Bir Liderin Yardımcıları Çok zeki Olmak Zorundadır.
- GİRİŞ02.06.2018 06:12
- GÜNCELLEME04.06.2018 07:30
Bir ülkeyi idare eden liderin feraseti kadar etrafında bulunan ve o lidere yardım eden yardımcılarının da feraset anlayış ve liyakate ihtiyaçları vardır. Zira, lider halka seslenir ya da bir icraat yaparsa onu kamu oyuna etrafındaki danışman, yardımcı ve mahiyet personeli aktarır. Bu anlamda onların kesinlikle yanlış anlama lüksleri yoktur.
Yanlış bir anlaşılmadan dolayı az kalsın Fatih Sultan Mehmed Han devrinde, yani 1475'de Kırım Hanlarının katliam edileceğini biliyor muydunuz?
Hadiseyi bizzat Kırım Hanı Mengli Giray Han meşhur Osmanlı Kronolojisti ve kayıtlı tarihçisi Kemalpaşazade'ye anlatmıştır ve bu bilgi Kemalpaşazade’nin tarihinin dışında başka kroniklerde ya da kaynak tarihlerde yer almaz.
Buna göre hadise şu şekilde oldu
Fatih Sultan Mehmed Han ve oğlu Sultan İkinci Bayezid devirleri meşhur veziri ve sadrazamı Gedik Ahmed Paşa, 1475'de Kefe'yi alınca başta Kırım Hanı Mengli Giray olmak üzere muteber beylerini zincire vurur ve İstanbul'a getirir.
Fatih Sultan Mehmed, öncesinde fethin bu kadar kolay olacağını tahmin etmemiş olacak ki, Kırım Hanı ve muteber beylerin akıbetini düşünmek ve haklarında sağlıklı karar verebilmek için Giray Han’ları Yedikule Hisarı’nda hapse attırır. Sonrasında Yedikule Hisarı’na Saray Kapucusu ve cellad gelir. Hisar dizdarı Kapucuyu görünce;
" Saraydan bize ne emrolundu?" diye sorar.
Bunun üzerine Kapucu da;
"Tatar Hanlaru’nun boynun urmak buyruldu" der.
Bu emri duyan mahkum Kırım Han’ı Mengli Giray'ın da aklı başından gider. Zira o celladı değil, serbest bırakılmasını bekliyordu. Ancak bu emir Yedikule Hisarı dizdarının yani bir nevi hapishane müdürü ya da kale kumandanının aklına yatmaz ve saraydan bu emri getiren Kapucu'ya;
"Bu emirde bir yanlışlık olmasın. Zira, burada her tür kefere ilinin beyi dahi var. dergahı padişahiyenin makamı olan saraydan o kefere beyler için bir siyaset “idam kararı” buyurulmuş ola.
Bu Kırımlı hanların idamının bu kadar aceleye getirilmesin zira daha sonra bu karardan pişman olunur ama geri dönülmez ve bu yanlış sonra herkes tarafından duyulur.
Zikredilen hanların boyunları vurulur ama onlar mefta olduktan sonra bîgünah olduklarını öğrenmek bize de fayda sağlamaz, geri de dönülmez. Kuruyan ot bir daha yeşermez. Kesilen baş gene bitmez" der.
Dizdarın bu itiraz ve insanlık hatırlatan ifadeleri Kapucuyu da şüphelendirir ve saraya giderek bizzat padişahın huzuruna çıkar. Padişaha Kırım Hanlarının idam edilmesi üzerine bir emir verip vermediğini ve bu konuda ne yapmaları gerektiğini yeniden sorunca, padişah küplere biner. Oturduğu yerden kalkıp hışımla;
"Kırım Tatar Beğlerine korku yoktur. Yok yerden şan dolu büyük hayatları bizden sebep son bulamaz. Benüm didiğüm kefere beyleridir, Tatar Hanları değil. İslam dünyasına nifak sokan bu melunları öldürsünler, ol Müslümanları, o Müslüman Kırım Hanları’nı değil"
Değince işin doğrusu anlaşılır. Kırım Hanları serbest bırakılır ve bu sefer doğru bir
şekilde Kırım Hanları ile İstanbul'a gelen Kefe'deki Müslüman olmayan ve Müslümanlar arasında nifak sokan Hıristiyan beyler idam olunur.
Kaynak; İbni Kemal, Tevarih-i Al-i Osman, 7. Defter, TTK:Ankara:1991, s. 390-391
Yorumlar1