Geçen hafta, Ankara’daydım. İletişim Başkanlığı’nın düzenlediği ‘FETÖ ile Uluslararası Alanda Mücadele Sempozyumu’nun ilk gününe katıldım. Önce dinledim, sonra konuştum.

Anadolu Ajansı Genel Müdürü Serdar Karagöz’ün “FETÖ ile mücadele, küresel düzeyde emperyalizm ile mücadeledir” vurgusu önemliydi. 

İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un “FETÖ mensuplarının peşlerini bırakmayacağız, son FETÖ mensubu da adalet önünde hesap verene kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğiz” şeklindeki kararlı sözleri memnuniyet vericiydi.

Sempozyumun, bana göre, en dikkat çekici konuşmasını ise Polis Akademisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Dursun yaptı. Sade, samimi, sağlam.

İbrahim Dursun Hoca, Polis Akademisi “Bilimsel Araştırma Projeleri” kapsamında, Bosnalıların FETÖ algısını ölçmek isteyen bir çalışma yapmış. Bu çalışmanın arka planı da en az içeriği kadar önemli fikirler veriyor.

İbrahim Dursun Hoca, 2015 yılında, Bosna’ya gidiyor. Üç yıl, Uluslararası Saraybosna Üniversitesi-IUS’ta görev yapıyor. Buradaki ilk durağı, büyükelçiliğimiz. İstihbarat görevlilerimize, çalışmasından bahsediyor. Gelen ikaz oldukça dikkat çekici: “Hocam yapma, seni alırlar. Aileniz üzülür. Eşinize, çocuklarınıza yazık olur.” 

Elbette, kulak asmıyor. Devam ediyor.

Ertesi yıl, Türkiye’de izindeyken, darbe girişimini yaşıyor. Genelkurmayın önünde, vatan siperinde bekleyenlerden bir tanesi oluyor. Sonra tekrar Bosna’ya dönüyor. 

15 Temmuz’dan sonra gazilerimiz, bürokratlarımız, STK’larımız Bosna’ya gidiyor. Bosna’da görevli silahlı kuvvetler ve emniyet mensuplarıyla birlikte, FETÖ’yü anlatıyorlar. 

Dilini bilmediğimiz insanlara derin ve karanlık bir suç örgütünü anlatmak hiç kolay değil. Boşnaklar hiçbir şey anlamıyor. Türkler de. Bazıları da anlamazdan geliyor.

Yeniden ankete dönelim.

İbrahim Dursun Hoca, IUS, Sedef Vakfı, Ziraat Bank, Yunus Emre Enstitüsü ve Maarif Vakfı’nın ülkedeki temsilciliklerine gidiyor. Kurum çalışanları ve öğrenciler ile anket yapmak istediğini söylüyor. Türkiye’ye soralım diyorlar. Türkiye’deki karar vericilerden olumsuz cevap geliyor. Açıktan anket yapabildiği tek kurum ise Maarif oluyor.

Anket çalışmasının büyük bölümünü eşi ve iki çocuğunun yardımlarıyla yapıyor. Çünkü kimse, o sorularla, anket yapmaya cesaret edemiyor. Kendilerince haklılar. Bosna’da bu anketi yapmak, büyük bir risk içeriyor.

Yılmak yok, yola devam.

Bu çalışma esnasında, bin 112 kişiye ulaşılmış. Sadece 367 kişiden dönüş olmuş. Yüzde 69’u Boşnak. Gerisi, Bosna’da yaşayan yerleşik Türkler ve üniversite öğrencileri. Türklerin yüzde 4,6’sı ve Bosnalıların yüzde 13,7’si konusu sebebiyle bu ankete katılmak istememiş. 

Ankete katılan Bosnalıların yüzde 13’ü Türkçe bildiğini, yüzde 28’i de biraz bildiğini ifade etmiş. Bir başka ifadeyle, ekseriyeti Türkçe bilmiyor.

