Teröre karşı neler yapılabilir?

  • GİRİŞ18.11.2022 08:36
  • GÜNCELLEME18.11.2022 08:36

Önceki yazıda genel olarak terör üzerinde durduk ve geçtiğimiz pazar günü yaşanan facianın "ayrımsız terör" olduğuna işaret ettik. Bu yazıda ise genel olarak teröre özel olarak ayrımsız teröre karşı neler yapılabileceğinden söz edeceğiz...
 
Ayrımsız terör belki de terör türleri arasında en vahşi ve en insafsız olanıdır; çünkü kurbanlarının çoğu zaman teröristlerle hiçbir doğrudan ilişkisi yoktur. Terörün yapmak istediği bir korku ve panik ortamı oluşturmaktır. Masum insanların ölmesi bu ortamın oluşturulmasına hizmet eder. Başka bir deyişle, ayrımsız terör eylemlerinde ölen insanlar teröristler için sadece birer araçtır.
 
Eylemlere tepki göstermek olağan bir durum olmakla beraber paniğe kapılmak ve korkuya düşmek yanlıştır. Zira, yaşanan olaylar ne kadar acı olursa olsun, teröristlerin her an her yerde bomba patlatma imkânı ve gücü yoktur. Kalabalık yerlerin hedef seçilmesinde amaç korkunun yayılmasıdır. Korkuya kapılmak bir bakıma teröristlerin amacına ulaşması anlamına gelir.
 
Medyaya da terörle mücadelede büyük bir sorumluluk düşer. Terör olaylarında ana bilgi kaynağı devletlerin güvenlik güçleridir; çünkü olayları soruşturan ve elinde bilgi olan onlardır. Bu yüzden, medya ana haber kaynağı olarak devlet makamlarını kullanmalı ve halkın paniğe kapılmasına katkıda bulunacak bir yayın politikası izlememeli. Medyayı her zaman bu sınırlar içinde tutmak kolay olmasa da kanlar içindeki yaralıların, parçalanmış insan cesetlerinin fotoğrafları yayınlanmamalı. Bu çerçevede, internetin yavaşlatılması veya engellenmesi olağan bir politikadır ve geçmişte başka demokratik ülkelerde de -meselâ Fransa’da- uygulanmıştır.
 
Demokratik devlet elbette genel olarak terör örgütleriyle ve teröristlerle mücadelesini sürdürmek zorunda. Bunun bir boyutu, mecburen, polisiye mücadeledir. Ancak, ideolojik mücadele de ihmâl edilmemelidir. Bu çerçevede demokrasinin terörle mücadelede konunun uzmanı olmayanlara paradoksal görünen bir boyutu vardır. Kısa vadede demokratik hak ve özgürlükler terörle mücadeleye zarar veriyor gibi görünebilir ama uzun vadede terörle mücadelenin en önemli aracıdır.
 
Terörle etkili mücadele için terörizm genel olarak ve spesifik eylemler bazında tüm toplu kesimleri ve özellikle siyasi partiler tarafından adı konularak ve açık biçimde kınanmalıdır. Terör, meşru bir yol olmadığı tüm demokratik kişi ve aktörler tarafından dile getirilerek, dışlanmalıdır. Bu açıdan ülkemizde çeşitli problemler olduğu söylenebilir. İlk olarak HDP’nin PKK’nın uzantısı hüviyetinde var olması ve işlemesi gerçeği gelmekte. Nitekim HDP genel geçer bir ifadeyle kınamayı geçiştirdi. İkincisi ise altılı masanın durumu. Altılı masanın bu husustaki bildirisi maalesef tam bir hayal kırıklığı oluşturdu. Bildiri genel bir terör kavramından bahsetmekte ama terörist örgütünün adını zikretmemekte. Bu tür ürkek ve çekingen tavırlar teröristlere dolayı ve zımni destek sağlayabilir. En azından teröristler tarafından öyle algılanabilir...
 
Son olarak Cumhurbaşkanı'nın G20 zirvesine katılmasının eleştirilmesi hakkında bir şeyler söylemek isterim.
 
Cumhurbaşkanı'nın terör saldırısı üzerine ziyaretini iptal etmesi ve Türkiye’de kalması büyük bir hata olurdu. Bu bir bakıma terörle mücadeleye değil teröristlerin amaçlarına ulaşmasına dolaylı destek vermek anlamına gelirdi. Unutmayalım ki, hayatın olağan akışı içinde devam etmesi terörle mücadelede çok önemli.
 
Son saldırıya rağmen, Türkiye, elbette, terörden çok çekmiş ama terörle mücadelede büyük tecrübe kazanmış bir ülke olarak yoluna devam edecektir...

TÜRKİYE GAZETESİ

Yorumlar1

  • Kaan 2 yıl önce Şikayet Et
    Ellerinize sağlık
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat