Hiç düşündünüz mü?
- GİRİŞ25.05.2022 11:14
- GÜNCELLEME25.05.2022 11:16
Hiç düşündünüz mü?
Siyasette güven deyince akla gelen ilk ve tek isim niçin Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır?
Ya da millet muhalefeti çözüm mercii olarak değil de, niçin sorun olarak görüyor?
Medya; Kılıçdaroğlu, Akşener, Babacan, Davutoğlu güzellemeleri yapmaya devam etse de Türkiye’de var olan sorunları kimin çözeceği meselesinde, muhalefetin iddia ettiğinin aksine, iktidara güven niçin hâlâ devam ediyor?
AK Parti, 20 yılda 15 seçimi aralıksız olarak nasıl kazandı? Bu kadar uzun yıl iktidarda kalmasına rağmen AK Parti hâlâ oy oranını korurken, muhalefet partileri oylarını niçin artıramıyor?
Hiç düşündünüz mü?
Ya da Erdoğan nefreti üzerine kurulu söylemleriyle alternatif siyaset üretmek yerine kutuplaşma siyasetine abanarak ittifakla var olma yollarını arayan, bu yolda yürürken de parti kimlikleri grileşen muhalefete bu millet niye güvenmiyor?
Soruyu biraz daha netleştirirsek…
Milletin gönlünü kazanmak, sıkıntılarına çözüm üretmek yerine siyasi ikballerini yabancı büyükelçiliklerin kapılarında arayan bir muhalefete bu aziz millet itibar eder mi?
Kendi ülkesini, kendi devletini batılı büyükelçiliklere şikâyet edecek kadar alçalan, küçülen, milli onur ve haysiyetlerini kaybeden bir muhalefete bu alicenap millet destek olur mu?
Millete hizmet etmek gibi niyetleri, memlekete eser kazandırmak gibi hedefleri olmayan bir muhalefeti bu necip millet iktidar yapar mı?
Elbette HAYIR…
Milletin feraset ve cesaret mayalı vicdanı elbette bunlara evet demez, demiyor.
Seslerin, renklerin, şekillerin ve mesafelerin ötesindeki hakikatleri gören bu millet “çıkartma kâğıdı kahramanı” olarak siyasi arenaya sürülen sürülere bilinçli olarak el uzatmıyor, gönül vermiyor.
Ülkenin sorunlarına çözüm üretmek yerine ülke için sorun olan muhalefete şans vermiyor.
“Bu hükümet dünyanın en doğru işini de yapsa bizim bunları alkışlayacak halimiz yok” sözleriyle ilahi hakikatler önünde sefil, bizzat aptal olmasına rağmen derin bir cehalet, sonsuz hayalperestlikle aptal rolünü çok iyi beceren siyasi zihniyete haddini bil diyor.
Türkiye için 2023 seçimleri kritik önemi haiz ve dâhili, harici bedbahtlar kılıçlarını kuşanmış dört bir koldan Erdoğan düşmanlığıyla yanıp dönüyor, Türk siyasetini dizayn etmeye çalışıyorlar.
Dünyanın şaşkın bakışları altında yıldızlaşan, üretim üssü olma yolunda emin adımlarla ilerleyen güzel ülkemde yolunda gitmeyen bir şeyler var ve sıkıntılar millete iyi anlatılmıyor.
Oluşan ekonomik tablo ve sığınmacı tartışmaları toplumu geriyor. Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı ve zamlar milletin belini bükerken hastalıklı, marazi, beyin özürlü ve saplantılı tipler milletin canını sıkmak, hisleriyle oynamak için sahneye sürülüyor.
AK Parti kulisleri, “Tayyip Erdoğan bitti demeden bitmez” sloganında birleşmiş. Düşünce doğru fakat eylem elzem.
Hükümetin pahalılık meselesini çözmesi ve “Güçlü Türkiye” gerçeğinin her ferde anlatılması ön şart, AK Partinin içinde olup, yanında olmayan birilerinin dava sancağını yere düşürecek hareketlerinin önüne geçilmesi de son şarttır.
Gerekli önlemler alınmaz, milletin alım gücü yükseltilmez, gıdada oluşturulan tekelin önüne geçilmez ve üretici desteklemezse, yaşananların etkisi çok hem de çok olumsuz olur.
Yıllarca Türkiye’yi bir üs olarak gören ve kullanan Batıya sesini yükselten, Amerika’dan bağımsız hareket ettiğini NATO çıkışıyla tüm dünyaya gösteren Erdoğan’ın milletin gönlündeki yeri sağlam.
Rusya-Ukrayna savaşında ülke menfaatim neyi gerektiriyorsa onu yaparım anlayışıyla tüm dünyada takdir toplayan bir duruş sergileyen Erdoğan’a milletin güveni sınırsız, fakat ekonomide yaşanan problemlerin acilen çözülmesi şart.
Siyasi mühendisliklere karşı, kısa dönemli taktiksel hamleler yerine uzun dönemli stratejik hedeflerle toplumun her kesimini ikna ederek krizlerden çıkış yolları bulan Erdoğan’ın yükünü hafifletecek desteğin alt birimlerden gelmesi şart oğlu şart.
Krizleri ve meydan okumaları pasif önlemlerle yönetmek yerine, karşı meydan okumalarla ve aksiyoner siyasetle etkisizleştiren Erdoğan’a kendi partisinin destek olması gerektiğini düşünüyorum.
Dünya ile birlikte Türkiye de olağanüstü bir dönemden geçiyor. Sadece coğrafyamız değil, küresel ölçekte bütün güç mihrakları da değişiyor.
Sokak gösterileri, yargı darbesi, algı operasyonları ve açıktan askeri kalkışma ile hedefe konulan Erdoğan şimdi de ekonomik ablukayla hedefe konmuş durumda.
Erdoğan engeli kalkarsa Türkiye’nin kontrolünü sağlama konusunda hiçbir sorun kalmayacağını bilen haçlı dünyası ülkedeki maşa sayısını da artırarak bu süreci hızlandırmak istiyor ve ekonomik kıskacı bu işin tek çaresi görüyor.
Milletin biraz sabırlı, iktidarın biraz aceleci davranması bu işin çözüm sırrı.
Akif Bedir / Yeni Akit Gazetesi
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol