Bayram umut demektir, barış demektir, birlik-beraberlik-kardeşlik demektir, hatırlamak-hatırlanmak demektir, sevinç-mutluluk demektir… Yetimlerin, öksüzlerin, kimsesizlerin kimsesi olmak, onların duasını almak demektir.  
Küresel ekonomik krizin girdabında boğuşuyoruz. Bu fâni dünyada kucaklaşmaya, yardımlaşmaya, birbirimize moral vermeye ihtiyacımız var. Bayramlar da bunlara vesile olan günlerdir, değerini bilelim.
Yahya Kemal Bayatlı, "Süleymaniye’de Bayram Sabahı" şiirinde;
“Ulu mâbedde karıştım vatanın birliğine
Çok şükür Allaha, gördüm, bu saatlerde yine
Yaşayanlarla beraber bulunan ervâhı.(ruhları)
Doludur gönlüm ışıklarla bu bayram sabahı.”
Mısralarıyla ne güzel anlatır bayramları…
Millî Şairimiz Mehmet Akif Ersoy ise;
“Âfâk bütün hande, cihan başka cihandır;
Bayram ne kadar hoş, ne şetâretli zamandır!”
Sözleriyle ne iyi tasvir eder bayramları…
Necip Fazıl Kısakürek de;
“Ölüm ölene bayram, bayrama sevinmek var;
Oh ne güzel, bayramda tahta ata binmek var."
Dizesiyle, daha farklı pencereden bakar, özleştirir ölümle bayramları…
Lakin…
Uzun zamandır bayramlar âdeta tatil yapmak için bir fırsata dönüştü. Anne-baba, eş dost ziyaretleri azalmaya başladı. Artık büyük şehirlerin kargaşasını, yorgunluklarını bahane edenler akın akın tatil yörelerine kaçıyorlar. Tabii ki, tatil insanların hakkıdır. Nasıl tatil yapmak isterse öyle yaparlar, tercihlerine karışamayız.
Ama…
Kültürümüz, âdetlerimiz, geleneklerimiz toplumsal erozyonla karşı karşıya. Bilerek-bilmeyerek hep birlikte yozlaştırıyoruz… Milletimizi kenetleyen ve ayakta tutan -olmazsa olmaz- bu hasletlerimizi muhafaza etmek, gelecek nesillere aktarmak hepimizin görevidir. Görmezden gelemeyiz.
Abdurrahim Karakoç da eski bayramları şiirlerinde arar, özlemini mısralarına şöyle döktürür:
Nur yağan geceler, gündüzler nerde?
Neşe paylaştığım öksüzler nerde?
Dost yollar, dost evler, dost yüzler nerde?
Huzura erdiğim bayramlar hani?
.....
Bayram af günüdür, barış günüdür
Bayramlar rahmete giriş günüdür
Bayram, Hak menzile varış günüdür
Gönlümü verdiğim bayramlar hani?
              ***
Bayramlar aynı zamanda küskünlüklere son verme, üzdüğümüz insanlarla helalleşme günüdür. Bu arada “helalleşme" demişken CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik değerlendirme de yapalım. Partisinin oyunu artırmak için her yolu deneyen Kılıçdaroğlu bir süredir  “helalleşme” turları yapıyor. Bir bakıyorsunuz, FETÖ’cülerle, bir bakıyorsunuz 28 Şubat mağdurları ile, bir bakıyorsunuz FETÖ’nün kumpas kurduğu askerlerle…
Çelişkilerle dolu, “helalleşme”leri kamuoyu samimi ve iyi niyetli bulmuyor. Parti yönetimi ve vekiller arasında muhafazakârlık açılımı kabul görmüyor, tepki alıyor. Kılıçdaroğlu’nun beyhude helalleşme turları, toplumsal hafıza açısından karşılık bulmuyor.
Sözün özü;
Kılıçdaroğlu havanda su dövüyor, Dimyat’a pirince giderken inşallah evdeki bulgurdan olmaz…
              ***
Bayram vesilesiyle görevi başında vatan için gözlerini kırpmadan canlarını seve seve vermeye hazır -sınır içinde ve ötesinde- terörle mücadele eden güvenlik güçlerimizi unutmayalım. Onların da bayramı mübarek olsun. Vatan uğruna şehit düşenlere Allah’tan rahmet, gazilerimize de uzun ve sağlıklı ömürler dilerim.
Her günümüzün bayram tadında olması dileğiyle siz okuyucularımızın da mübarek Kurban Bayramı'nı kutluyorum...
