Geçenlerde İngiltere’de Dışişleri Bakanı olarak kabinede görev yapan bir zavallı, İslamiyetin kırmızı çizgisi olan başörtüsüne büyük bir terbiyesizlik yaparak başörtüsü takan hanımlara Evlere hırsızlığa girerken yüzlerini kapatan hırsızlara benzetti. 

Bu durum İlk bakışta sanki normal gibi gözüküyor değil mi? Yani her zamanki gibi küstah bir Avrupa’lı Haddini aşıp İslam hakkında ileri geri konuşuyor denebilir belki fakat bu Aptalın dedesinin kim olduğunu öğrendiğinizde sanırım başlığa siz de katılacaksınız.

Osmanlı İmparatorluğu’nun Son içişleri bakanlarından biri olan Damat Ferit Paşa’nın ekibinden Ali Kemal Bey, Osmanlı’nın son yıllarında maalesef Dahiliye Nazırlığı yani İçişleri Bakanlığı yaptı. 

Son derece aptal bir adamdı. Memleketin kurtuluşunu milli mücadele harekatında, Kurtuluş ve istiklal savaşında, ölümüne düşmanla mücadele de değil İngilizlere yalakalık yapmakta İngilizlerle ortak siyaset gütmekte buldu. Yani sırılsıklam bir İngiliz mandacısıydı. 

Netice itibariyle saçma sapan politikaları, ipe sapa gelmez kurtuluş fikirleriyle düşman kuvvetlerine yaranmaya çalışırken son Osmanlı imparatoru  Sultan Vahideddin Han, Hiç kimseye belli etmeden Milli mücadele harekatını başlatmış, kurtuluş savaşını yapacak ekibi çeşitli bahanelerle anadoluya göndermiş, bu harekatın baş idarecisi olarak da kendi yaverlerinden genç bir general olan Mirliva Mustafa Kemal Paşa’yı Görevlendirmişti bile. 

Sultan Vahideddin Han’ın yaptığı bu memleketi kurtarma gizli operasyonundan ne İngilizlerin, ne Fransızların ne de onların hükümet içindeki yalakaları olan Damat Ferit Paşa’nın Ya da içişleri Bakanı İngiliz mandacısı Ali Kemal Bey’in haberi yoktu. Bunların haberi olduğunda iş işten geçmişti. 

Netice itibariyle Anadolu’da bir milli mücadele harekati başlamış askeri anlamda dişe dokunur başarılar elde edilmeye başlanmış ve yolun sonundaki ışık gözükmüştür. 

Şimdi sıra dış düşmanları alt ettikten sonra onların içimizdeki yardakçılarıyla mücadele etmededir. “ Bu arada bu anlattığım süreç ne kadar da bugüne benziyor değil mi?”

Ankara hükümeti Sultan Vahideddin Han’la İrtibata geçip Başbakan Damat Ferit Paşa’yı Anadolu harekâtına güvenen Ali Rıza Paşayla değiştirtmiş, acı da olsa yöntemini tasvip etmesem de bakan Ali Kemal Bey’i Kocaeli’de bulunan Ordu Komutanı Sakallı Nurettin Paşa’ya bir şekilde infaz ettirmiştir. 

İşte bugünkü İngiltere’nin İçişleri Bakanı Boris Johnson, Bu İngiliz mandacısı Ali Kemal Bey’in Torunudur. Hem de öz torun...

Torun Boris, ihanette görüyorum ki dedesini aratmıyor. Geçenlerde başörtülü müslüman kadınlara posta kutusu ve ev hırsızı yakıştırması yapmış ve bizzat İngiltere’de bulunan Hıristiyan İşçi Partisi yetkilileri tarafından insan hak ve hürriyetlerine saygısızlık yapmasından dolayı mahkemeye verilmiştir. 

Ne tuhaf değil mi bir Müslümanın torunu Müslüman kadınlara hakaret ederken hıristiyan ülkede yaşayan Hristiyanlar bu durumu insan haklarına ihlal olarak görüyor ve hukuki süreç başlatıyor. 

Ne diyelim bu durum bize bir atasözünü hatırlatıyor mu;
“ Katranı kaynatsan olur mu şeker cinsine tükürdüğüm cinsine çeker”