CHP'lilere Bir Soru; Cumhurbaşkanı Tarafsız Olmak Zorunda mıdır?
- GİRİŞ07.04.2018 09:45
- GÜNCELLEME09.04.2018 07:02
CHP'lilere Bir Soru;
Cumhurbaşkanı Tarafsız Olmak Zorunda mıdır?
10 Eylül 1930 tarihli Cumhuriyet Gazetesi sanki bugünün gündemini takip edercesine bir haber yapmış. Çok enteresan, zira bu haberde dönemin cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk;
“Benim CHP ile arama mesafe koymak için hiçbir gerekçe yok zira, CHP’yi ben kurdum. CHP’ye tarihen bağlıyım ve oradan ayrılmam için de hiçbir sebep yok.” diyor
Dönemin siyasasını ve temel dinamiklerini bilmeyen biri, bu gazete demecindeki tuhaflığı göremez ve doğal olarak ne var bunda bu kadar şaşıracak. CHP’yi gerçekten Atatürk kurdu ve kendini oraya ait hissetmesi de normaldir diyebilir.
Ama hakikat öyle değil. Zira, Türkiye Cumhuriyeti’nin birinci Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün gazeteye bu demeci verdiği 10 Eylül 1930’da, Türk siyaset dünyasında sadece iktidarın zoraki ev sahibi CHP yok. CHP’nin iktidarına Atatürk’ün emri ile kurulan evet yanlış okumadınız, Atatürk’ün emri ile Atatürk’ün çocukluk arkadaşı ve Paris Büyükelçisi Ali Fethi Okyar Bey’in başkanlığında, ve Atatürk’ün kız kardeşi Makbule Hanım’ın da başkan yardımcılığında kurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası bulunmaktadır.
Cumhuriyet Türkiye’sinde o aralar iki parti var;
İsmet İnönü’nün başkanlığını yürüttüğü iktidardaki CHP, ona muhalefet yapması için Atatürk tarafında kurdurulan SCF.
Atatürk ise tarafsız kalmak durumunda olduğu cumhurbaşkanlığı makamında bulunmaktadır Ama, Atatürk ben tarafsızım demiyor, sessiz de kalmıyor. Sesli bir biçimde dönemin iktidarının sesi olan bir gazeteye, Cumhuriyet Gazetesine, ben tarafsız değilim, CHP’liyim diyor.
2018 Türkiye’sinin Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’a kendilerine göre tarafsız olmadığı için itiraz eden ve hatta isyan eden CHPliler neden bu konuda söz konusu Atatürk olunca birden suspus olurlar. Bu detayı bilmiyor olamazlar zira, o vakit de gözümüzde Atatürk cahili olmaktan kurtulamayacaklardır.
Bu konuda yani kurucu iradenin tarafsız olması gerekirken bizzat kendi ağzı ile tarafgir olduğunu deklare eden Atatürk karşısındaki çaresizliğini Atatürk’ün emri ile Paris Büyükelçiliği görevinden istifa ederek Türkiye’de muhalefet partisi kuran Ali Fethi Okyar hatıralarında çok acı bir şekilde ifade eder.
Atatürk, Avrupa’da oluşan “Tek Adam” imajını silmek için muhalefet partisi kurdurduktan sonra bu aile içi muhalefet partisi, girdiği her belediye seçimlerinde iktidarın tüm yetkilerini elinde barındıran CHP’yi darmadağın etmiş ve hezimete uğratmıştır. Bu durum karşısında Atatürk’ün emri ile SCF’nin başkanı Ali Fethi Bey, hatırasının 47 ve 48. Sayfalarında şöyle der;
“Atatürk’ün emri ile CHP’den istifa edip muhaletefe geçen Talat Bey’e hitaben, ve bu iki partiye bir baba iki öz evladına nasıl muamele ederse aynı surette farksız ve bîtarafane muamele edeceğim diyen ve bu sözlerini herkese şahit tutarak namusuyla temin eden ve bilahare Necmeddin Sadık Bey’e az evvel ifade ettiğimiz beyanatı yapmış olan gazi, Nuri Bey’e hitaben;
“Siz aklınızca İsmet Paşa’ya muhalefet mi yapmak istiyorsunuz? Sizin İsmet Paşa’ya karşı muhalefet etmek haddinize mi? İsmet Paşa yakında Sivas’ta söyleyeceği nutukta sizi paçavraya çevirecektir. Lozan’da Lord Curzon’u ve Avrupa temsilcilerini yenmiş olan İsmet Paşa’ya karşı çıkanların aklına şaşarım.”
Mealinde sözler söylemiştir. Paşadan bu sözleri duyan Nuri Bey, Atatürk’e biz bu şartlar altında nasıl muhalefet edeceğiz, şeklinde cevaplar vermiş ise de Gazi Paşa sözlerinde ısrarcı olmuştur.
Bunun üzerine Nuri Bey;
O halde sizin kanatiniz bu ise neden bu partiyi kurdurdunuz? ve neden beni CHP’den ayırıp bu partiye geçirdiniz?
Gazi;
Ben geçirmedim sen İsmet Paşa’ya muhalif olduğunu için kendin geçtin.
Nuri Bey;
Siz emir verdiniz ben geçtim. Fakat farz edelim ki ben muhalif olduğum için bu partiye geçtim. Ya Ali Fethi Bey’in kabahati neydi? Onun Paris Büyükelçiliğinden getirtip parti oluşumu için istifa ettiren siz değil misiniz? Ona ne diyelim?
Gazi;
Hayır, Ali Fethi Bey’e parti kurduran ben değilim. Kendisi zaten böyle bir şeye arzu ediyormuş. Kendi isteği ile partiyi kurmuştur.
Nuri Bey;
Arada büyük bir yanlış anlaşılma vardır. Fethi Bey sizin isteğiniz üzerine bu işe giriştiğini söylüyor. Siz aksini iddia ediyorsunuz bu meseleyi halletmek lazımdır.
Gazi;
Fethi bey kendi başına partiyi kurmuştur fikrinde ısrar etmiştir. Bu sözleri söyleyen gaziyle bana hususi ve aleni teşvikatta ve namusuyla tarafsızlığı hakkında teminatta bulunmuş olan gazi arasında büyük fark vardır…
Atatürk’ün tarafsız kalmak hususunda verdiği teminatın, rafa kalkması Ali Fethi Bey’i çok üzmüş ve siyaset namına bütün hevesini bitirmiştir. Bu durum herkesin malumu olduğu üzere partinin kendi kendini kapatmasına kadar gitmiştir.
Şimdi bu durumda benden Atatürk ne oluyor? Tarafsız bir cumhurbaşkanı mı? Yoksa tüm yetkileri üzerinde bulundurulan devlet başkanı mı?
Bu sorunun cevabı siz chplilerindir.
Dönemin bir gazete haberi
Yorumlar1