Bayram umut demektir, barış demektir, birlik-beraberlik-kardeşlik demektir, hatırlamak-hatırlanmak demektir, sevinç-mutluluk demektir… Yetimlerin, öksüzlerin, kimsesizlerin kimsesi olmak, onların duasını almak demektir.  
Küresel ekonomik krizin girdabında boğuşuyoruz. Bu fâni dünyada kucaklaşmaya, yardımlaşmaya, birbirimize moral vermeye ihtiyacımız var. Bayramlar da bunlara vesile olan günlerdir, değerini bilelim.
Yahya Kemal Bayatlı, "Süleymaniye’de Bayram Sabahı" şiirinde;
“Ulu mâbedde karıştım vatanın birliğine
Çok şükür Allaha, gördüm, bu saatlerde yine
Yaşayanlarla beraber bulunan ervâhı.(ruhları)
Doludur gönlüm ışıklarla bu bayram sabahı.”
Mısralarıyla ne güzel anlatır bayramları…
Millî Şairimiz Mehmet Akif Ersoy ise;
“Âfâk bütün hande, cihan başka cihandır;
Bayram ne kadar hoş, ne şetâretli zamandır!”
Sözleriyle ne iyi tasvir eder bayramları…
Necip Fazıl Kısakürek de;
“Ölüm ölene bayram, bayrama sevinmek var;
Oh ne güzel, bayramda tahta ata binmek var."
Dizesiyle, daha farklı pencereden bakar, özleştirir ölümle bayramları…
Lakin…
Uzun zamandır bayramlar âdeta tatil yapmak için bir fırsata dönüştü. Anne-baba, eş dost ziyaretleri azalmaya başladı. Artık büyük şehirlerin kargaşasını, yorgunluklarını bahane edenler akın akın tatil yörelerine kaçıyorlar. Tabii ki, tatil insanların hakkıdır. Nasıl tatil yapmak isterse öyle yaparlar, tercihlerine karışamayız.
Ama…
Kültürümüz, âdetlerimiz, geleneklerimiz toplumsal erozyonla karşı karşıya. Bilerek-bilmeyerek hep birlikte yozlaştırıyoruz… Milletimizi kenetleyen ve ayakta tutan -olmazsa olmaz- bu hasletlerimizi muhafaza etmek, gelecek nesillere aktarmak hepimizin görevidir. Görmezden gelemeyiz.
Abdurrahim Karakoç da eski bayramları şiirlerinde arar, özlemini mısralarına şöyle döktürür:
Nur yağan geceler, gündüzler nerde?
Neşe paylaştığım öksüzler nerde?
Dost yollar, dost evler, dost yüzler nerde?
Huzura erdiğim bayramlar hani?
.....
Bayram af günüdür, barış günüdür
Bayramlar rahmete giriş günüdür
Bayram, Hak menzile varış günüdür
Gönlümü verdiğim bayramlar hani?
              ***
Bayramlar aynı zamanda küskünlüklere son verme, üzdüğümüz insanlarla helalleşme günüdür. Bu arada “helalleşme" demişken CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik değerlendirme de yapalım. Partisinin oyunu artırmak için her yolu deneyen Kılıçdaroğlu bir süredir  “helalleşme” turları yapıyor. Bir bakıyorsunuz, FETÖ’cülerle, bir bakıyorsunuz 28 Şubat mağdurları ile, bir bakıyorsunuz FETÖ’nün kumpas kurduğu askerlerle…
Çelişkilerle dolu, “helalleşme”leri kamuoyu samimi ve iyi niyetli bulmuyor. Parti yönetimi ve vekiller arasında muhafazakârlık açılımı kabul görmüyor, tepki alıyor. Kılıçdaroğlu’nun beyhude helalleşme turları, toplumsal hafıza açısından karşılık bulmuyor.
Sözün özü;
Kılıçdaroğlu havanda su dövüyor, Dimyat’a pirince giderken inşallah evdeki bulgurdan olmaz…
              ***
Bayram vesilesiyle görevi başında vatan için gözlerini kırpmadan canlarını seve seve vermeye hazır -sınır içinde ve ötesinde- terörle mücadele eden güvenlik güçlerimizi unutmayalım. Onların da bayramı mübarek olsun. Vatan uğruna şehit düşenlere Allah’tan rahmet, gazilerimize de uzun ve sağlıklı ömürler dilerim.
Her günümüzün bayram tadında olması dileğiyle siz okuyucularımızın da mübarek Kurban Bayramı'nı kutluyorum...
Türkiye gazetesi