6’lı masa, kime tasa?
- GİRİŞ25.07.2022 10:33
- GÜNCELLEME25.07.2022 11:31
Muhalefet blokundan oluşan 6’lı masa, liderler seviyesinde son toplantısını SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun ev sahipliğinde ağustos ayının son haftasında gerçekleştirecek. Bugüne kadar kamuoyunun desteğini kazanabilecek herhangi bir çalışma ve proje ortaya koyamayan, yeni oyun ve tuzaklar peşinde koşan 6’lı masa, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu açısından kritik öneme sahip. Diğer muhalefet liderleri üzerinde tahakküm kurmak için çabalayan ama bunda da başarılı olamayan Kılıçdaroğlu, inisiyatifi elinden kaçırmamak için direniyor. Direndikçe de batıyor. Parti içi rakiplerini devre dışı bıraktığını düşünen Kılıçdaroğlu’nun tek hedefi masadan Cumhurbaşkanı adayı olarak çıkmak.
Bütün engelleri aştı, masanın direncini kırdı ve çıkmayı başardı diyelim. Soru şu; Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yarışabilecek mi?
Zira rakibi bir dünya lideri…
Savaş hâlindeki iki ülkeyi bir araya getirdi. Afrika’dan Orta Doğu’ya, Amerika’dan Asya’ya kadar dünyadaki milyarlarca insanı bekleyen küresel açlık tehlikesi ve gıda krizini önledi. Daha önce de Rusya-Ukrayna arasında ara buluculuk yaparak barışı tesis etmek için diplomatik hamle yaptı. Bu girişimleriyle dünyadan takdir topladı. Uluslararası meselelerin çözümünde öncülük ediyor. Dünyanın neresinde mazlum ve mağdur varsa onlara kucak açıyor. Gıpta ile bakılan, fikri alınan bir devlet adamı, diplomasi virtüözü…
Pandeminin bütün dünyayı etkilediği ekonomik krizden, Türkiye’nin -en az hasarla- çıkması için çalışıyor. Dar gelirlilerin refah seviyesini yükseltmek için çabalıyor. Fakirin, yoksulun, kimsesizlerin yanında. Ekonomik ve siyasi istikrar öncelikli meselesi. Gerçekleştirdiği dev proje, atılım ve hizmetlerle ülkemiz gelişmiş ülkeler arasındaki yerini aldı. Şiarı; Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet…
Peki, halk kimi tercih eder dersiniz!
Sansür ve Türk basını!
AK Parti grubunun TBMM Başkanlığına sunduğu içinde yazılı ve görsel medyaya yönelik yeniliklerin de yer aldığı Sosyal Medya düzenlemesi önümüzdeki yasama yılında görüşülecek. Yalan, iftira ve algı operasyonlarının önünü kesen, insan onurunu koruyan bu düzenlemeyi, muhalefet partileri sansür olarak nitelendiriyor. İktidarın özgürlük alanlarını daralttığını ileri sürüyor.
Bu vesile ile Türk basın tarihinin kısa bir geçmişine göz atalım. Değerlendirmemizi Türkiye Cumhuriyeti İletişim Başkanlığı’nın belgelere dayanarak hazırladığı bir eserden yararlanarak yapacağız.
Eserin adı: Matbuat ve İstihbarat Müdüriyet-i Umumiyesi Künye Albümü 1924- 1927
Eserde, Cumhuriyetin ilk dönemini kapsayan üç yıllık Türk basını ve yabancı basınla ilgili düzenlemelere ilişkin bilgiler verilirken, basın ahlakına uymayanlara yapılan işlemlerle basın kartı uygulamalarına ilişkin yazışmalar, örnekler yer alıyor. Dahiliye Vekaleti, Matbuat Müdür Umumiyesi ve gazete yönetimleri arasındaki yazışmalarda, sebepleri anlatılarak bazı muhabirlerin görevden alınması isteniyor. Basın kartı verilmeyenler, görev değişikliği yapılması önerilenler de var, yazışmalarda.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eserin takdim yazısında, ”Kamuoyu haber alma hakkını kullanabilmesi ve doğru bilgilendirilmesi açısından medya demokrasinin yapı taşlarından biridir” diyor. İletişim Başkanı Fahrettin Altun da, "Bu eser Millî Mücadelemize şahitlik eden, Cumhuriyetimizin gelişmesi ve demokratikleşmesi için gayret gösteren, hakikat arayışından taviz vermeyen basın mensuplarımıza saygı ve minnetimizin bir nişanesi olarak tarihe not düşmek amacını taşımaktadır” değerlendirmesinde bulunuyor.
Kısacası basın ile ilgili -devletin hassasiyetlerinde- o yıllarda da bugünlerde de bir değişiklik yok...
TÜRKİYE GAZETESİ
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol