El ile gelen düğün bayram!

  • GİRİŞ29.08.2022 08:16
  • GÜNCELLEME29.08.2022 08:16


Pandemi dönemi, ardından ekonomik kriz…
Hükûmet elini taşın altına koydu.
“Yeter ki memleket düze çıksın” denildi.
Devletin bütün imkânları seferber edildi.
Dünya kaosla boğuşurken, arayış içindeyken..
Ülkeler çaresizlik içinde kıvranıyorken…
Türkiye’nin öngörüleri sonuç verdi.
Ve… Tünelin uçundaki ışık görüldü.
Genel gidişat ümit verici.
Selamete çıkmak üzereyiz.
Bu arada “Sosyal Devlet” mekanizması da devrede.
Dar gelirlilere kucak açıyoruz.
Geçim sıkıntısı çekenlerin imdadına yetişiyoruz.
Sayısız destek ve yardımlar yapıldı.
Buna son örnek de…
Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin açıklaması:
Sıkıntı içinde olanların icra borçları silinecek,
30 milyar liralık bir paket söz konusu…
Böylece milyonlarca insan borçtan kurtulacak.
Hatırlayacaksınız:
Daha önce de vergi affı çıkarılmıştı.
Bazı borçların ertelenmesi-silinmesi sağlanmıştı.
KYK borcu olanlar kurtarılmıştı.
                   *
Hükûmet yerinde kararlar alıyor.
Takdirle ve minnetle karşılıyoruz.
Ama dememiz o ki:
Vergisini-algısını vaktinde ödeyenler,
Elektrik, telefon, su borcu olmayanlar,
KYK taksitlerini süresinde yatıranlar…
Borcunu aksatmayanlar…
Hepsi hâli-vakti yerinde insanlar mı?
Şüphesiz ki böyle değil…
Bu insanlara da bir jest yapılması lazım…
Mesela…
Bir fatura devlet tarafından karşılansa…
Kişiler arasındaki icra borçlarına kolaylık getirilse…
Bakkal, manav borçları bir kereliğine silinse…
Ne güzel olur değil mi?
 
 
Gemisine kaptanlık etmeyen
vardığı limana şaşmamalı!
 
Demokrat Parti…
“Yeter Söz Milletindir” dedi…
İktidara geldi.
Türkiye’ye demokrasi, özgürlük getirdi.
Kalkınma, gelişme ve ilerlemenin yolunu açtı.
Sonra ne oldu?
CHP içine sindiremedi, bazı çevrelerle iş birliğine gitti.
Havadan-sudan bahaneler üretildi.
1960 darbesi yapıldı.
Onlarca partili işkence gördü.
Menderes ve arkadaşları idam edildi.
Sözün özü:
Demokrasimize leke çalındı.
Sonra?!
DP’nin devamı AP, DYP iktidara geldi.
Rahmetli Özal, DP’nin izinden gitti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da mirası sahiplendi.
ANAP ile DYP birleşti, DP oldu...
“Demirkırat” yeniden siyaset sahnesine döndü…
Sürekli genel başkan değişti.
Şimdi partinin başında Gültekin Uysal var.
Peki Gültekin Uysal kim?
Nefret söylemine sahip çıkanlarla aynı kulvarda.
Kılıçdaroğlu’na biat etmiş konumda.
6’lı masada, "sorgusuz-sualsiz" CHP destekçisi.
Özetle…
Partisine darbe yapan zihniyete kucak açtı.
"Demokrasi şehitleri"nin kemiklerini sızlattı.
Herkesi hayal kırıklığına uğrattı…
Yani:
Bugünkü DP, o günkü DP değil.
Temennimiz;
Partinin bir an evvel ehil ellere geçmesi.
Türk siyasetinde yeniden varlık göstermesi…
 
 
Önce hayaller ölür, sonra insanlar!..
 
CHP’li Bolu Belediye Başkanı
Nam-ı diğer Tanju Özcan…
Varı-yoğu sığınmacılardı.
Skandal kararlara imza atıyordu.
Gündemde tutunmaya çabalıyordu.
Şimdi de kafayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a taktı.
Son açıklamasında diyor ki;
“Sandıkta yenildiğini görmek istiyorum.
Ertesi gün ölürsem gam yemem...”
                   *
Cahit Sıtkı Tarancı ne güzel izah eder ölümü:
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.
Kim; ne zaman ölür, nasıl can verir, bilemeyiz.
Takdir-i ilahi…
Allah, verdiği canı ‘vakti zamanı gelince’ alır.
Bizim söylemek istediğimize gelince:
Sayın Özcan, boşuna beklemeyin!
Erdoğan iktidardan düşecek diye…
Önümüzdeki yıl haziranda seçim olacak…
İbre Cumhurbaşkanından yana…
Sandıktan yine o çıkacak gibi…
 
 
Yıkılmışım Ben!
 
Popçu Gülşen’in tutuklanma sebebi belli:
"Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik…"
Ama, malum çevreler(!) taarruza geçti.
İmam Hatiplilere hakareti görmezlikten geldi.
Fikir özgürlüğüne sığınıldı.
Seçim öncesi bombanın pimi çekildi.
Olay, hayat tarzına müdahale noktasına getirildi
Neredeyse "masum-mağdur” ilan edilecek.
                   *
Olayın hukuki boyutu bizi ilgilendirmiyor.
Hata varsa yargı kendi mecrasında doğruyu bulur.
Üzerinde durmak isteğimiz konu siyasi:
İktidar ve yargı hedef alındı.
Talimatla karar verildiği ileri sürüldü.
Böyle olduğunu -bir an için- kabul edelim…
"Gülşen’i tutuklamayın” diye talimat verilseydi …
“Yetkililer istedi” diye serbest bırakılsaydı?
Bu da yargıya müdahale sayılmayacak mıydı?
Ya da başka bir açıdan ele alalım:
Kılıçdaroğlu’nun, "Derhal serbest bırakın” sözü de
Yargıya talimat değil mi?
                   *
Bugün yarın Gülşen cezaevinden tahliye edilecek.
Tavsiyemiz her sahneye çıktığında ilk şarkısı, “Yıkılmışım Ben" olsun…
Neden mi?
İçinde bulunduğu durumu çok iyi özetliyor da ondan:
Her yanım dağılmış, yıkılmışım ben
Paramparça olmuş, dağılmışım ben
Dertler derya olmuş ben de bir sandal
Devrilip batmışım, boğulmuşum ben...
TÜRKİYE GAZETESİ

Yorumlar1

  • ARSLAN 2 yıl önce Şikayet Et
    Elinize kaleminize sağlık Konuyu çok iyi özetlemişsiniz.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat