Haçlı-Siyonist ittifakı
- GİRİŞ22.12.2023 11:58
- GÜNCELLEME25.12.2023 19:03
Tarihte en çok peygamber gönderilen ve gönderilen peygamberleri inkâr ve isyan eden kavim Yahudilerdir. Peygamberlerin getirdikleri mesajları yalanlayan, onları öldürmeye kadar kalkan bu kavim bu yüzden Kur’ anda lanetlenmiş olarak anılır. Öte tarafta Putperest Roma ve Antik Yunan medeniyetini doğuran batı medeniyeti Hz. İsa’yı çarmıha geren ve onu öldürmeye kadar yeltenen barbarlığın çocuklarıdır.
Batı tarihi boyu işgalci ve yağmacı, katil ve zalim, yalancı ve sahtekâr kendine güvenilmezliği ile bilinir. Bu durum, ‘’Gavurdan dost domuzdan post olmaz’’ olarak atasözü haline gelmiştir. Böyle karakter bir soyaçekim gibi onların kültürel genlerinden, inanç ve din anlayışlarından kaynaklanan bir özelliktir.
Atina Isparta savaşları (MÖ,431- 404) , İskender’in (MÖ 356-336) dünyayı kılıçla dize getirmesi, Yunanlıların Truva (MÖ.1184) baskını, Roma’nın Kartalca’ yı işgal ve linç etmesi ( 264-146), defalarca tekrarlanan ve zamanımıza kadar sürengelen Haçlı kini ve seferleri (1096-2023), 1. (1914-1918) ve 2. Dünya savaşlarında (1939-1945) batılıların karşılıklı barbarlıkları, Hiroşima ve Nagazaki (1945) katliamları, Vietnam soy kırımı( 1955-1975), Afganistan (1979-2021), Irak- İran savaşı ( 1980-1988), Irak’ın (2011-2013) , Suriye’nin, Somali’nin, Sudan’ ın ve Libya’nın bombalanarak yerle bir edilmemesi, Kıbrıs, Keşmir, Bosna, Doğu Türkistan, Karabağ, Myanmar sorunları ve katliamları batının vahşi ve barbar yüzünü gösteren kanlı ve kirli tablolardır.
İşgal ve istilacı, Kolonyalist ve sömürgeci batının tarihi baştan sona insanlığın yüzkarası ibretlik ve ders alınacak olaylarla doludur.
Batı güce tapıcı aklı mantığı ile yabani yırtıcı bir hayvana benzer. Kedi acıkınca nasıl kendi yavrularını yemeğe başlarsa, o da kendi çıkar ve menfaatleri için yapamayacağı hiçbir insanlık dışı davranışı yoktur. Çıkarları için feda edemeyeceği hiçbir maddi ve manevi değer ve kutsalı olmaz.
Bunlar Amerika’ nın zenginliklerini ele geçirmek için o kıtada yaşayan yerli halkı kökünden kırmış geçirmiş, Afrika’yı işgal edip kendine köle etmiş, bu topraklarda yaşayan insanları kendi yurtlarından zorla kopararak köle olarak öldüm fiyatlarına esir pazarlarında satmış, kendilerinden olmayan insanlara evlerindeki süs köpekleri kadar bile değer vermemişlerdir.
Güç zehirlenmesi onlara bütün değerleri çiğnetmiş, çılgınlığın vahşetin ve barbarlığın her tip ve çeşidini normal bir şeymiş gibi göstermiştir. Bu yüzden batılı sadece 1.ve 2. Dünya savaşında suçlu suçsuz, kadın çocuk, yaşlı genç 100 milyon dindaşı Haçlı kardeşini büyük bir kin ve öçle katlederek ne kadar da medeni (!) bir millet olduklarını göstermişlerdir.
Gazze katliam ve soykırımından sonra mazlumlara değil de zalim İsrail’ e yardım eden batılı eşkıyaların katillerin yanında olabilmek için adeta yarışarak bu katliam ve soykırımının ortağı olmuşlardır.
ABD önderliğinde birçok batılı ülke askeri gemileri İsrail’ e yardım ve destek vermek için Akdeniz ve Kızıldeniz’de deniz gücü oluşturarak bir yandan Mısır, Suudi Arabistan, Ürdün ve Suriye’ye gözdağı vermek, bir yandan da İsrail Limanlarına füze saldırısında bulunan Husi Müslümanların askeri güçlerini kırmaya çalışıyorlar.
Batının İsrail’le dayanışması yeni bir Haçlı seferidir. Müslüman olduklarını iddia eden bazı Arap ülke liderlerinin de bu Haçlı seferine katılması kendileri adına içler acıtan ve karartan bir durumdur.
İsrail’in Gazze katliam ve soykırımından sonra mazlumlara değil de zalimlere yardım eden, arka çıkan, onların yanında olmak için adeta yarışan batı bloku ayırım yapmaksızın hepsi de bu katliam ve soykırımın ortağıdırlar.
Sykes-Picot Antlaşması, 16 Mayıs 1916 tarihinde İngiltere ve Fransa arasında yapılmış, daha sonra Rusya da buna katılarak Osmanlı Devleti'nin Orta Doğu'daki topraklarının paylaşan gizli antlaşmadan sonra,1917 de ‘’Balfour deklarasyonu’’ ile Haçlı ve Siyonist ittifakı kurulmuştur. Dünya çapında savaş ve işgaller yapan Amerika- İngiltere, Fransa, Rusya ve İsrail’den ibaret bu 4 devlet ve ya onların piyonlarıdır.
Bu ittifakın döktüğü kanlar, yaptığı zulümler, işlediği katliamlar, Müslümanlara karşı savaşı ve düşmanlığı ne ilk, ne de son olacaktır. İnsanlığın var oluşuyla kabil ve Habil arasında başlayan Hak ve Batıl mücadelesi kıyamete kadar sürecektir.
İnanlar Allah’ın, inanmayanlar Yahudi ve Hıristiyanlarla birlikte Tağut’un yolunda savaşacaklardır. Ama ‘’Muhakkak bizim ordumuz, her halde onlara mutlaka galip gelecektir’’ (Saffet; 171-172-173)
Müslümanların tek sorunu Allah’ın istediği ve emrettiği gibi samimi ve dosdoğru bir insan, millet ve ordu olmaktır. İşte bütün mesele ve meselelerin başı ve sonu adam gibi şahsiyetli Müslüman olmaktan geçiyor.
Arif Altunbaş, Haber 7
Yorumlar9