CHP çok huzursuz!
- GİRİŞ13.07.2020 10:21
- GÜNCELLEME13.07.2020 10:45
Ses çıkaramadılar...
Demokrat Parti (yani Menderes, çünkü Bayar bu işe pek sıcak bakmıyordu), “Ezanın asli lisanıyla da okunabileceğine” ilişkin kanun tasarısını Meclis’e getirdiğinde, CHP’liler “Bu yasa değişikliğine itiraz etmeyeceklerini, çekimser kalacaklarını” söylemişlerdi.
İtiraz etmediler...
Daha doğrusu 1954 seçimi düşünerek (daha fazla oy kaybetmeyi de göze alamadıkları için) “çekimser” kaldılar. Böylece, Demokrat Parti oylarıyla yasa Meclis’ten geçti ve ezan özgürlüğüne kavuştu.
Hayır, ezanı Türkçe okumak yasak değil.
Dileyen, dilediği dilde okuyabilir.
Sadece “asli lisanıyla” okumanın önündeki yasak kaldırılmış oldu.
Başörtüsü meselesinde de öyle oldu.
İtiraz edemediler.
Eskiden zırt-pırt Anayasa Mahkemesi’ne giderlerdi; Yargıtay’da, Danıştay’da şurada burada dava açarlardı.
Partilerine, yurtlarına, derneklerine sokmazlardı.
Cihet-i askeriyeden gelen “tazyikleri” görünce zil takıp oynarlardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bütün yasakların köküne kibrit suyu” deyince (toplum da buna onay verince) ışık görmüş tavşan gibi apışıp kaldılar.
Daha doğrusu, oy kaybetme korkusuyla sustular...
Yasakların devamını sağlayamayacaklarını bildikleri için, zımnen “yasak karşıtı” bir pozisyon aldılar.
Mehmet Bekâroğlu’nun, “Başörtüsü yasağını Kemal Kılıçdaroğlu kaldırdı” dediği budur.
Kılıçdaroğlu’nun bir şey kaldıracak hali yok.
Susmuştur.
Başörtüsü yasağı kaldırılırken kabuğuna çekilmiştir.
Ne “evet”, ne “hayır” diyebilmiştir.
Uzun bir uykuya yatmıştır.
Ayasofya meselesinde de aynı şeyi yaptı.
Sustu.
Daha doğrusu “particek” sustular ve bunu da “Ayasofya’nın açılışına onay veriyorlar” biçiminde anlamamızı istediler.
Yarın, Mehmet Bekâroğlu tıynetinde biri çıkıp, “Ayasofya’yı genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu açtı!” der mi, der.
Müsaitler...
Bir taraftan “susarak” sahipleniyorlar, bir taraftan da militanlarını konuşturuyorlar.
Bu karardan memnun olmayan (başta KK) mebzul miktar CHP’li var.
Hatta “okumuş” (dünya ilimlerine vakıf) bir zevzek çıktı, Sultanahmet Camii’nin de müze yapılmasını istedi.
Peki, ya Ekrem İmamoğlu?
Birkaç hafta öncesine kadar Yunan basınına, “Ayasofya’nın suni bir gündem olduğunu”, açılmasından memnuniyet duymayacaklarını izhar eden açıklamalar yapıyordu.
Ne oldu?
Neden çıkıp tek cümle edemiyor?
Oysa kendisi, sahte Fatih tablosuna 10 milyon TL ödeyecek kadar “fetih düşkünü” bir siyasetçimizdir.
Hem öyledir, hem de İstanbul’un belediye başkanıdır.
İstanbul’u yakından (çok yakından) ilgilendirecek “asırlık” bir değişik karşısında nasıl tepki vermez?
İyi mi oldu?
Kötü mü oldu?
Yoksa, Yunan basınında çıkan “açıklamalarını” aynen muhafaza mı ediyor?
Bence üçüncüsü...
Seçim öncesi ve sonrası Ekrem Bey’in “temaslarına” bakın.
Ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Ahmet Kekeç / Star Gazetesi
Yorumlar8