Anket sonuçlarına gelince… Darbe girişimi ve FETÖ algısına yönelik oldukça dikkat çekici bulgular var.

İlk soru: “Türkiye’de gerçekleşen darbe girişimi ve sonrasındaki süreç hakkında bilgi sahibi misiniz?” Bu soruya, evet cevabı veren Bosnalılar yüzde 42,3 iken biraz diyenler yüzde 22,5 oranında. 

Bir başka soru: “Darbe girişiminin arkasında kimin olduğunu düşünüyorsunuz?” Bu soruya Bosnalıların yüzde 38,3’ü Fetullahçı yapı, yüzde 12,3’ü yabancı istihbarat örgütleri cevabını vermiş.

“FETÖ’yü kendim, ailem ve yakın çevrem için tehdit olarak görüyorum” diyen Bosnalıların oranı yüzde 23,3. Tehdit olarak görmeyenler yüzde 15 civarındayken, yüzde 47,8’i fikir belirtmemiş.

“FETÖ’yü Bosna’nın bekasına bir tehdit olarak gören” Bosnalıların oranı yüzde 24,1 iken yüzde 10,2’si tam tersi kanaate sahip. 

“FETÖ’yü faaliyette bulunduğu tüm ülkeler için bir tehdit olarak gören” Bosnalıların oranı yüzde 40,3 iken yüzde 11,6’sı aksi yönde düşünüyor. 

Son iki soruya verilen cevaplardaki fark dikkat çekici olsa da Bosnalıların kendilerinden emin yaklaşımını bilenler için hiç şaşırtıcı değildir. 

“FETÖ’nün yabancı istihbarat örgütleri ile ilişkili” olduğunu düşünen Bosnalıların oranı yüzde 32,4 iken yüzde 3,2’si bu düşünceye katılmıyor.

Türklerin yüzde 37,7’si ve Bosnalıların yüzde 17’si “Bosna Hersek devletinin FETÖ’nün bu ülkedeki faaliyetleri ve yapılanması hakkında bilgi sahibi” olduğunu düşünüyor.

“Bosna’da FETÖ ile etkin bir mücadele yürütüldüğünü” düşünen Bosnalıların oranı 10,6 iken aksini düşünenlerin oranı yüzde 14,2 seviyesinde. 

“FETÖ ile mücadelenin sadece Türkiye’yi ilgilendirdiğini” düşünenler yüzde 11,6 iken, bu fikre katılmayanların oranı yüzde 26,9’dur. 

Buraya dikkat!

“Darbe girişimi sonrasında yapılan tutuklamaları haksızlık olarak gören” Türklerin oranı yüzde 14 iken Bosnalılarda bu oran yüzde 7,9’dur.

“Hükümetin, darbe girişimini güç alanını genişletmek için kullandığını” düşünen Türklerin oranı yüzde 18,4 iken Bosnalılarda bu oranı yüzde 13,2’dir.  

Ankete katılan Türklerin ağırlıklı IUS öğrencisi olduğu düşünülürse, bu kitle içerisinde FETÖ mensuplarının olduğu veya FETÖ konusunun kendilerine net bir şekilde anlatılamadığı düşünülebilir. Ancak kendisinin ve çocuklarının tecrübeleri, FETÖ’cü bazı öğrencilerin diğer öğrencilere yönelik örgütsel faaliyetler yürüttüklerin, işaret ediyor.

Büyük bir emek neticesinde ulaşılan bu sonuçlar, aslında tüm Batı Türkistan (Balkan) ülkeleri için geçerlidir. FETÖ’nün gerçek yüzü, güçlü yapılanmasının olduğu ülkelerde, tam olarak görülememiştir. Bölgedeki kurumlarımız, ne yazık ki, yeterli düzeyde etkin bir çalışma yürütememiştir.

Bu haftalık, bununla yetinelim. FETÖ’nün Batı Türkistan yapılanması ve buna karşı alınması gereken tedbirleri, haftaya bırakalım.

Yeni Akit