha başka nasıl bakılabilir ki" diye soranlar olduğuna eminim.
Belki bu yazının esas gayesi de bu cevaba ulaşmaktı (‘belki' diyorum, zira yazıya başlarken nereye vardıracağımı ben de bilmiyordum ve hala da bilmiyorum).
O vakit biraz açalım…
Çin denince aklınıza ne gelir?
El cevap:
Birçoğu Hollywood yapımı olan ‘egzotik', ‘otantik', ‘oryantalist' ve aksiyon dolu filmlerin anlattığı Çin'den başkası değil. Çin'in doğrudan eleştirildiği filmler belki de sadece Buda ve Tibet konulu filmlerdir. Çünkü Budizm, Batı'daki temelsiz mistisizm merakını besleyen en ciddi ‘oyuncaklar'dan biridir. Batı'ya lazım olan Çin imajı neyse, o resmedilir. Hiçbir zaman hakiki manada insan hakkı ihlalcisi Çin'i göremezsiniz.
Peki Irak denince aklınıza ne gelir?
El cevap:
-Sınır komşumuz olmasına rağmen- Hollywood'un başı çektiği filmlerin dayattığı ‘terörist yatağı', ‘demokrasiyi içselleştirememiş ilkel insanlar beşiği' ve Türkiye'nin de içinde bulunduğu ‘Ortadoğu' coğrafyasına hapsolmuş ‘çaresizliğin şiddete evrilmesi' manzarasından başka bir şey değil.
Evet, Irak'taki tablonun bir kısmı böyle olabilir. Ancak resmin bütünü hiçbir zaman bu olmadı. Hollywood aksini istemedikçe de bütün resimden haberimiz olmayacak.
Gelelim Türkiye'ye…
Sizce, Türkiye denince insanların aklına ne gelir?
El Cevap:
Ülkemizin Hollywood filmlerine mekan olmasına hiç de sevinmeyeceğimiz bir tablo.
Uzun uzadıya yazmaya da gerek yok.
Bu yazıya kaynak olan haberlerden bulabileceğiniz Hollywood yapımı filmlere şöyle bir göz atın ve cevabı kendiniz bulun.
Türkiye'de fesli, cübbeli insanların deve üzerinde gezdiğini düşünen Batılı bir ‘ikon'u yetiştiren kaynak olan Hollywood için ne yeni, ne de dahiyâne olmayan bir ifade ile mevzuu kapayalım;
Hollywood, ‘Batı'yı aklama, bunu yaparken de ‘Doğu'yu karalama projesidir.
Abdulhamit Güler - Haber7
twitter: @_hayirlisi_
Yorumlar1