Suriye devrimi üzerine

  • GİRİŞ13.12.2024 14:16
  • GÜNCELLEME14.12.2024 09:19

Suriye 1964 Hama da başlayan, 1974-1980-1982 ye kadar devam eden BAAS rejimi ve katil Esed diktatörlüğünün katliamlarıyla sarsıldı. 2011 Esed rejiminin aynı zulmünün devam ettiği ve nihayet halkın ayaklandığı tarih.  

BAAS zulmüne karşı ayaklanan kendi halkını ve gençlerini tank paletleri altında çiğneyip ezen, gencecik fidanların sokaklarda kurşuna dizildiği zamanlar. Amerika, İngiltere, Rusya ve batılı ülkeler katili Esed’ i çılgınca alkışlıyor ve destekliyordu. Çünkü zulme karşı ayaklanan halk Müslüman, Esed ve rejimi laikti.

Müslüman kimlikleriyle İran rejimi ve Lübnan Hizbullah’ı da bu katliamları destekledi. Çünkü ESed Şii/ Nusayri idi.

Amerika ve batı emperyalizminin uşağı doların kulları Arap Petro şeyhleri de Esed’ in tarafında. Çünkü Esed Arap milliyetçisi idi.

BAAS ve Esed diktatörü destekçilerinin bugün ‘’Muhalifler’’ dedikleri Müslüman Suriye halkı o zaman onların gözünde ve dilinde isyancılardı. Diktatör, katil, zalim ve onun baskıcı faşist rejimi ise demokratikti, laikti, batıcıydı.

Irak, Suriye, Ürdün toprakları Osmanlıdan alınıpİngilizlerin işgalindeyken Osmanlıya karşı savaşan Şerif Hüseyin oğulları arasında pay edildi. Osmanlının Bağdat eyaleti; Irak, Şam eyaleti Suriye, Filistin bölgesi de Jordan olarak İngilizler tarafından kukla aşiret devletleri olarak kurularak Şerif Hüseyin ailesi arasında bölüştürüldü.

Bu atanmış zavallı kral bozuntularıyla istedikleri gibi uyumlu çalışamayan İngilizler kendi tayin ettikleri bu kralları mankurt olarak eğitip yetiştirdikleri askerlere darbe yaptırarak iktidardan düşürdüler. Kralın iki dudağı arasındaki İngiliz çıkar ve menfaatleri İngiliz Harp Akademisi ve İstihbarat teşkilatınca yetiştirilen askerler ve darbecilerin eline geçti. Bu usulle İngilizler bütün Ortadoğu’nun petrol ve gazına el koydular. Sonra ödüm fiyatına aldıkları petrolü işleyip yüksek fiyatlara dünyaya sattılar.

Kukla çadır devletlerinin başına atadıkları bedevileri aşiret devletlerinin kral, emir, Sultan ve diktatörleri olarak onurlandırdılar. İngiliz, Fransız, daha sonra Amerika ve batı dünyası İslam ülkelerinin yeraltı ve yerüstü kaynaklarını sömürerek zenginleştiler. İngilizler tarafından atanan veya darbe ile getirilen yöneticiler ortalıkta 7 cüceler gibi takla atıp şaklabanlık yaparak efendilerini eğlendirip memnun ettiler.

Tüm dünyada nerede bir Kur’an ve Sünnet hukukuyla yönetilmek isteyen Müslüman bir toplum varsa; hangi ırktan, ülkeden, renkten ve meşrepten olursa olsun İslam Teröristi olarak suçlandılar, yargılandılar ve cezalandırıldılar.

Filistin halkına kendi topraklarını, evini, ailesini, çoluk ve çocuğunu savunduğu için terörist dediler. Suriye halkı diktatör bir katilin baskıcı rejiminden kurtulmak için özgürlük istediğinden dolayı isyancılar olarak boma sağanakları altında, nice baskı, zulüm ve işkence altında katledildi. Milyonlarcası da hapishanelerde öldürüldü. Ve Suriye dışında per-perişan sürgünlerde yaşadılar.

Şimdi başlarındaki kara bulutlar dağıldı, özgürlük ve barışı yolları açılarak bugüne gelindi. Türkiye’nin desteği, İslamcı örgütlerin liderliğinde Müslüman Suriye halkı ayağa kalkınca Esed ülkeyi terk etti.

Şimdi, batılı emperyalistler ve onların İslam ülkelerindeki uzantıları yerli münafıklar, dönmeler Suriye’de emperyalizme karşı Müslümanların önderliğinde gerçekleştirilen bu devrim karşısında kahrolup kuduruyorlar.

Başta CHP ve onun altılı masadaki sevgili dostları Suriye’deki halkın bu zaferden pek memnun değiller. Kimisi Rusların davulunu, kimisi Amerikanın zurnasını çalarak yeni oyunlar peşindeler.

Başkan Tayyip Erdoğan’ ın Suriye politikalarına karşı çıkan Esed dostları, PKK yanlıları, Türkiye’deki yandan çarklı sosyalistler ve İran muhibbanları bir daha yanılmalarının ve yenilmelerinin derin hüznü içindeler.

Müslüman Suriye halkı emperyalizme hizmet eden BM, NATO, IMF, AB gibi kurumlar ve Rusya, Amerika, İngiltere ve İran gibi dış güçlerin başlarına yeni bir Esad belasını musallat etmesini istemiyorsa Türkiye’nin samimi destek, tecrübe ve kardeşçe yaklaşımından zafer sarhoşluğuna kapılmadan en iyi bir şekilde istifade etmeliler.  

Suriye halkı İnşallah sahada kazandığı bu zaferi ve başarıyı masa başında da devam ettirip taçlandırır. Savaş cephede kazanılır, ama masa başında devam ettirilir. Türkiye engin tecrübesiyle kardeş Suriye halkının kaderini kurtlar sofrasında masa başına üşüşen leş kargaları, akbabalar ve uyuz çakallara yem ettirmemelidir.

Suriye’yi bekleyen en büyük tehlike; aşiret, ırk ve mezhep kavgaları ve kaygılarıyla bölünmektir. Bu tuzak onları tekrar iç savaş ve Esedli günlere döndürüp İsrail, Amerika ve Rusya’ ya yem edebilir. Her devrim karşı bir devrimi tetikleyebilir.

‘'Onlar bir tuzak kuruyorlar... Allah da bir tuzak kuruyor... Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır. (Âl-i İmrân- 54. )

 

Arif Altunbaş
Haber 7

Yorumlar4

  • Keriman Sağ 1 ay önce Şikayet Et
    Çok yerinde, mükemmel bir analiz. Teşekkürler çesur kalem.
    Cevapla Toplam 10 beğeni
  • Aşağımirahmetli 1 ay önce Şikayet Et
    Allahım Suriye halkını koru ve İslam şerşatı yönetimini nasip eyle, İsrail’in yıkılışına vesile kıl. Amin
    Cevapla Toplam 9 beğeni
  • Osman 1 ay önce Şikayet Et
    Allah, Kudüsü ve Mekke Medine’yi de kurtarmaya bizleri vesile kılsın inşallah
    Cevapla Toplam 10 beğeni
  • Yaşasın hamas 1 ay önce Şikayet Et
    Ve mekeru ve mekerallah vallahü hayrul makirin onlar tuzak kurdular ALLAH da tuzak kurdu ALLAH CC tuzak kuranların en hayırlısıdır yüreğine sağlık arif abi
    Cevapla Toplam 8 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat