Sınır tanıyan gazeteciler!
- GİRİŞ03.01.2024 07:58
- GÜNCELLEME03.01.2024 07:58
İsrail, HAMAS operasyonu gerekçesiyle Gazze topraklarına ve Filistinlilere ahlâk ve hukuk dışı bir saldırı başlattı ve hâlen bu saldırıyı sürdürmekte. Bu saldırılarda sivilleri kasten ve bilhassa öldürmekte. Bu çerçevede gazeteciler de bilerek ve isteyerek hedef yapılmakta. Şimdiye kadar 106 gazeteci İsrail tarafından öldürüldü. Bu, savaşlarda hayatını kaybeden en yüksek gazeteci sayısı.
İsrail aslında Gazze’ye gazetecilerin girmesini istemiyor. Bunun ana sebebi Gazze’de yapmaya devam ettiği katliamların ve zulmün dünyaya duyurulmaması. İstiyor ki tüm dünya sadece İsrail’in haber diye verdiği şeyleri takip etsin ve olan biteni İsrail’in gözünden görsün. Bu nedenle İsrail kendi topraklarında gazetecilere izin verirken aynı gazetecilerin Gazze’ye geçmesini engelliyor. Orada bulunan veya bir şekilde bölgeye ulaşan gazetecileri ise tüm sivilleri yaptığı gibi ayrım gözetmeksizin katlediyor.
Bu vahşete karşılık Batı ülkeleri sessiz. Güya ifade ve dolayısıyla basın özgürlüğüne büyük önem ve değer veren ve tüm dünyayı bu bakımdan her yıl raporlar yayınlayarak notlandıran dünya ülkelerinden ses çıkmıyor. Mesela ABD. Türkiye’de basın özgürlüğünün neredeyse hiç olmadığını iddia eden ahlâksız raporlara imza atan ABD devleti ve Amerikalı sözüm ona sivil toplum kuruluşları İsrail’in bu tavrı karşısında hiç ses çıkarmıyor. Bunu yapanlardan daha doğrusu yapması gerekeni yapmayanlardan biri de meşhur Freedom House...
Bir diğer sessizlik de uluslararası gazeteci kuruluşlarında gözleniyor. Bunların en başında da Sınır Tanımayan Gazeteciler adlı örgüt geliyor (Fransızca: Reporters sans frontières). Bu kuruluş Paris’te yerleşik ve iddialı, basın özgürlüğünü savunan uluslararası bir sivil toplum kuruluşu. Wikipedia’nın verdiği bilgilere göre Robert Ménard, Rony Brauman ve Jean-Claude Guillebaud tarafından 1985 yılında kuruldu. Genellikle Fransızca ismini (Reporters sans frontières) veya baş harflerini (RSF) kullanıyor. BM, UNESCO, Avrupa Konseyi ve Uluslararası Frankofoni Örgütü'nde danışman statüsünde. On farklı ülkede bürosu ve 130 farklı ülkede muhabir ağları bulunmakta. Aldığı fonlardan ve arka plan desteklerinden sonraki en önemli dayanağının, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 19. Madde’sinde ifade edilen "Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak özgürlüğüne hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları söz konusu olmaksızın bilgi ve fikirleri her araç ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını ihtiva eder” cümlesi olduğunu öne sürüyor.
Türkiye’yi basın özgürlüğü bakımından tüm dünya ülkeleri arasında en sonlarda gösteren bu kuruluşun bir rapor yayınlayarak İsrail’i basın özgürlüğünü açıkça çiğneyen ve gazetecileri kasıtlı olarak katleden ülke olarak listeye almasını bekliyoruz. Ama böyle bir şey görmeyeceğimizden emin olabiliriz. Buna karşılık bu kuruluş mesela Türkiye’de terörist faaliyetler yapan ve terör örgütlerine destek veren gazeteci görünümlü kişilerin yargılanmasını mesele edinmekte ve hapisteki gazeteciler listesinde onları da göstermekte. Gelgelelim bu örgüt İsrail’e Gazze’de gazetecilik faaliyetlerini engellediği ve onlarca gazeteciyi öldürdüğü için ciddî bir tepki göstermedi.
Bu durumda, anlıyoruz ki, bu örgüt "sınır tanımayan" değil "sınır tanıyan" gazeteci örgütleri arasında yer almakta. Evet, sınır tanıyan bir gazeteciler örgütü ve bu sınır İsrail’in varlığı ve yapıp ettikleri. Örgüt mensupları iş İsrail’e gelince tüm ilkeleri dama atmakta ve gözlerini kapatmakta!..
Türkiye gazetesi
Yorumlar1